100 YIL
ÖNCE SAVAŞ KAZANDIRAN MOTİVASYON YÖNTEMİ
Hayallerini paylaştığınız, desteklediğiniz, anlamaya
çalıştığınız, hayallerine ulaşmasına yardım ettiğiniz, ait olduğu ortamda var
olmasını sağladığınız her insan, büyük bir şevkle sizin yanınızda yer alır.
Motive edemediğiniz bir insanla ne iyi ilişkiler kurabilirsiniz, ne onun
verimliliğin artırabilirsiniz, ne de ona liderlik yapabilirsiniz. Motivasyonla,
çölde susuz kalmış bir insanı bile ayağa kaldırabilirsiniz. Motivasyon,
kişilerin ilişkilerini, iletişimlerini verimli ve sağlıklı hale getirir.
Motivasyonda
eğitimin ve sosyal yaşantının önemi büyüktür; çünkü hayallerin sınırını bunlar
belirler. Dünya savaş tarihinden bir örnek verecek olursak, 1904-1905 Rus-Japon
Savaşı'nı Japonya'nın kazanmasında eğitimin ve doğru motivasyon şeklinin
kullanılmasının büyük bir rolü vardır. Neredeyse %90'ın üzerinde okur-yazar
olan Japon ordusu, %60 okur-yazar oranına sahip Rus ordusunu yenmeyi
başarmıştır. Bir başka yöne bakacak olursak, Rus Çarı, askerlerini motive etmek
için cepheye kutsal fotoğraflar, aziz ve azizelerin fotoğraflarını gönderirken,
Japon İmparatoru cepheye ayrıntılı savaş haritaları göndermiştir. Bu ayrıntılı
haritalar, Japon askerlerinin savaşı kazanma ve yaşama hayallerini besleyerek
onları bilinçli bir şekilde motive etmiştir. Dinsel öğeler ise Rus askerlerine
ölümü çağrıştırarak kazanma ve yaşama hayallerini tahrip etmiş, içlerindeki
ölüm korkusunu beslemiştir.
Hayallerini
paylaştığınız, desteklediğiniz, anlamaya çalıştığınız, hayallerine ulaşmasına
yardım ettiğiniz, ait olduğu ortamda var olmasını sağladığınız her insan, büyük
bir şevkle sizin yanınızda yer alır. Motive edemediğiniz bir insanla ne iyi
ilişkiler kurabilirsiniz, ne onun verimliliğin artırabilirsiniz, ne de ona
liderlik yapabilirsiniz. Motivasyonla, çölde susuz kalmış bir insanı bile ayağa
kaldırabilirsiniz. Motivasyon, kişilerin ilişkilerini, iletişimlerini verimli
ve sağlıklı hale getirir.
Motive
etmek ya da motive olmak için insanları birbirleriyle yarıştırmaya veya bizim
yarışmamıza gerek yoktur. Her insan kendine özgüdür ve ancak kendisini en iyi
şekilde ortaya koymak için kendisiyle yarışabilir. "Tavşan kaç, tazı
tut" mantığıyla motivasyon sağlanamaz. Böyle tarz motivasyon, kişileri
"Kazanmak için her yol mubahtır" yaklaşımına iter ki bu, ahlâki
zaafları ortaya çıkartır.
Hayal
Tembelliğine Yakalanmayalım
İnsanları
hayal âleminde yaşamaktan kurtarabilmek, ancak onları hayallerini yıkmadan,
ulaşabilecekleri hayalleriyle gerçek âleme çağırmak ve motive etmekle
mümkündür. Hayallerine yıkıcı etkiler yapılan insanlar, hayal tembelliğine
yakalanırlar ve onlara ulaşmak zorlaşır.
Sporda
“start tembelliği” denen bir durum vardır. Sporcunun bir yarışmada yetersiz
motivasyonu olması sebebiyle ortaya çıkar. Sporcu isteksizdir, yarışmak
istemez, mücadele isteği yoktur, sahip olduğu yetenekleri tam olarak
kullanamaz. Hayal tembelliğine yakalanan kişiler de isteksiz, potansiyel ve
yeteneklerini kullanamayan, mücadele etmekten kaçan ve sadece belli
standartları yerine getirerek iş gören, yaşayan insanlar haline gelirler. Bu
durumu aşmak, ancak o kişilerin hayallerine ulaşmakla mümkündür.
