Tasarlanmış ‘Evet’ler…

Hayır demenin oldukça güç olduğu bir yaşam döngüsünde “evet” kelimesine o kadar çok bağlıyız ki bunu çoğu zaman kendi irademiz, isteğimiz dışında çevremizdeki, hatta hiç tanımadığımız, görmediğimiz insanların empoze etmesi ile kullanıyor ve maalesef bunu görmüyor, algılayamıyoruz.

Dürüst ve samimi bir şekilde neden “evet” dediğinizi kendinize sordunuz mu?Bu sorunun cevabı aslında çoğu zaman cevapsız ve yanıltıcı olmakla birlikte tatmin edici olmamaktan uzak kalıyor…
Son dönemlerde devasa boyutlara ulaşan ve hayatlarını özellikle ‘Kişisel Gelişim, Pazarlama, Reklam vb.. ‘ alanlarından kazanan insanların oluşturduğu bu kitle, insanımızın bu zafiyetini çok iyi analiz ederek bizler adına ‘evet’ demiştir. Bizlere ise sadece onaylamak kalmış durumda…

Sorgulamadan, araştırmadan ve ‘hayır’ diyebilmenin gücünü aklımıza dahi getirmeden…
Her zaman, her vesilede sistematik bir biçimde hayatlarımıza işlenen bu tasarlanmış evetler zaman zaman anlık olumlu sonuçlar verse de kalıcı başarı ve mutluluktan uzak, kalıcı olumsuzluk ve mutsuzluklara gebedir. Birileri tarafından çaktırmadan ikna edilip, kendi fikir, düşünce ve onaylarımızı uygulayamadığımız sürece de döngü böylece devam edecektir…
Bu durumun nedenleri arasında –elbette genele indirgemek yanlış olur ancak, ağırlıklı olarak rastlanan nedenlerin başında gelmektedir- insanın doğasında bulunan daha iyiyi, daha güzeli istemesidir.
Daha iyiyi istemesi elbette ki yanlış değildir. Yanlış olan daha iyiyi isteme biçimi ve algılamasındadır. Daha zengin, daha mutlu olmak, statü atlamak, başarılı olmak her insanın isteğidir. Ancak bütün bunları isterken, kimi zaman algıda kimi zaman ise oluşturduğumuz-oluşturmamızı sağladıkları beklentilerimizde hatalara düşmekteyiz. Sadece istiyor ve başkalarının bizlere yardım etmesini bekliyoruz…

Bir başkası tarafından belirlenen, onaylanan ya da reddedilen bu durumlar ise kalıcı başarı ve mutluluk yerine mutsuzluğu beraberinde getiriyor.

Bu konuya belki de en güzel örneklerden biri de özellikle son yıllarda oldukça popüler hale gelen ve enteresandır ki açık ve net bir şekilde bir birinin kopyası olan, bizlere Kişisel Gelişim diye sunulan akımı gösterebiliriz.
 Çaktırmadan ikna”, “Onaylanmış Evet” ve “Olumlu-Olumsuz Sonuçlara” kanaatimce en güzel örnektir.
Kitapçılarda ayrı bir bölüm haline gelen, neredeyse kalem-kâğıdı görenin bir kişisel gelişim adıyla kitap yazdığı ve iknanın ilk aşamasını ilk sayfada; “ Bu kitap diğer kitaplardan farklıdır.” “ Ticari amaçla yazılmadı”, “ İçinde yazılanlarla hayatınız değişecek”, “ Eğer tamamını okursanız değişime inanamayacaksınız”, “Amaç size fayda sağlamaktır” vb ifadelerle başlattığı kopyala yapıştır tarzı kitaplarla doldu ve bu tehlikeli bir durumdur maalesef.
Çünkü bu durum algıda, beklentilerde hata yapıp, gerekli araştırmayı yapmadan bizim adımıza “onaylanmış evetlerin” büyüsüne kapılmamıza ve olumsuz sonuçlara koşar adım gitmemize neden olmaktadır…

Bu konuya başka bir açıdan bakacak olursak, nedir Kişisel Gelişim?
Bize sunulan, kitapçılarda en çok ziyaret edilen, ayrı bölümler açılan, yine bu alanda birçok firmanın kurulduğu, büyük bir gizem ve başarı anahtarı olarak sunulan şey…
Benim şahsi düşüncem koca bir fiyasko olduğu yönündedir ki bu düşüncemin sebebi ise özellikle ticari amaç ve hayaller uğruna insanımızın duygu, düşünce ve hayalleri ile oynanmasından kaynaklanmaktadır.

Algılama konusunda; bizlere sunulan, vaat edilen ve mutluluk anahtarı olarak önümüze bırakılan, adına da Kişisel Gelişim denilen bu akım ve sistematik çalışma maalesef sadece ‘Çaktırmadan İkna’ ve adımıza verilmiş ‘ Evet’ lerdir.

Şuan piyasasını oluşturdukları düzende başarıya ulaşmış kişilerin yüzdesini çıkarmamız istense ortalama oran %5 i geçmeyecektir ki bu oran da kopyala yapıştır formatındaki kitap ve eğitimlerden ziyade orijinal bilgileri alan insanlardan oluştuğu görülecektir. –kalıcı başarıyı yakalamış olanlar için –
Kişisel Gelişimi sadece belirli çerçevede tutan, gelişim için milyarlarca lira ile bedeller istenen eğitimlere girmeyi şart kılan bu düzen; eğitim, duygu istismarından öte bir şey değildir.
Burada gerçek anlamda eğitimini, bilgi ve tecrübesini tamamlamış kendini ispat etmiş mümtaz eğitimci ve hocalarımızı elbette ki bu kategoride görmüyor ve değerlendirmiyoruz. Ancak üzücü bir durumdur ki bu hocalarımızın isimlerini kullanan ve onlardan fayda sağlayan insanların da olduğunu görmezden gelemiyoruz.

Bu yazımda sizlere Kişisel Gelişimin ne olduğu yönünde açıklama yapmaktan ziyade bunu siz değerli okuyucularımın bulmasını arzu etmekteyim. Araştırmanızı, gerçek anlamda kişisel gelişimin farkına varmanıza bir adım olabilmek ve elimizden geldiğince farkındalık yaratabilmek adına..
“Evet mi?” Güzel… Çaktırmadan ikna başladı demek..
Şimdi sıra sende
Sen mi karar vereceksin? Ben mi, bir başkası mı?
Önce araştırmalısın,
Sonra kendi düşüncelerini, değer yargılarını, sıralamasını yapmalısın. Daha sonrasında ise yardım istemeli ve almalısın…

Gerçek anlamda Gelişimi Yakalamanız dileğimle…

Abdullah KOÇ
a.koc2011@gmail.com

Kaynak: www.gencgelisim.com