Ne istediğinizi bilin, yapmanız gerekeni yapın, gerisini boş verin
“Ah ah benim zavallı öğrenci arkadaşlarım. Bir taraftan
müfredatı yetiştirmeye çalışan öğretmenlerinin, durmadan en iyi notu alması
konusunda direktifler savuran idarecilerin, en iyisini, en güzelini benim
oğlum/kızım yapmalı diyen anne-babaların kıskacı altında kalmış zavallı öğrenci
arkadaşlarım…” diye başlasam ve “Kendini, bunun dışında gören kimler var?” diye
sorsam, acaba kaçınız kendini bunun dışında tutacak çok merak ediyorum.
“Hocam tam yaramıza bastınız, ah ah, hiç sormayın!” gibi
sesler geliyor kulağıma. Bu yazıyı okuyan eğitimci arkadaşların, idarecilerin,
velilerin de “Acaba ben de bu güruhun içine giriyor muyum?” diye kendilerini
sorguladıklarını ve kendi kendilerine “Evet” ya da “Hayır” gibi cevaplar
verdiklerini görür gibi oluyorum. Gelişim evresinde olan insanların böyle bir
üçlü kıskaç içinde kalması çok ciddi psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ne
yapacağını bilemeyen, kendini çaresiz hisseden birçok öğrencimizi bazen bedensel
olarak, çoğu zaman da zihinsel olarak kaybettiğimizi hepimiz biliriz.
Özellikle ortaöğretim öğrencilerinin bir taraftan okuldaki ders
notlarını çok yüksek tutmaları gerektiğine dair söylemlerle yüz yüze kalmaları,
bir taraftan da dershanede yapılan sınavlarda gerilerde kalıp seviyesi düşük
bir alt sınıfa gitme durumunda kalma kaygıları, performanslarını alt-üst
etmekte ve o körpecik beyinlerde ciddi yaralar açmakta…
Eğitim-öğretimin içinde olan herkes için kendimce derlediğim
bir paket var. Şimdi size bunları sunuyorum. Eğitimciyseniz de idareciyseniz de
veliyseniz de öğrencilerimizin bu konularda kendilerine bir sistem
oluşturmasında yardımcı olmanız, öğrenciyseniz, bunları uygulamanız dileğiyle…
Uygulamaya konulamayan hiçbir bilgi işe yaramaz. Aşağıdakiler
-isterseniz- hayatınıza çok kolay aktarabileceğiniz pratik yaklaşımlardır.
Hadi, kolay gelsin!
Ø Önce motoru ısıtın.
Biliyorsunuz
ki bir arabanın direksiyonuna oturduğunuzda motoru ısıtmadan yola koyulmaya
kalkarsanız, arabanın motoruna zarar verirsiniz. Isınma turlarındaki sistem;
yıla başlarken, haftaya başlarken ya da güne başlarken değişiklikler olsa da temeli
aynı noktaya dayanır. Siz anladınız beni…
Ø Rotanızı belirleyin ve nasıl, ne zaman,
neyle gideceğiniz konusundaki sorularınızı netleştirin.
Plansız
ve programsız girdiğiniz hiçbir işte başarılı olamazsınız. Plan yapmak,
başarılı insanların en önemli özelliklerinden biridir. Söylediklerimiz
konusunda bir sorununuz varsa enerjinizi boşa harcamak işten bile değildir.
Ø Tavrınız ne kadar netse, başarıya o kadar
yakınsınız.
Hedefinizi
ne kadar netleştirmişseniz, yapacağınız şeyleri de o kadar iyi biliyorsunuz
demektir. Beklentilerinizi boşa çıkarmak istemiyorsanız, beklentileriniz
karşısındaki tutumunuzla ilgili olarak kafanızda hiçbir soru işareti kalmasın.
Ø Çalışma ortamınızla ilgili bir sorununuz
var mı?
Çalışma
ortamı, en önemli konulardan biridir ve aslan yattığı yerden belli olur mantığı
içinde okulunuz, dershaneniz, eviniz, çalışma masanız, hatta kaleminiz hepsi ruh
halinize uygun olmalı. Şartlarınızı zorlayın.
Ø Başarınızla ilgili istatistikler önemlidir.
Biliyorsunuz
ki başarı zaman, yer ve koşullara göre değişiklik gösterir. Kendinizle ilgili
geliştireceğiniz istatistiklerle kendinizi daha iyi tanıyıp adımlarınızı ona
göre atacaksınız. Bu nedenle istatistiksel bilgilere önem vermelisiniz.
