Her Derse Deva Pratik Soru Çözüm Teknikleri

Yılların eğitimcisi M. Abdullah Yılmaz, “Pratik Soru Çözüm Teknikleri” adı altında seminerler veriyor ve bu alanda bir de kitap kaleme aldı. “Pratik Soru Çözüm Teknikleri” yazar tarafından “alternatif düşünme teknikleri” ve “zihin açma egzersizleri” ile desteklenerek geliştirildi. Abdullah Yılmaz’la Genç Öğrenci okurları için sohbet ettik. Yan sayfada ise Abdullah Bey’in kitabında yer alan matematik sorularının çözümüyle ilgili özel bir bölüm bulacaksınız.

Zihin açma egzersizleri ve alternatif düşünme teknikleriyle pratik soru çözüm teknikleri konulu seminerlerinizden ve kitabınızdan bahseder misiniz?
Öncelikle öğrencilerin, soru çözerken karşılarına çıkabilecek engelleri gösteriyoruz, bunları nasıl ortadan kaldıracaklarını öğretiyoruz. Seminerden sonra veya kitabımızı okuduktan sonra öğrenciye bir özgüven geliyor, kendini dikkat ve konsantrasyon sorunlarını aşmış ya da aşmaya hazır hissediyor. Zamanı kullanma bilinci kazanıyor, kendi potansiyelini maksimum düzeyde nasıl kullanabileceğini görüyor. Her şeyden önemlisi, zihnini olumsuz duygulardan arındırıyor ve pozitif düşünmeye başlıyor.

Bütün öğrencilerde aynı sorunlar mı görülür, yoksa her öğrencinin kendine özgü sorunları mı var?
Binlerce öğrenci üzerinde yapmış olduğumuz istatistikte, herkesin kendisi için gördüğü sorunlar aslında herkeste ortak sorunlar olarak karşımıza çıkıyor: Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu bir soruya takıldığında, diğer soruları çözerken bundan olumsuz etkilenebiliyor. Sınav psikolojisi ile cevabından emin olduğu bir soruyu, nasıl oluyorsa, yanlış işaretleyebiliyor. İç ve dış etkenlerden dolayı dikkati dağılıp performansı düşebiliyor. Bir kere okunsa rahatlıkla anlaşılabilecek bir soru, defalarca okunabiliyor. Biz seminerlerimizde bu durumları göz önünde bulundurarak, öğrencinin düşünme, algılama, değerlendirme, kavrama ve karar verme hızını arttırarak öğrenme performansını geliştiriyoruz. Seminer sonrası soruları %20-30 daha hızlı ve doğru çözebiliyor. Soru okuma teknikleri ile soruyu okuma ve cevaplama süresini iki katına çıkarabiliyoruz. Seminer sonrası uygulamalarla orta seviyede bir öğrencide % 35’lik bir artış görebiliyoruz.

Söylediklerinizin gerçekleşmesi için yedi saatlik seminer ya da kitabınızı okumak yetecek mi?
Seminer çalışmalarına katılmanın avantajları farklıdır, kitabı okumanın farklıdır. İmkanı olanlar için hem seminer çalışmasına katılmalarını hem de kitabı okumalarını öneririz. Seminerlere katılma imkanı olmayanlar, kitabı okuyarak güzel bir performans yakalayabilirler. Öğrenmenin amacı uygulamaktır. Uygulamak, alışkanlık kazanmayı gerektirir. Bu 7 saatlik seminer çalışmalarında olsun, kitabımızda olsun çok özel teknikler kullandık ve uygulama sonrası güzel sonuçlar aldık.

Kitabınız ve seminerleriniz kimlere hitap ediyor? Mesela, yabancı dilden sınava girecek biri de bu çalışmalardan faydalanabilir mi?
Bu alanda eğitim veren ve sınava hazırlanan herkesin bu çalışmalardan kazanacağı çok şey var. Çünkü bu çalışmada, öncelikle yapılan genel hatalar, bu hatalar karşısında geliştirebileceğimiz genel ve özel stratejiler, bu alanla ilgili uygulamalar var. Yabancı dil sınavı da genellikle okuduğunu anlama, anladığını yorumlama soruları içeren bir sınav değil mi?

Bu alanda başka kurumların da yapmış olduğu çalışmalar var, sizin farkınız nedir?