Motivasyon,
kişilerin yaşam güçlerini ortaya çıkarır. Yıllardır, motivasyonun doğuştan
geldiği düşülmüştür. Bazı insanlarda vardır, bazılarında yoktur. Oysa günümüzde
yapılan çalışmalar sonrasında, tüm insanların doğuştan kendini yeterli hissetme
dürtüsüne sahip olarak dünyaya geldiği gözlemlenmiştir. Oynayan çocuklar
izlendiğinde, çocukların kendi sorunlarını kendilerinin çözdükleri görülür;
çünkü bunları ilginç ve üstesinden gelinebilir bulmaktadırlar.
Yöneticiler
için yapılan bir tür bir halka atma oyununda, yine (motivasyonunu kaybetmemiş)
kişilerin her olumlu deneme sonunda halka atma mesafesini %50 arttırdığı
görülmüştür. Benzer şekilde, belli bir göreve motive olmamız için
"duygusal bağ", "meydan okuma" ve "getiri"ye
sahip olmamız gerekir.
En etkili getiri, dışarıdan verilen bir ödül değil, "iç
doyum"dur. Aşırı denetime yönelir, meydan okumaları kendimiz belirler ve
bunları henüz kişisel getiri elde etmeye hazır olmayan durumdaki kişilere
dayatırsak, motivasyon sorunuyla baş başa kalırız.
Hayallere
Yapılan Saldırılar Motivasyonu Düşürür
İnsanların
hayallerine yapılan bilinçsiz ve kasıtlı saldırılar, onların motivasyonlarını
düşürür. Hayalleri ne kadar saçma ve ulaşılmaz olsa da o hayaller o kişiye
aittir. Yapmanız gereken, bu kişileri, gerçekleşme imkânı olan hayallere motive
etmek ve gerçeğe doğru çekmektir. Bunu yapmazsanız tam bir adam harcama
canavarı gibi, göremediğiniz birçok yeteneği, potansiyeli kaybedersiniz. Bu
kayıplar bir süre sonra sizin üzerinizde motivasyon bozucu etkiler yapmaya
başlar; çünkü çevrenizde yeterli yetenekte insan sayısı azalacaktır.
GERÇEK BİR
LİDER OLMAK İÇİN 8 İLKE
1: Vizyon. Liderler bütünsel resmi görür ve bu geniş perspektifi
başkalarıyla birlikte dile getirirler. Böylelikle, insanların çalışmalarını
uyumlu ve çevik bir işletme içinde seferber ve koordine eden ortak bir amaç
yaratırlar.
2: Güven. Güven olmazsa, vizyon boş bir
slogan haline gelir. Güven insanları bir arada tutar, sağlam ve esnek bir
kuruluş yaratır. Güven yaratmak için, liderlerin kestirilebilir olması,
enformasyon ve yetkiyi paylaşması gerekir. Liderlerin amacı, bir açık sözlülük
kültürü oluşturmaktır.
3: Katılım. Bir kuruluşun enerjisi,
insanlarının katılım ve çabasından gelir. Liderin görevi bu enerjiyi serbest
bırakmak, işletmenin her kademesindeki insanları akılları ve yürekleriyle işe
sarılma konusunda esinlendirmektir.
4: Öğrenme. Liderler kendilerini derin bir
şekilde kavrama ihtiyacı içindedirler. Ömür boyu sürecek bir keşif süreci
içinde güçlü ve zayıf yanlarını tanımak ve yeni koşullara uyum sağlamak
zorundadırlar. Kuruluşları için de aynı şey söz konusudur. Kuruluşlar sürekli
yeniliğe önayak olmalı ve liderler de çalışanları becerilerini ve ruhlarını
yenileme konusunda teşvik etmelidir.
5:
Çeşitlilik. Başarılı
liderler çeşitliliğin gücünü ve önyargının zehrini bilirler. Kendi eğilimlerini
tanır ve insanların farklılıklarının olumlu yönlerini takdir edecek bir ortam
yaratmaya çalışırlar. Kuruluşlarında karşılıklı bir saygı kültürünün egemen
olmasında ısrar ederler.