Ø Başlamak, çoğu insan için en zor olanıdır.
Çalışmaya
başlamak için oyalanmak, yapılan en büyük yanlışlardandır. Oyalanmaya gerek
yok, başladığınız anda kendinizi iyi hissedeceksiniz ve zamanında başlamanın
huzuru içinde olacaksınız. Biraz gecikmişseniz bunu da dert etmeye gerek yok.
Bunu dert ettiğinizde çalışma sırasında veriminiz düşecektir. Onun için zararın
neresinden dönerseniz kârdır.
Ø “Okumak” kendiniz için yapacağınız en büyük
yatırımlardandır.
Etkin
bir okuyucu olmak, birçok açığınızı kapatacak, sentez ve analiz sisteminizi
geliştirecek, sorulara ve sorunlara farklı bakış açılarıyla bakmanız konusunda
size geniş bir ufuk açacaktır. Birçok alanda ihmalkârlık yapan biri, iyi bir
okuyucuysa bu eksiklerinin farkında bile olmayacaktır.
Ø Bilgi kaynaklarınız sağlıklı ve yeterli
olsun.
Size
birikim kazandıracak kaynaklar çok önemlidir. Kaynaklarınızı, mutlaka
rehberleriniz eşliğinde seçmelisiniz. Bu konuda biraz tutucu olmak da işe
yarar. Titizlikle seçilmiş kaynaklar, sizi avantajlı kılacaktır. Bilgi edinme
konusunda daha toysunuz, onun için hani terzilerimiz “Bin ölç, bir biç.” derler
ya, siz de kaynaklarınızı seçerken o derece dikkatli ve titiz olmalısınız.
Ø Ekip başarısı, bireysel başarıyı döver.
İyi bir
sınıfta ders alan bir öğrenci, iyi bir hocadan özel ders alan öğrenciden daha
avantajlıdır. Ekip çalışması yapan bir kişi, bireysel çaba gösteren birinden
çok daha iyi konumdadır. Birikimli insanlarla birlikte olmak, kişinin
gelişiminde önemli bir rol oynar.
Ø Fazla bilgi göz çıkarır.
Gereğinden
çok bilgi yüklenmiş bir beyin, işlem sırasında ciddi hasarlar görecektir. Uygulaması
olmayan bilgiye karşı savunma mekanizması geliştiren bir beyin gereksiz yere
yorulacaktır. Siz siz olun, ihtiyacınız olandan fazlasına evet demeyin. Her
şeyde olduğu gibi, bilgi aktarımında da gerektiği kadarı karar, çoğu zarardır.
Ø Gireceğiniz sınav hakkında bilmediğiniz
kalmasın.
Sınıf
içi sınavlar, genel deneme sınavları ve asıl gireceğiniz sınav hakkında geniş
çaplı bilgiye sahip olmalısınız. Gireceğiniz sınavla ilgili ne kadar çok
bilginiz varsa sınav esnasında o kadar az şaşıracak ve mümkün olduğunca rahat
olacaksınız. Teknik hatalar yapma olasılığınız da sıfıra inecektir.
Ø Zamanı doğru kullanmak zorundayız.
Zaman
yönetimi, kendini geliştiren her insanın bilmesi gereken en önemli şeydir. Geri
getiremediğimiz zamanın kölesi değil efendisi olmak ise doğru plan yapmak ve bu
plana uymakla mümkündür.
Ø Ormana ve ağaca aynı anda bakıp sizden
istenen üzerinde yoğunlaşın.
Çalışırken
seçici olmak lazım. Bizim için gerekli olanları ayıklamak, özel bir dikkat ve
çaba gerektirir. Bazılarımız tatlıyı, sütlüyü, tuzluyu hep birlikte yediğinde
mideleri sorun yaşar ya, beynimizin de bu konuda midemizden farkı yoktur.
Beynimizin işleyişini tanımak, nerede zinde olacağını, nerede karışacağını
bilmek gerekir. Burada da rehbere ve istatistiksel bilgilere ihtiyacınız vardır.
Ø Elinizde, sizden istenenden bir fazlası
olsun her zaman.
“Fazla
bilgi göz çıkarır” düşüncemizle çeliştiğimizi düşünebilirsiniz ama öyle değil.