Bu alanda birçok meslektaşımız, değişik çalışmalar yapıyor ama bu çalışmayı ilk sistematikleştiren kişi yanılmıyorsam benim. Bildiğim kadarıyla, uygulama alanında ciddi farklılıklar var. Bizim çalışmamızda özellikle alternatif düşünme teknikleri ön plana çıkıyor.

2. SAYFA
Matematik Sorularını Çözme Stratejileri
M. Abdullah Yılmaz
Bir matematikçi sanmaz fakat bilir. İnandırmaya çalışmaz çünkü ispat eder. Güveninizi beklemez. Belki dikkat etmenizi ister. (Henri Poincare)
Sınavlarda matematik alanıyla ilgili bizden istenenler, sayılar yardımıyla problem çözebilme, evrendeki matematiksel ilişkilerden yararlanabilme ve düşünme yeteneğini geliştirecek kadar matematiksel etkinliklerdir. Aşağıda matematik sorularını çözmenizi kolaylaştıran ipuçları sizleri bekliyor.

·   Öncelikle sorunun ne anlama geldiğini kavramak gerekir. Bunun için soru, gerekli görülen yerlerin altı çizilerek okunmalı, çok iyi anlaşılmalı ve çözerken işlem hatası yapılmamalıdır. İşlemin bitiminde de çözüm mutlaka kontrol edilmelidir.

·   Matematikteki bazı soruların yanlış şıkları eleme yoluyla da cevaplandırılabileceği unutulmamalıdır.

·   Matematikte bir konuyla ilgili çok değişik sorular sorulabilir ve aynı sorunun birçok farklı çözüm yolu olabilir. Matematik sorularındaki yanlışlarımızı en aza indirmenin yollarından biri, aynı konuyla ilgili farklı soruları çok farklı yönlerden çözebilmektir.

·   Matematik sorularında bütün verileri en iyi şekilde kullanmalıyız. Her verinin sorunun çözümünde bir ayrıntı olduğunu unutmadan, her ayrıntının bizi hedefe ulaştıran bir ipucu olduğunun her zaman farkında olmalıyız.

·   Düzenli tekrar yapmadığımızda hemen unutabileceğimiz bir alan olan matematik, çok emek ve uğraşı isteyen bir alandır. Benim matematiğe kabiliyetim yok, diyenler yanılırlar, matematiksel düşünme sistemi zamanla ve çalışarak kazanılabilecek bir özelliktir.

·   Matematik, öğrenme aşamasında bilgi birikimi gerektiren bir alandır, zaman içinde bilgiyi yorumlama da işin içine girer ki, zaten zevk alınabilecek aşama da budur. Öğrenme aşamasında matematiksel terimler, tanımlar, teoremler ve ispatları üzerinde özellikle durulması gerekir. Çalışırken kağıt-kalem kullanmak, önemli görülen bilgileri not etmek ve her şeyden önemlisi verilen bilgileri kullanarak bol bol uygulama yapmak gerekir.

·   Bir matematik sorusunu çözebilmek için öncelikle problemi anlamak gerekir. Problemi anlamak için; bilinmeyenleri tespit etmek, tanımları ve matematiksel terimleri gözden geçirmek,varsayımları iyi değerlendirmek gerekir.

·   Matematikte, bizi sonuca götüren varsayımlardır. Bu nedenle varsayımları anlamalı, kendimiz bu varsayımlara dayalı yeni varsayımlar üretebilmeli ve teoremleri probleme uyguladığımızda varsayımların gerçekleşip gerçekleşmediğini gösterebilmeliyiz.

·   Matematik, doğanın içine bırakılan ipuçlarıdır. Bakar bakmaz görülemeyecek kadar saklı ve karmaşık, ama insan beyninin çabalarıyla ulaşılabileceği kadar yakın. Mutlak doğru, kesin ve değişmez, ama yalın, güzel ve ahenkli.

Matematiksel düşünme yeteneğimizin gelişmesi, öteki alanlardaki düşünsel yeteneklerimizin de gelişmesine yardımcı olacaktır. Unutmayalım ki astronomi, dil, müzik ve daha nice alanlar matematiksel düşünme mantığına sahip olan insanların çalışmaları sayesinde gelişmiştir. Bugün çağımızın en gelişmiş araçlarından biri olan bilgisayarların çalışma sistemini de bir matematikçiye borçluyuz. Galileo’nin evrenin dilinin de matematik olduğunu söylemesi, bu gerçeği yıllar önce gördüğünün bir göstergesidir.
 Elsün Çalışkan
elsuncaliskan@mynet.com

Kaynak: www.gencgelisim.com