6:
Yaratıcılık. Akıllı
çözümlerin aşırı çalışmanın önüne geçtiği bir dünyada, yaratıcılık hayati bir
önem taşır. Liderler insanların yetenekleriyle yakından ilgilenirler, onların
güçlü yanlarına dayanır ve zayıf yanlarını dengelerler. Bağımsız, meydan
okuyucu düşünmeyi teşvik ederler ve insanların çabalarını kolaylaştıracak
teknolojilere yatırım yaparlar.
7:
Dürüstlük. Lider bir
şeyi savunmalıdır. Bir yurttaş ve insan olarak hayatta neyin önemli olduğunu
bilir ve içinde derinlemesine yer etmiş ilkelere göre davranır. Her akıllı
liderin manevi bir pusulası, bir yanlış ve doğru hissi vardır. İyi liderler iyi
ahlakın iyi iş demek olduğunu bilirler.
8: Topluluk.
Toplumsal
yaşam karşılıklı yükümlülükler demektir ve en yüksek performansı esinlendirir.
İnsanın komşusu ve hemşerisi için fazladan bir iş yapması doğası gereğidir ve
olgun bir lider yönettiği kuruluşun topluma karşı sorumluluğuna önem verir.
Aynı zamanda doğal çevreyi gözetmeyi de üstlenir.
(Robert H.
Rosen - İnsanları Yönetmek kitabından)
Hayallerini paylaştığınız, desteklediğiniz, anlamaya
çalıştığınız, hayallerine ulaşmasına yardım ettiğiniz, ait olduğu ortamda var
olmasını sağladığınız her insan, büyük bir şevkle sizin yanınızda yer alır.
Motive edemediğiniz bir insanla ne iyi ilişkiler kurabilirsiniz, ne onun
verimliliğin artırabilirsiniz, ne de ona liderlik yapabilirsiniz. Motivasyonla,
çölde susuz kalmış bir insanı bile ayağa kaldırabilirsiniz. Motivasyon,
kişilerin ilişkilerini, iletişimlerini verimli ve sağlıklı hale getirir.
Motivasyonda
eğitimin ve sosyal yaşantının önemi büyüktür; çünkü hayallerin sınırını bunlar
belirler. Dünya savaş tarihinden bir örnek verecek olursak, 1904-1905 Rus-Japon
Savaşı'nı Japonya'nın kazanmasında eğitimin ve doğru motivasyon şeklinin
kullanılmasının büyük bir rolü vardır. Neredeyse %90'ın üzerinde okur-yazar
olan Japon ordusu, %60 okur-yazar oranına sahip Rus ordusunu yenmeyi
başarmıştır. Bir başka yöne bakacak olursak, Rus Çarı, askerlerini motive etmek
için cepheye kutsal fotoğraflar, aziz ve azizelerin fotoğraflarını gönderirken,
Japon İmparatoru cepheye ayrıntılı savaş haritaları göndermiştir. Bu ayrıntılı
haritalar, Japon askerlerinin savaşı kazanma ve yaşama hayallerini besleyerek
onları bilinçli bir şekilde motive etmiştir. Dinsel öğeler ise Rus askerlerine
ölümü çağrıştırarak kazanma ve yaşama hayallerini tahrip etmiş, içlerindeki
ölüm korkusunu beslemiştir.
Hayallerini
paylaştığınız, desteklediğiniz, anlamaya çalıştığınız, hayallerine ulaşmasına
yardım ettiğiniz, ait olduğu ortamda var olmasını sağladığınız her insan, büyük
bir şevkle sizin yanınızda yer alır. Motive edemediğiniz bir insanla ne iyi
ilişkiler kurabilirsiniz, ne onun verimliliğin artırabilirsiniz, ne de ona
liderlik yapabilirsiniz. Motivasyonla, çölde susuz kalmış bir insanı bile ayağa
kaldırabilirsiniz. Motivasyon, kişilerin ilişkilerini, iletişimlerini verimli
ve sağlıklı hale getirir.