İnsan, birikimlerinin hepsini kullanma konusunda bazen sorun yaşar. Başarılı
olmak için plan ve programımızın her zaman bir adım önünde olmamız gerektiğini
vurgulamak istiyoruz. Mesela dün planınıza göre 100 soru çözmeniz gerekiyor ve
siz 110 soru çözmüşsünüz, iki kitap okumanız gerekiyor ve siz üçüncü kitabın
yarısındasınız. Bu çok güzel bir durum, mutlu ve kendinizden emin olacaksınız.
Ø Basit düşünmeye çalış ama eksik olmasın.
“Zorlaştırmayın,
kolaylaştırın” düşüncesiyle hareket eden biri daha avantajlı konumdadır.
Soruları çözerken, sentez ve analiz yaparken mümkün olduğunca sistematik bir
şekilde soruyu ya da sorunu basitleştirmeye çalışın ama bunu yaparken verileri eksik
algılarsanız sorun yaşarsınız.
Ø Zihin haritaları her zaman işinizi
kolaylaştıracaktır.
Çalışma
sırasında oluşturacağınız zihin haritaları, tekrar sırasında işinizi mümkün
olduğunca kolaylaştıracaktır ama hazırlamadığınızda zihin haritalarının çok
faydalı olacağı konusunda kaygılıyım. Faydası olmaz mı, olur elbet ama kendi
hazırladıklarınız kadar değil.
Ø En verimli olduğunuz zaman dilimini tespit
edin.
Genel
olarak bakıldığında en verimli olan anlar, sabah ve uykuya geçmeden önceki
zaman dilimleridir ama bu, kişiden kişiye değişir. Siz en verimli olduğunuz
zamanı tespit etmelisiniz. Bunu yaparken birkaç soru çok işinize yarayacaktır. “Ders
çalışmaya en istekli olduğum zaman nedir? Ne zaman çalışırsam daha çok aklımda
kalıyor?” gibi sorular...
Ø Anahtar sözcüklerle sayfalar dolusu bilgi
birikimine sahip olabilirsiniz.
Çalışırken
anahtar sözcükleri aklınızda tutun ve bunları sistematikleştirin. Mesela
çalıştığınız tarihse, bu anahtar sözcükleri belli bir kronolojik sıra ile
şekillendirebilirsiniz. Sayısal derslerde ise kendinize özgü somutlaştırma
sistemleri ile en karmaşık formüllerin üstesinden gelebilirsiniz. Bunun için
ezberlemeyi bir yana bırakın. Öğrenmeniz gerekenle, hayatınızdaki bazı şeyler
arasında bağlantılar kurun.
Ø Olumlu düşünmenin çözemeyeceği sorun
yoktur.
Kişi
kendiyle barışık olmalı, hatalarından ders almayı bilmeli, olumsuz
yaklaşımlardan uzak olmalı. Doğru cevaplarınızın size kazandıracağı ne ki?
Zaten onu doğru yapmışsınız. O size ait. Önemli olan yanlışlarınız. Sizi
zirveye biraz daha yaklaştıran yaptığınız yanlışlardır. Çünkü yaptığınız her
yanlış (yanlışlarınız üzerinde ne kadar çok durursanız o kadar verim alırsınız)
sizi doğru olana bir adım daha yaklaştıracaktır. Yanlışlarınız size
eksiklerinizi gösterecek ve bu eksiklikleri tamamlamaya çalışacaksınız.
Ø İşkencehaneye mi gidiyorsunuz, dershaneye
mi?
Ülkemizde
çok ciddi bir sorun haline gelen dershaneler, -tabii ki misyonunu en güzel
şekilde koruyan kurumları bu sözümüzün dışında tutuyoruz- işkencehaneye
dönüştü. Milli Eğitim müfredatını uygun gördüğü ölçülerde yapıyor ve bu
müfredat dershaneye gitmeyen bir öğrenci için zaman ve aktarım açısından çok
uygun, dershane ise öğrenciden okulun istediğinden daha çok şey istemekte.
Çocuk gözünü açar açmaz soluğu dershanede almakta ve uzmanlık sınavına girerken
bile hâlâ dershane sıralarında bulmakta kendini. Tabi burada sözümüz
öğrencilere değil, velilere: “Biraz insaf!” Yük ne kadar az ise verim o kadar
fazla olur.
Ø Çalışma dünyanızı ne kadar
zenginleştiriyorsunuz?
