Bilinçaltı Farkındalıkla Daha Gerçek Bir Kariyer Mümkün…

Sevgili Dostlarım,

Yaşam yolculuğunuzun en çok zaman geçirdiğiniz bölümü olan kariyer yolculuğunuza kim yön veriyor, hiç düşündünüz mü bunu? Kimin yönettiği ve sizin onu tanıyıp tanımadığınız çok önemli. Farkında olmak kavramı her an her yerde yine karşımıza çıkıyor. Ancak farkında olduğunuzda bir şeyleri değiştirebilir veya geliştirebilirsiniz. Eminim her biriniz şu en parlak ve en genç çağlarınızda yaşamınızda ve kariyerinizde gelişmeye zaten istekli durumdasınızdır.


İstek her şeyi ateşleyebilecek güçtedir fakat eğer farkındalığınız yeterli düzeyde değilse kuru kuruya istemek çamurlu bir yolda patinaj yapıp tüm enerjiyi tüketmeye hatta bazen motoru yakmaya benzer.

Farkında olmak demek kendine doğru hiç bitmeyen bir yolculuğa çıkmak demektir. Bu yolculukta yol kat edebilmeniz için cesur, sabırlı, keşfetmekten hoşlanan ve yolculukta karşılaştığı her şeyi olduğu gibi kabul edebilecek kadar hoşgörülü olmalısınız. İlerlemeye başladığınızda insanın kendine yaptığı yolculuğun en keyifli yolculuk olduğunu, yaşamınız boyunca görebileceğiniz en şaşırtıcı en renkli kesitleri ve en güzel sahneleri bu yolculukta göreceksiniz.

Farkındalığınızı arttırmak için hemen kendinize aşağıdaki soruları sorarak başlayın işe…

Yaşamımda tekrar eden sorunlar yaşıyor muyum?
Her yeni yıla başlarken kendim için hedefler verip tutamadığım oluyor mu?
İstediklerimi yapmak için sıklıkla eyleme geçemediğim oluyor mu?
Başarılarımı sabote eden bir şeyler var hissine kapılıyor muyum?
Hayal kırıklığına uğrayıp kendi kendinize yardım etmeye çalıştığınız ve bunun işe yaramadığı sıklıkla oluyor mu?

Eğer kendinize tamamen dürüst olursanız en azından bir alanda değiştiremediğiniz çok inatçı bir engeliniz olduğunu göreceksiniz. Bu belki ilişkilerinizle ilgili, kilo vermekle ilgili, parasal konularla ilgili, sağlığınızla ilgili, okulunuzla ilgili, alışkanlıklarınızla ilgili ve belki de işinizle, kariyerinizle ilgili olabilir.

ÖSS’ye girdiniz veya gireceksiniz ve bir tercih yaptınız veya yapacaksınız. Yaptığınız veya yapacağınız tercihten emin değilsiniz. Geleceğinizi hangi alanda inşa edeceğinize karar veremiyorsunuz. Bir gün bir alana içiniz ısınıyor ama sizi tam tatmin etmiyor. Sonra değiştirirsem belki içimi rahat ettirecek alanı bulabilirim diyerek yıllarca rolden role giriyorsunuz ama hala içselleştirdiğiniz bir kararınız yok. En sonunda enerjiniz azalmış, stres düzeyi artmış ve bıkkınlık hali üzerinize iyi nüfuz etmiş bir şekilde tercihlerinizi yapıyorsunuz. Bu birçok kişinin başına geldi ve gelecek de.

Veya geçmişte birçok iş değiştirdiniz, hiçbiri sizi tam olarak tatmin edemedi. Aradığınız işi bir türlü bulamadınız. Üstelik rehberlik, danışmanlık hizmetleri bile aldınız, özgeçmişinizi defalarca düzenlediniz hatta ama hala sizi hayallerinize götürecek şekilde destekleyen işi bulamadınız.