Motive
etmek ya da motive olmak için insanları birbirleriyle yarıştırmaya veya bizim
yarışmamıza gerek yoktur. Her insan kendine özgüdür ve ancak kendisini en iyi
şekilde ortaya koymak için kendisiyle yarışabilir. "Tavşan kaç, tazı
tut" mantığıyla motivasyon sağlanamaz. Böyle tarz motivasyon, kişileri
"Kazanmak için her yol mubahtır" yaklaşımına iter ki bu, ahlâki
zaafları ortaya çıkartır.
Hayal
Tembelliğine Yakalanmayalım
İnsanları
hayal âleminde yaşamaktan kurtarabilmek, ancak onları hayallerini yıkmadan,
ulaşabilecekleri hayalleriyle gerçek âleme çağırmak ve motive etmekle
mümkündür. Hayallerine yıkıcı etkiler yapılan insanlar, hayal tembelliğine
yakalanırlar ve onlara ulaşmak zorlaşır.
Sporda
“start tembelliği” denen bir durum vardır. Sporcunun bir yarışmada yetersiz
motivasyonu olması sebebiyle ortaya çıkar. Sporcu isteksizdir, yarışmak
istemez, mücadele isteği yoktur, sahip olduğu yetenekleri tam olarak
kullanamaz. Hayal tembelliğine yakalanan kişiler de isteksiz, potansiyel ve
yeteneklerini kullanamayan, mücadele etmekten kaçan ve sadece belli
standartları yerine getirerek iş gören, yaşayan insanlar haline gelirler. Bu
durumu aşmak, ancak o kişilerin hayallerine ulaşmakla mümkündür.
Motivasyon,
kişilerin yaşam güçlerini ortaya çıkarır. Yıllardır, motivasyonun doğuştan
geldiği düşülmüştür. Bazı insanlarda vardır, bazılarında yoktur. Oysa günümüzde
yapılan çalışmalar sonrasında, tüm insanların doğuştan kendini yeterli hissetme
dürtüsüne sahip olarak dünyaya geldiği gözlemlenmiştir. Oynayan çocuklar
izlendiğinde, çocukların kendi sorunlarını kendilerinin çözdükleri görülür;
çünkü bunları ilginç ve üstesinden gelinebilir bulmaktadırlar.
Yöneticiler
için yapılan bir tür bir halka atma oyununda, yine (motivasyonunu kaybetmemiş)
kişilerin her olumlu deneme sonunda halka atma mesafesini %50 arttırdığı
görülmüştür. Benzer şekilde, belli bir göreve motive olmamız için
"duygusal bağ", "meydan okuma" ve "getiri"ye
sahip olmamız gerekir.
En etkili getiri, dışarıdan verilen bir ödül değil, "iç
doyum"dur. Aşırı denetime yönelir, meydan okumaları kendimiz belirler ve
bunları henüz kişisel getiri elde etmeye hazır olmayan durumdaki kişilere
dayatırsak, motivasyon sorunuyla baş başa kalırız.
Hayallere
Yapılan Saldırılar Motivasyonu Düşürür
İnsanların
hayallerine yapılan bilinçsiz ve kasıtlı saldırılar, onların motivasyonlarını
düşürür. Hayalleri ne kadar saçma ve ulaşılmaz olsa da o hayaller o kişiye
aittir. Yapmanız gereken, bu kişileri, gerçekleşme imkânı olan hayallere motive
etmek ve gerçeğe doğru çekmektir. Bunu yapmazsanız tam bir adam harcama
canavarı gibi, göremediğiniz birçok yeteneği, potansiyeli kaybedersiniz. Bu
kayıplar bir süre sonra sizin üzerinizde motivasyon bozucu etkiler yapmaya
başlar; çünkü çevrenizde yeterli yetenekte insan sayısı azalacaktır.
GERÇEK BİR
LİDER OLMAK İÇİN 8 İLKE
1: Vizyon. Liderler bütünsel resmi görür ve bu geniş perspektifi
başkalarıyla birlikte dile getirirler. Böylelikle, insanların çalışmalarını
uyumlu ve çevik bir işletme içinde seferber ve koordine eden ortak bir amaç
yaratırlar.