Çalışma
sisteminiz ne kadar renkli ise o kadar çok verim alacaksınız ve bu verim alma
sırasında o kadar az sıkılacaksınız. Siz siz olun, tek yönlü çalışmaktan mümkün
olduğunca uzak durun. Grup çalışmaları, interaktif çalışmalar, farklı ortamlarda
çalışmalar…. Bu listeyi uzatabiliriz. Çalışma dünyanızı renklendirin. Renkli
bir dünya her zaman iyidir.
Ø Nefes almayı unutmayın!
Çalışırken
bazılarımızın yaptığı en büyük hata, nefes almayı unutmaktır. (Burada üzerinde
durmaya çalıştığımız “doğru nefes almak”.) Her canlının durup dinlenmeye,
yemeye, içmeye, miskinlik yapmaya, saçmalamaya, değişik sosyal faaliyetlere ihtiyacı
vardır. Bir canlı, özellikle de bir insan olarak ihtiyaçlarımızı görmezlikten
gelirsek çok fazla yol alamayız.
Ø İnternet, uçsuz bucaksız bir bilgi hazinesi
mi bir çöplük mü?
İnternet,
kullanmayı bildikten sonra çok işimize yarayacaktır. Kullanmayı bilmiyorsak
bizi oyalayan ve beynimizi kirleten bir çöplükten farkı kalmaz. Ülkemiz
insanının internet konusunda bilinçlenmesi ve internet dünyasını faydalı bir
hale getirmesi için biraz daha zamana ihtiyaç vardır.
Ø Kendimize özgü kalıplar oluşturarak işimizi
kolaylaştırabiliriz.
Çalıştığımız
bazı konular o kadar karmaşık görünür ki, bizi rahatsız eder. Peki ne
yapmalıyız? Bu bilgileri kendi özelliklerimizi de göz önünde bulundurarak
kalıplaştırabilirsek çok rahat ederiz. Kalıplaştırma esnasında, anahtar sözcük
çalışmasını, biçimsel ve anlamsal bağlantıları, zihin haritalarını kullanırsak
değmeyin keyfimize…
Ø Kazanımınızın öncesi ve sonrasını göz ardı
etmeyin.
Kazanımlarınızın,
daha alttaki kazanımlarınız tarafından desteklendiğini, kendi mesafesindeki
kazanımlar tarafından birbiriyle ilişkili olduğunu ve son olarak da belli bir
mantıksal sıralama içinde yer aldığını gözlemleyebilmelisiniz. Bazı
eğitimcilerin “piramit ilkesi” olarak da adlandırdığı bu durum, birikim
kazanmada önemli bir noktadır.
Ø Zaman bildiğini okur.
Sizin
için bazen geçmek bilmeyen zaman, bazen de su gibi akar. Aslında burada söz
konusu olan zaman değil, sizin zaman içindeki tutum ve davranışlarınızdır.
Hiçbir şekilde müdahale edemeyeceğiniz zaman, ne yaptığınızı biliyorsanız size
güzel şeyler gösterecektir.
Ø Kendinizle barışık olun: “Ruh-Beden-Zihin”
farklı tellerden çalmasın.
Üçünün
de ne dediğini duymazlıktan gelirseniz, aldırış etmezseniz sorun yaşarsınız.
Bedeniniz, ruhunuz ve zihninizde oluşan duygu veya düşüncelerin habercisidir. Kulak
verir dinlerseniz, dinlemeyi bilirseniz sizi yanıltmayacaktır.
Ø Emeksiz yemek olmaz.
Hazıra
konmaya, emek harcamadan bir yerlere gelmeye çalışan insanlardan uzak durmak
gerekir. Böylelerinin bizi yanıltmasına müsaade etmeyelim. Kolaya
meyletmeyelim. Her şeyin bir bedeli vardır. Önemli olan, fazla bedel
ödememektir; kolaya meyledenler her zaman daha fazla bedel öderler.
Ø Kısa vadeli yatırımlardan ziyade uzun
vadeli yatırımlar yapalım.
Sınavlara
hazırlanırken, insanın hayatının bir sınav olduğunu unutmayın. Bilgi
düzeyindeki birikimlerin pek fazla işe yaramadığını, bunların kısa süreli
yatırımlar olduğunu, kavrama, sentez,
analiz ve uygulama düzeyindeki birikimlerin bize daha çok şey
kazandırdığını bilen biri her zaman avantajlıdır.
Ø Çalışma sürecinde hiçbir şeyin moralinizi
bozmasına müsaade etmeyin.