Veya Her zaman faturalarınızı ödemek için uğraştınız. Her zaman parasızdınız.

Genel olarak herkesin dünyasında mutlaka çözemediği ve sürekli etrafında dönüp durduğu bir kör alan vardır. Bu alan herkes için farklıdır. Kendinizi bu kör alanda bir kurban gibi hissedersiniz. Bir türlü değiştiremediğiniz bir döngüdür yaşamınızda. Bu döngüden dolayı her zaman birilerini suçlarsınız; patronunuzu, rehberlik öğretmenlerinizi, okulunuzu, ailenizi, komşunuzu, devleti, parasızlığı ve hatta genetik şifrenizi…

Çözüm nedir peki?

Farkında olmak; kendine yolculuktan vazgeçmemek…

Önce zihnimizin neler yaptığının farkında olalım. Zihnimizin bilinç kısmı ve bilinçaltı kısmı vardır.

Bilinçli Zihin ve Bilinçaltı Zihin

Zihnin bilinç kısmı bu yazdıklarımı okumanıza yardımcı olan zihnin bilinçli kısmıdır. Buzdağının görünen kısmıdır. Farkındalık düzeyinin altında ise bilinçaltı yer alır. Burası zihnimizin derinlikleri ve buzdağının görünmeyen kısmıdır.

Bilinçli zihnin bazı özellikleri

Analitiktir. Bu kişinin sorunları çözmeye çalışan analiz eden ve yollar bulmaya çalışan kısmıdır. Günlük yaşamda; ocağı kapatmalı mıyım? Elbiselerimi giymeli miyim? Asansörü çağırmalı mıyım? Gibi durumlarda otomatik olarak davrandığımızı düşünürüz fakat bu sıradan olaylarda bile bir karar veririz.

Gerçekçidir. Bu tarafı bazen kişiyi alabora edebilir. Bu kısım kişinin davranışlarının nedenleri hakkında bize bilgi verir. Eğer kişinin yaptığı şeyleri neden yaptığına ilişkin bir fikri yoksa kendini endişeli, gergin, yorgun hissedebilir ve eğer bu durum uzarsa zihinsel hastalıklara neden olabilir. Gerçekçi zihnin en büyük yanılsaması kişiye gösterdiği davranışların nedenlerinin asla gerçek olmamasıdır. Örneğin bir kişi uzun yıllar aynı iş yerinde takılıp kalmış ise bilinçli zihin ona işini değiştirmek istediğini fakat bir türlü özgeçmişinin firmalar tarafından çağırılmadığını işsizliğin çok yüksek olduğunu kriz olduğunu söyler durur. Fakat bilinçaltı şöyle der; dur bakalım sen işini değiştirmek istiyorsun ama 10 yıldır burada çalışıyorsun ve güvenlik duygun burada iyi. Benim yeniden başka bir koşul için programlanmam yıllar sürer. İstemiyorum der ve geri çevirir.