2: Güven. Güven olmazsa, vizyon boş bir
slogan haline gelir. Güven insanları bir arada tutar, sağlam ve esnek bir
kuruluş yaratır. Güven yaratmak için, liderlerin kestirilebilir olması,
enformasyon ve yetkiyi paylaşması gerekir. Liderlerin amacı, bir açık sözlülük
kültürü oluşturmaktır.
3: Katılım. Bir kuruluşun enerjisi,
insanlarının katılım ve çabasından gelir. Liderin görevi bu enerjiyi serbest
bırakmak, işletmenin her kademesindeki insanları akılları ve yürekleriyle işe
sarılma konusunda esinlendirmektir.
4: Öğrenme. Liderler kendilerini derin bir
şekilde kavrama ihtiyacı içindedirler. Ömür boyu sürecek bir keşif süreci
içinde güçlü ve zayıf yanlarını tanımak ve yeni koşullara uyum sağlamak
zorundadırlar. Kuruluşları için de aynı şey söz konusudur. Kuruluşlar sürekli
yeniliğe önayak olmalı ve liderler de çalışanları becerilerini ve ruhlarını
yenileme konusunda teşvik etmelidir.
5:
Çeşitlilik. Başarılı
liderler çeşitliliğin gücünü ve önyargının zehrini bilirler. Kendi eğilimlerini
tanır ve insanların farklılıklarının olumlu yönlerini takdir edecek bir ortam
yaratmaya çalışırlar. Kuruluşlarında karşılıklı bir saygı kültürünün egemen
olmasında ısrar ederler.
6:
Yaratıcılık. Akıllı
çözümlerin aşırı çalışmanın önüne geçtiği bir dünyada, yaratıcılık hayati bir
önem taşır. Liderler insanların yetenekleriyle yakından ilgilenirler, onların
güçlü yanlarına dayanır ve zayıf yanlarını dengelerler. Bağımsız, meydan
okuyucu düşünmeyi teşvik ederler ve insanların çabalarını kolaylaştıracak
teknolojilere yatırım yaparlar.
7:
Dürüstlük. Lider bir
şeyi savunmalıdır. Bir yurttaş ve insan olarak hayatta neyin önemli olduğunu
bilir ve içinde derinlemesine yer etmiş ilkelere göre davranır. Her akıllı
liderin manevi bir pusulası, bir yanlış ve doğru hissi vardır. İyi liderler iyi
ahlakın iyi iş demek olduğunu bilirler.
8: Topluluk.
Toplumsal
yaşam karşılıklı yükümlülükler demektir ve en yüksek performansı esinlendirir.
İnsanın komşusu ve hemşerisi için fazladan bir iş yapması doğası gereğidir ve
olgun bir lider yönettiği kuruluşun topluma karşı sorumluluğuna önem verir.
Aynı zamanda doğal çevreyi gözetmeyi de üstlenir.
(Robert H.
Rosen - İnsanları Yönetmek kitabından)
Hayallerini paylaştığınız, desteklediğiniz, anlamaya
çalıştığınız, hayallerine ulaşmasına yardım ettiğiniz, ait olduğu ortamda var
olmasını sağladığınız her insan, büyük bir şevkle sizin yanınızda yer alır.
Motive edemediğiniz bir insanla ne iyi ilişkiler kurabilirsiniz, ne onun
verimliliğin artırabilirsiniz, ne de ona liderlik yapabilirsiniz. Motivasyonla,
çölde susuz kalmış bir insanı bile ayağa kaldırabilirsiniz. Motivasyon,
kişilerin ilişkilerini, iletişimlerini verimli ve sağlıklı hale getirir.
Motivasyonda
eğitimin ve sosyal yaşantının önemi büyüktür; çünkü hayallerin sınırını bunlar
belirler. Dünya savaş tarihinden bir örnek verecek olursak, 1904-1905 Rus-Japon
Savaşı'nı Japonya'nın kazanmasında eğitimin ve doğru motivasyon şeklinin
kullanılmasının büyük bir rolü vardır. Neredeyse %90'ın üzerinde okur-yazar
olan Japon ordusu, %60 okur-yazar oranına sahip Rus ordusunu yenmeyi
başarmıştır. Bir başka yöne bakacak olursak, Rus Çarı, askerlerini motive etmek
için cepheye kutsal fotoğraflar, aziz ve azizelerin fotoğraflarını gönderirken,
Japon İmparatoru cepheye ayrıntılı savaş haritaları göndermiştir. Bu ayrıntılı
haritalar, Japon askerlerinin savaşı kazanma ve yaşama hayallerini besleyerek
onları bilinçli bir şekilde motive etmiştir. Dinsel öğeler ise Rus askerlerine
ölümü çağrıştırarak kazanma ve yaşama hayallerini tahrip etmiş, içlerindeki
ölüm korkusunu beslemiştir.
