Bilgili İnsan mı? Eğitimli İnsan mı?





 Bilgili insan, doğru şeyleri bilen kişidir. Eğitimli insan ise doğru bilgileri alışkanlık haline getirmiş kişidir.




Yukarıdaki ifadenin doğruluk payını beraberce irdeleyelim. Bu irdeleme işini daha çok örneklendirmelere bakarak yaparsak, konuyu günlük hayatımızla kıyaslamamız daha kolay olacaktır.


Kayalar üzerine resimleri nakşederek bilgiyi miras bırakan insan topluluklarına, deri üzerine bilgiyi nakşeden insanlara, günümüz dünyasındaki teknik materyaller üzerine bilgiyi nakşeden insanlara baktığımızda, insanlık için en önemli olan şeyin “bilgi” olduğunu görürüz. Bilginin nesillere aktarımını sağlayanlar ise eğitimcilerdir. Eğitimciler için aslolan şey, bilgiyi vermek değil, onu öğrencinin faydalı bir şekilde kullanmasını alışkanlık haline getirmesini sağlamaktır.


“Öğretmenler kuru kuruya bilgi versin, çok bilgi versin, öğrenci ister alışkanlık haline getirsin, isterse getirmesin.” düşüncesinin hatalı olduğu, özellikle günümüzde okullardaki şiddet olaylarına baktığımızda açıkça görülmektedir.


Sigara İçen Profesör:


Dünyaca ünlü tıp profesörünün bilgi düzeyi kimse tarafından tartışılmıyordu. Bu profesör, sigaranın zararlarını anlatan bir konferans vermek istedi. İnsanlar bu konferansa katıldılar. Bu bilim adamının söyleyeceği önemli bilgileri dinlemek istediler. Profesör, sigaranın başta akciğer kanseri olmak üzere onlarca tip kansere neden olabileceğinden bahsetti. Beyin için ve diğer organlar için zararlarını anlattı. Konferans, birkaç saat sonra bitmişti. Dışarıya çıkan profesör ile dinleyiciler tokalaşmak istedi, ancak profesör bir sigara yakmıştı!


Doğrudur, bu profesör bilgili bir kimsedir; ancak bilgisini alışkanlık haline getirememiştir.


A ve B Ülkesinin Çocukları:


İki tane gelişmiş ülke düşünelim. Bu ülkelerden ilki, teknoloji konusunda gelişmiş olan A ülkesi olsun, diğer ülke ise eğitim konusunda gelişmiş olan B ülkesi olsun. Bu iki ülke birbiriyle bir iddiaya girerler ve derler ki:


“Biz sizden daha iyi öğrenci yetiştiririz.”


Tek yumurta ikizi olan ve tüm genetiksel özellikleri aynı olan iki bebekten birisini A ülkesi, diğerini ise B ülkesi alır. A ülkesi teknolojiyi ve bilgisayar sistemlerini kullanarak kendi ülkelerindeki çocuğun beynine elektrotlar aracılığı ile bilgi yüklerler. B ülkesindeki çocuk ise psikomotor gelişimine uygun bir tarzda eğimden geçirilir. Bu çocuklar on yaşına geldiklerinde ülke konseyleri toplanır ve çocukları sınarlar. A ülkesinde kalmış olan çocuk bütün sorulara doğru cevap verir. B ülkesinde kalmış olan çocuk ise bazı soruları yanıtlayamaz. Konsey, A ülkesinde kalan çocuğun kazandığını ifade edecektir. Tam bu sırada, A ülkesinde yetişmiş olan çocuk, yediği çikolatanın kabını yere atar; B ülkesinde kalmış olan çocuk ise bu kabı alıp çöp tenekesine atar. Görüldüğü gibi sadece bilgili olmak, istenen sonucu vermemiştir.


Kendi ifadelerim içerisinde sıkça kullandığım bir söylemim vardır:


Zekâ, bir tarla gibi gibidir; akıl ise bu tarla üzerindeki bitki örtüsüdür.


Sizin tarlanızın büyük ya da küçük olması önemli değildir; önemli olan onu verimli hale getirmektir.


Eğitimli bireyler, yukarıdaki örneklendirmelerde olduğu gibi sigara içmeyen, yere çöp atmayan, insanlara iyi davranan kişilerdir.


Unutmayın ki başarı için bilgiden çok alışkanlık gereklidir. Bu alışkanlıklar için ise hiçbir zaman geç kalınmış değildir. Başarı dolu bir gelecek yaşamanız ümidiyle…

Lütfi Şahin