nlp ile ruhsal gelişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nlp ile ruhsal gelişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Modelleme

“Modelleme, bir insanın bir görevi ya da işi mükemmel bir şekilde başarmasını sağlayan ‘düşünceleri’ ve ‘eylemleri’ anlama sürecidir.”

Sue Knight’ın dediği gibi eğer birisi başarabildiyse, herkes başarabilir. Modellemenin özündeki düşünce budur. Modelleme ‘Nasıl’ sorusuna yanıt arar.

Sessizlik ve Yoğunlaşmak

Raja Yoga'da 'civan mukti' diye bir kavram vardır.
Yani, yaşarken bağlanmalardan kurtulmak, özgürleşmek. Bu aynı zamanda 'yaşarken ölmek' olarak ta ifade edilir.
Zihninizde Sessizlik olmadan yoğunlaşamazsınız, konsantrasyonu başaramazsınız.

Dikkat ve Odaklanmak

Oğlumun Babası Öldü
Bir gün Nasreddin Hoca baştan başa karalar giyerek evinden dışarı çıkmış. Yürümeye başlamış. Hocanın halinde bir tuhaflık olduğunu görenler sormuşlar:
"Hocam niye böyle baştan başa karalar giyinmişsin bugün?"
Hoca ciddiyetle cevap vermiş:
"Oğlumun babası öldü de onun yasını tutuyorum."
Bu Nasreddin Hoca hikayesini nasıl yorumlayacaksınız bakalım.

Kimlik Arayışımız



Zamanın Sonu adlı kitabında Krishnamurti şunları söylemişti:
İnsanoğlu kendisini bitmez tükenmez bir ayrıma, çatışmaya ve yıkıma götüren yanlış bir yöne sapmış olabilir mi? (…)İnsandaki çatışmanın kaynağı, kişinin aslında psişik düzeyde ne olduğu gerçeğiyle yüzleşememesi ve bunun sonucunda bir şey olması gerektiği yanılsamasına kapılması mıdır? (…) İnsanoğlu köklü bir değişim geçirebilir, ama bunun için kendi sınırlı ve kişisel çıkarlarından sıyrılıp evrensele uzanması ve sonunda düşüncenin, zamanın, hatta boşluğun ötesindeki bir temelden kaynaklanan şefkatin, sevginin ve zekanın saflığına ulaşması gerekecektir.

Kendini Anlamak Nedir?



Şunu soralım kendimize: Birbirimizle iletişim kurabiliyor muyuz?
Eğer gerçekten birbirimizle iletişim kurabilseydik, sorunlarımızdan özgürleşebilirdik.
Özgür ve farklı bir insan olabilirdik. Dönüşebilirdik.
Bugün insanlık bir kriz durumuyla karşı karşıyadır.

Duygusal Fırtınaların İçinde Bulduğumuzda Dikkat Edilmesi Gerekenler

1. Duygusal bir fırtınaya yakalandığımızda ilk olarak onun 'farkında' olmalıyız. Bazı insanlar farkedemezler ve normal bir şey zannederler. Londra caddelerinde araba süren gençler, RAM BAM – RAM BAM – RAM BAM diye sonuna kadar açarak dinlerler müziği. Kullandıkları araba bile sallanır. Ruhları bundan rahatsız olur. Dinledikleri müzik ve dinleyiş biçimleri o andaki ruhsal durumlarıyla benzerlik gösterir. Meditasyondan sonra çok yavaş bir ses tonuyla konuşuruz. Daha güçlü, kararlı, dengeli oldukça Duygusal Fırtınaları daha iyi anlamaya başlarız.

Duygusal Kölelik ve Kendinin Efendisi Olmak



Kendinin Efendisi olmak ile 'köle olmak' arasında bir fark vardır. Bazı insanlar ilerledikçe yoldan çıkarlar. Jillian Sawers’ın dediği gibi aslında birer 'ruhsal varlık' olarak hiçbir şeye ihtiyacımız yok. 'Sizin tek ihtiyacınız sevgidir' der bir şarkıda (All you need is love) oysa aslında 'Siz sevgisiniz!'. Sevgi dilenmenize gerek yok. Yalnızca onu içinizde deneyimleyip dışarıya yaymanız, ifade etmeniz yeterlidir.

Tanıklık



Yoga'da "kendini gözlemleme biçimi", Tanıklık olarak adlandırılır. Kişi kendisini sanki bir başkasıymış gibi gözlemlemeye çalışır. Tam olarak ne yaptığına dikkat eder. Tanık (ya da Şahit) ne eylemi başlatır ne de eylemi yargılar, Tanık yalnızca gözlemler.

Farkındalık

Bilinci açma konusundaki aktif uygulama, genellikle bütün Batıni Geleneklerde uygulanır. Zen'de özel bir meditasyon alıştırmasıdır. Budist uygulama, Buda'nın Sekiz Katlı soylu Yolu'nun bir unsurundan başlar ve genellikle "Salim Akıl" ya da "Aklı Selim" olarak adlandırılır. Kişi her eyleminin bilicinde olmaya şimdi merkezli bir bilinç geliştirmeye çalışır. Bunlara çalışırken bilincini gündelik etkinliklere açar.

Neden Sufizm?


Muhyiddin İbn Arabi Füsus ül Hikem'de insanın bu yaşamdaki amacının "gadap" halinden kurtulup, "rahmet" haline erişmek olduğunu söyler.. Yani kişisel gelişim ve dönüşüm süreci bu bağlamda kalpteki "küfür"ün temizlenmesi ve "iman"ın kalbe yerleşmesidir.