Hayallerini
paylaştığınız, desteklediğiniz, anlamaya çalıştığınız, hayallerine ulaşmasına
yardım ettiğiniz, ait olduğu ortamda var olmasını sağladığınız her insan, büyük
bir şevkle sizin yanınızda yer alır. Motive edemediğiniz bir insanla ne iyi
ilişkiler kurabilirsiniz, ne onun verimliliğin artırabilirsiniz, ne de ona
liderlik yapabilirsiniz. Motivasyonla, çölde susuz kalmış bir insanı bile ayağa
kaldırabilirsiniz. Motivasyon, kişilerin ilişkilerini, iletişimlerini verimli
ve sağlıklı hale getirir.
Motive
etmek ya da motive olmak için insanları birbirleriyle yarıştırmaya veya bizim
yarışmamıza gerek yoktur. Her insan kendine özgüdür ve ancak kendisini en iyi
şekilde ortaya koymak için kendisiyle yarışabilir. "Tavşan kaç, tazı
tut" mantığıyla motivasyon sağlanamaz. Böyle tarz motivasyon, kişileri
"Kazanmak için her yol mubahtır" yaklaşımına iter ki bu, ahlâki
zaafları ortaya çıkartır.
Hayal
Tembelliğine Yakalanmayalım
İnsanları
hayal âleminde yaşamaktan kurtarabilmek, ancak onları hayallerini yıkmadan,
ulaşabilecekleri hayalleriyle gerçek âleme çağırmak ve motive etmekle
mümkündür. Hayallerine yıkıcı etkiler yapılan insanlar, hayal tembelliğine
yakalanırlar ve onlara ulaşmak zorlaşır.
Sporda
“start tembelliği” denen bir durum vardır. Sporcunun bir yarışmada yetersiz
motivasyonu olması sebebiyle ortaya çıkar. Sporcu isteksizdir, yarışmak
istemez, mücadele isteği yoktur, sahip olduğu yetenekleri tam olarak
kullanamaz. Hayal tembelliğine yakalanan kişiler de isteksiz, potansiyel ve
yeteneklerini kullanamayan, mücadele etmekten kaçan ve sadece belli
standartları yerine getirerek iş gören, yaşayan insanlar haline gelirler. Bu
durumu aşmak, ancak o kişilerin hayallerine ulaşmakla mümkündür.
Motivasyon,
kişilerin yaşam güçlerini ortaya çıkarır. Yıllardır, motivasyonun doğuştan
geldiği düşülmüştür. Bazı insanlarda vardır, bazılarında yoktur. Oysa günümüzde
yapılan çalışmalar sonrasında, tüm insanların doğuştan kendini yeterli hissetme
dürtüsüne sahip olarak dünyaya geldiği gözlemlenmiştir. Oynayan çocuklar
izlendiğinde, çocukların kendi sorunlarını kendilerinin çözdükleri görülür;
çünkü bunları ilginç ve üstesinden gelinebilir bulmaktadırlar.
Yöneticiler
için yapılan bir tür bir halka atma oyununda, yine (motivasyonunu kaybetmemiş)
kişilerin her olumlu deneme sonunda halka atma mesafesini %50 arttırdığı
görülmüştür. Benzer şekilde, belli bir göreve motive olmamız için
"duygusal bağ", "meydan okuma" ve "getiri"ye
sahip olmamız gerekir.
En etkili getiri, dışarıdan verilen bir ödül değil, "iç
doyum"dur. Aşırı denetime yönelir, meydan okumaları kendimiz belirler ve
bunları henüz kişisel getiri elde etmeye hazır olmayan durumdaki kişilere
dayatırsak, motivasyon sorunuyla baş başa kalırız.