Bilinçaltı zihnin bazı özellikleri

Gerçek, bilinç düzeyinin altındadır. Bilinçaltı inanılmaz bir güce sahiptir. Kişinin istediği zenginlik, iş, kariyer, zayıf, şişman, mutlu veya üzgün olma gibi her şeyi gerçekleştirebilir. Bilinçaltının nasıl çalıştığını görmek için bir bilgisayarı düşünmek yeterli olacaktır. Çünkü bilinçaltı da bilgisayar gibi çalışmaktadır. Bilgisayarın içerisinde yüklü bir işletim sistemi ve programlar yoksa ihtiyaçlara cevap veremeyecektir. Bilgisayar sadece içerisindeki işletim sistemi ve programlara göre hareket edecektir. Program değiştiğinde artık yeni programa göre davranacaktır. Bilinçdışı da kazanılan deneyimlerle her gün yenilenen bir bilgisayar gibi çalışır, sadece ondan daha kuvvetlidir. Kişi doğduğunda içerisinde çok az program vardır ve her gün içsel bilgisayarını yeniler. İnsanın sanal bilgisayarının temel kuralı budur. Var olan programın gerektirdiği şekilde insan yaratmak ve ölene kadar da yeni programlar ekleyerek devam etmek zorundadır. Örneğin bilgisayar, kişinin şişman olduğu üzerine bir programı çalıştırıyorsa kişi şişmandır. Zayıf programı çalışıyorsa zayıf, sigara içme programı çalışıyorsa sigara tiryakisidir. Bütün programlar bir araya gelir ve kişinin nasıl biri olduğunu belirler. Kişinin doğduğu günden beri olan hafızası bu sanal bilgisayarın işletim sistemidir. Geçmiş yaşantılar bilinçli zihinde unutulmuş olsa da bilinçdışı hafızada değişik formlarda saklanmıştır. Çünkü bilinçdışı zihin bir video kamerası gibidir. Kişinin yaşadığı, duyduğu, gördüğü, hissettiği, tattığı her şeyi bilinçaltı hafıza bankasında yok olmayacak şekilde saklanmaktadır. Yani asla hiçbir şey unutulmamaktadır. İnsan sadece bilinç düzeyinde unutur, bilinçaltı düzeyde unutmaz.
Bilinçaltı her ne kadar çok güçlü olsa da aynı zamanda tembeldir de. Değiştirmek için ona verilen olumlu telkinleri uygulamaktan hoşlanmaz. Var olanların olduğu gibi kalmasını ister muhafazakar ve statükocudur. Olumsuz bir durumu olumluya çevirmek zaman alır. Diğer taraftan olumsuz telkinleri hemen alır çünkü bunlar için çaba gerekmez. Örneğin bir uzun süreli işsiz bir kişi aynaya baktığında “iş bulmam çok zor” diyorsa bu bilinçaltına gider ve oradaki “iş bulmak para kazanmak zor” veya “ ben iyi bir işi hak etmiyorum” programıyla örtüşür ve algı iyice güçlenir kişinin iş bulması iyice zorlaşır. Aynı uzun süreli işsiz kişi kendine “iş bulmak çok kolay” derse bilinçaltı “bu bendeki programla uyuşmuyor bunu içeri almak istemiyorum” der.

Bilinçaltında olumlu veya olumsuz olan inanç kalıpları vardır. Bu kalıplar yıllarca yaşanılmış edinilmiş olumlu veya olumsuz deneyimler sonucu oluşturduğumuz kalıplardır. Düşünceler ise ürünlerdir. Bilinçaltımız hard disk olduğuna ve bilinç üstünde oluşan tüm düşünceler (ürünler) bilinçaltından geldiğine göre kalıp neyse üründe o kalıba göre oluşur. Yani bilinçaltındaki inanç kalıplarınızın dediği olur. Bilinç ne derse desin sonunda bilinçaltının dediği olur. Bu nedenle yaşamı için istekleri olan hedefleri olan kişilerin öncelikle bilinçaltı düzeyinde farkındalık sahibi olmaları istedikleri değişimi oluşturabilmelerini sağlayacaktır.

Peki değişimi nasıl yaratacağız?

Öncelikle kendimize karşı dürüst olarak bilinçaltımızda çalışan programları tanıyacağız. Yani farkında olacağız.
Olumsuz programları bilinç düzeyine çıkarıp onları kabulleneceğiz. Kabullendiğinizde buharlaşmaya başlayacaktır.
Olumlu telkinleri bilinçaltımıza yerleştireceğiz. Bunu kendi kendine yapmanın yolları da var fakat bu konuda araştırma yapıp yöntemleri doğru şekilde öğrenip vazgeçmeden uygulamak gerekiyor.

Sevgiyle paylaştım…

Deniz Ağgül Güler
Kariyer Koçu & Gelecek Stratejisti
denizaggul@yahoo.com

Kaynak: www.gencgelisim.com