Çalışma
esnasında, içsel ve dışsal birçok olumsuz bildirimlerle karşılaşacaksınız. Bu
durumda, güçlü bir savunma mekanizmasına ihtiyacınız var. Hatta bu mekanizma o
kadar güçlü olmalı ki, bu içsel ve dışsal olumsuz bildirimler karşısında
müdahale ihtiyacı bile duymamalısınız. İşte o zaman kimse tutamaz sizi. “…… da kim/ne
oluyormuş, bozamaz benim moralimi!”
Ø Sizin de aklınızdan geçmedi mi kopya çekmek?
Birçok
cazibesinin yanı sıra “kopya çekmek” hem öncesi hem ……….. esnasında hem de
sonrası için kişinin sinir sistemine zarar veren, kişilik oluşumunda ciddi
yaralar açan, toplumsal olguya bakış tarzını zedeleyen bir eylemdir. Uzak
durmak lazım.
Ø Azığınız kuvvetli olsun.
İyi bir
azıkla yola çıkarsanız kaygılanmaya gerek yoktur. İyi bir birikim için iyi
tekniklere ihtiyaç vardır. Öğrenmeyi öğrenme teknikleri, fotografik hafıza
teknikleri, soru çözüm teknikleri gibi tekniklerle kendinizi
geliştirebilirsiniz.
Ø Telaş, kişinin verimini azaltır.
Kaygılı
bir kişilik, hem kendine hem de çevresine ciddi zararlar verecek, kendinin ve
çevresinin verimini düşürecektir. Nefes alma teknikleri, düşünce platformundaki
zindelik ve temizlik, inanç sistemindeki eminlik, panik olmaya, telaşlı
ortamlara elveda demenizde size yol açacaktır.
Ø Eleştirmekten ve eleştirilmekten korkmayın.
Eleştiri,
toplumumuzda henüz çocukluk çağlarını yaşasa da önü aydınlık. Kendinizi
eleştirmekten korkmayın, çevrenizin sizi eleştirmesinden de… Yalnız ufak bir
noktayı göz ardı etmeyin. Eleştiri, sadece olumsuzlukları dile getirmek değil,
nesnel bir tavır takınabilmeyi gerektiren bir eylemdir.
Ø Çalışırken beş duyu organınızla çalışın.
Birikim
kazanmak için mümkün olduğunca bütün duyu organlarınızı kullanın. Öğrenme
sisteminizi de göz önünde bulundurarak (görsel, işitsel, kinestetik, çoklu
zeka…) çok yönlü çalışmalar yapmanız rahat yol almanızı sağlayacaktır.
Ø Zor sınav yoktur, zorlaştırılmış sınav
vardır.
Sınavları
kendi kendinize zorlaştırmayın. Kendi dünyanızda zor olarak algıladığınız her
şey size zor gelecektir. Bu konuda en güzeli, tarafsız olmaktır. Başarılı
olduğunuz her şey kolay, başarılı olamadığınız her şey zordur. Başarılı olmak
için de bize ait olanları, doğru yerde, zamanda ve doğru şekilde kullanmak
gerekir.
Ø Diyelim ki başarısız oldunuz, hiç önemli
değil.
Son
olarak, algıladığımız hiçbir şey son değildir, bir sonrakinin başlangıcıdır
aslında son… Her başarısızlık ise, bir sonraki başarının temelini oluşturur.
Başarısızlığı kafana takarsan, bir sonrakinde de başarısız olmandan başka işe
yaramaz. Önemli olan, bu başarısızlıktan ders alıp bir sonrakine hazırlanmayı
bilmektir.
Yukarıda sizin için gerekli olanları karınca kararınca
aktarmaya çalıştık. Her madde üzerinde özenle durup sizin için artı-eksilerini
gözden geçirerek yapabildiklerinizi yapmaya devam eder, yapamadıklarınızı da
gündeminize alıp yapmaya çalışırsanız kendinizle barışık olacaksınız. Yazıma
başlarken, gene sistemdeki sorunlardan bahsedecek bir yazı diyenleriniz
olmuştur. Ama bizim sistemdeki sorunları temcit pilavı gibi önünüze getirecek
vaktimiz yok. Değerli eğitimci arkadaşlarım, kıymetli öğrenciler, sayın
veliler, aslında yapmamız gereken şeyler ne öyle çok karmaşık, ne de bizi
çaresizlik içinde bırakacak kadar imkânsız. Hadi kolay gele…
M. Abdullah Yılmaz
Kaynak: www.gencgelisim.com