Hayallere
Yapılan Saldırılar Motivasyonu Düşürür
İnsanların
hayallerine yapılan bilinçsiz ve kasıtlı saldırılar, onların motivasyonlarını
düşürür. Hayalleri ne kadar saçma ve ulaşılmaz olsa da o hayaller o kişiye
aittir. Yapmanız gereken, bu kişileri, gerçekleşme imkânı olan hayallere motive
etmek ve gerçeğe doğru çekmektir. Bunu yapmazsanız tam bir adam harcama
canavarı gibi, göremediğiniz birçok yeteneği, potansiyeli kaybedersiniz. Bu
kayıplar bir süre sonra sizin üzerinizde motivasyon bozucu etkiler yapmaya
başlar; çünkü çevrenizde yeterli yetenekte insan sayısı azalacaktır.
GERÇEK BİR
LİDER OLMAK İÇİN 8 İLKE
1: Vizyon. Liderler bütünsel resmi görür ve bu geniş perspektifi
başkalarıyla birlikte dile getirirler. Böylelikle, insanların çalışmalarını
uyumlu ve çevik bir işletme içinde seferber ve koordine eden ortak bir amaç
yaratırlar.
2: Güven. Güven olmazsa, vizyon boş bir
slogan haline gelir. Güven insanları bir arada tutar, sağlam ve esnek bir
kuruluş yaratır. Güven yaratmak için, liderlerin kestirilebilir olması,
enformasyon ve yetkiyi paylaşması gerekir. Liderlerin amacı, bir açık sözlülük
kültürü oluşturmaktır.
3: Katılım. Bir kuruluşun enerjisi,
insanlarının katılım ve çabasından gelir. Liderin görevi bu enerjiyi serbest
bırakmak, işletmenin her kademesindeki insanları akılları ve yürekleriyle işe
sarılma konusunda esinlendirmektir.
4: Öğrenme. Liderler kendilerini derin bir
şekilde kavrama ihtiyacı içindedirler. Ömür boyu sürecek bir keşif süreci
içinde güçlü ve zayıf yanlarını tanımak ve yeni koşullara uyum sağlamak
zorundadırlar. Kuruluşları için de aynı şey söz konusudur. Kuruluşlar sürekli
yeniliğe önayak olmalı ve liderler de çalışanları becerilerini ve ruhlarını
yenileme konusunda teşvik etmelidir.
5:
Çeşitlilik. Başarılı
liderler çeşitliliğin gücünü ve önyargının zehrini bilirler. Kendi eğilimlerini
tanır ve insanların farklılıklarının olumlu yönlerini takdir edecek bir ortam
yaratmaya çalışırlar. Kuruluşlarında karşılıklı bir saygı kültürünün egemen
olmasında ısrar ederler.
6:
Yaratıcılık. Akıllı
çözümlerin aşırı çalışmanın önüne geçtiği bir dünyada, yaratıcılık hayati bir
önem taşır. Liderler insanların yetenekleriyle yakından ilgilenirler, onların
güçlü yanlarına dayanır ve zayıf yanlarını dengelerler. Bağımsız, meydan
okuyucu düşünmeyi teşvik ederler ve insanların çabalarını kolaylaştıracak
teknolojilere yatırım yaparlar.
7:
Dürüstlük. Lider bir
şeyi savunmalıdır. Bir yurttaş ve insan olarak hayatta neyin önemli olduğunu
bilir ve içinde derinlemesine yer etmiş ilkelere göre davranır. Her akıllı
liderin manevi bir pusulası, bir yanlış ve doğru hissi vardır. İyi liderler iyi
ahlakın iyi iş demek olduğunu bilirler.
8: Topluluk.
Toplumsal
yaşam karşılıklı yükümlülükler demektir ve en yüksek performansı esinlendirir.
İnsanın komşusu ve hemşerisi için fazladan bir iş yapması doğası gereğidir ve
olgun bir lider yönettiği kuruluşun topluma karşı sorumluluğuna önem verir.
Aynı zamanda doğal çevreyi gözetmeyi de üstlenir.
(Robert H.
Rosen - İnsanları Yönetmek kitabından)
Niyazi F. Eres
Kaynak: www.gencgelisim.com