Altıncı Hissi Ya Da Duyguyu Geliştirmek

Kendinizi sadece yüzeysel yanlarınızla değil de daha derinlemesine tanımaya başladıkça, kendinizle yüzleşmeyi başardıkça içinize daha "korkusuz" girebilmeyi başaracaksınız. İnsanın kendi içine derinlemesine girebilmesi, bilinçdışına girmesi anlamına da gelir. Eğer kendi bilinçdışınıza dikkat pergelinin sivri ucunu batırarak dikkatin öteki ucuyla dışarıya bakarsanız o zaman insanların sözlerinin ötesindekini, beden dilleriyle, duygularıyla, düşünceleriyle, tutumlarıyla gönderdikleri sinyalleri algılayabilirsiniz.

Altıncı Duyuyu Ya Da Hissi Kullanmak

Altıncı duyunuzu kullanabilmeniz için birilerine benzemenize gerek yok.
Kişilerle, olaylarla vb. ilgili içinize doğan bilgiler zaman içinde doğrulandıkça, kendi sezgilerinize daha güvenir hale gelirsiniz. Hatta zamanla başkalarına anlatıp onların da buna inanmalarına ihtiyacınızın artık kalmadığını görürsünüz.

Beynin İşlevsel Tabakaları: Üç Katlı Beyin



Beyin, üç katlı olarak da ele alınabilir.

En ilkel seviye alttadır ve saldırganlık, sürü içgüdüsü, yeniden üretim ve temel metabolik süreçlerle ilgilidir.  Sonraki alan, orta tabakadır. Orta kat aile içgüdüsü, oyun becerisi, acı ve haz yargısı ve duygular alanıdır. Son tabaka, en üst kat, dil, kendilik duygusu olarak ego, başkalarının bakış açılarından bakabilme becerisi, başkalarının deneyimlerini anlama becerisi, düşünme ve plan yapma becerisi alanıdır. 

Sol – Sağ Beyin İkiliği

Beyin, sağ yan ve sol yan olarak iki yarım küreye sahip olarak ele alınabilir. Birçok insanın ortak görüşüne göre, sol yan dil ile sağ yan ise görsel algı, imgelem ve duygularla bağlantılıdır. Beynin sol yanı, milyonlarca yıllık evrim sırasında dil üzerinde uzmanlaşmıştır ve başlangıçtaki bazı işlevleri şimdi sağ yanın işlevleri olmuştur. Beynin sağ yanının ya da ilk zamanlardaki yanının başlıca özellikleri holistik süreçler üzerindeki vurgulamasıdır.

Tinsellik ve Batı Psikolojisi



Öteki bilimlerdeki meslektaşları gibi, önemli psikologların çoğu, ölçemedikleri ve denetleyemedikleri her şeyi reddetmekte, tanımamaktadırlar. Dolayısıyla doğanın tinsel yanı, öncelik verilen büyük bir araştırma alanı değildir. Birçok  psikoterapist ve psikyatristin bu şeylere ilgi duymaya başlamaları bize umut ışığı sağlamıştır. Kişilik Ötesi Psikoloji ve İnsancıl Psikoloji yardım uygulamalarının bir parçası olarak insanın tinsel deneyimleriyle ilgilenmeyi açıkça içeren meşru bilim dallarıdır. Bunun ötesinde Bilişsel bilim adamlarının beynin yapısı ve işlevleriyle ilgili araştırmaları, tinsel deneyimlerin bazı alanlarına çağdaş anlayışının yayılmasına yardımcı olabilir.

Etkileşim Analizi



Etkileşim analizi ya da transaksiyonel analiz, Eric Berne tarafından geliştirilmiştir. Kişilerin karar alırken, kendilerinde varolan inançlarından hareket ettikleri fikri üzerine kurulmuştur. Kişiler arasındaki sorunlar, kişilerden birinin inançlarının artık mantıklı olmaması ve arzu edilmeyen sonuçlara neden olacağının gözükmesi halinde ortaya çıkmaktadır. Bu mantık dışı inançları belirlemek, “değişim” için gerekli olan bir manivela dayanağı gibidir. Çünkü “kararlılık” için, yeni bir denge kurulması zorunludur.

Grup Çalışması



Her grup çalışması belli evrelerden oluşur. 

Bu evreler şöyle özetlenebilir:

Hümanist Psikoloji



(Abraham Maslow, James Bugental) Hümanist ya da İnsancıl Psikolojinin kurucularından sayılan Maslow’a göre kendini gerçekleştirme, yetenek, kapasite ve gücün sonuna kadar geliştirilmesi ve bunların uygulamaya konulmasıdır.

Kalibrasyon ya da Halden Anlamak



Göz hareketleri ve beden dili size temsil sistemleriyle ilgili genel bir bakış sağlar.
Kalibrasyon tekniği ise farklı bilgileri tanımanızı ve uygulamanızı sağlar. Her insan için özgündür, biriciktir. İş hayatınızda bunu yararlı bir şekilde kullanabilirsiniz. Bir kişinin bireysel ve ayrıntılı ipuçlarını daha fazla tanıdıkça, onun davranış kalıplarını ve değişik hallerini de tanımaya başlarsınız. O insanın sadece sözlerini değil, sizde bıraktığı etkileri de değerlendirebilirsiniz.

Derin Yapı ve Yüzeysel Yapı



Derin yapı, bir deneyimle ilgili bildiğimiz her şeydir ve bilinçdışıdır. Bazı yanlarını sözcüklere dökebiliriz, bazı yanlarını dökemeyiz.