“Dünyayı ele geçirmeye çalışıp
ruhunu kaybetme sakın. Bilgelik, altın ve gümüşten daha değerlidir.” Bu
sözlerin sahibi, müzikle özgürlük savaşı veren regi ustası, nefret ve kini
müziğiyle tedavi eden evrensel müzik dehası Bob Marley… Bob Marley, duygu yüklü
şarkıları, yalın sözleri ve ırkçılık karşıtı, barış yanlısı söylemleriyle
ülkesinden yola çıkarak ırkçılığa maruz kalan tüm halkların sesi oldu.
6 Şubat 1945 tarihinde Jamaika’da küçük
bir köyde dünyaya gelen efsane sanatçı, şu an aramızda değil belki ama kendine
özgü özgür duruşu, pozitif enerji yüklü şarkıları ile geçmişin olduğu kadar bugünün
dünyasını da fethediyor.
Beyaz bir İngiliz olan deniz subayı
Norval Sinclair Marley ile siyah bir Jamaikalı olan Cedella Booker’ın çocuğuydu
Bob Marley. Uzun deniz yolculukları nedeniyle evine sık uğrayamayan Sinclair
Marley, eşini ve çocuğunu göremese de finansal olarak yardımı esirgemiyordu.
Bob, 1955’te henüz 10 yaşındayken, 60 yaşında geçirdiği bir kalp krizi sonucu
babasını kaybetti. Beyaz bir baba ve siyah bir anneden doğduğu için gençliğinde
ırkçılıkla yüzleşmek zorunda kaldı. Bu dönemde bir ömür boyu sürecek kimliğini
sorgulama süreci başlamıştı. Şöyle diyordu:
“Kendime karşı herhangi bir önyargım
yok. Babam beyaz, annem siyahtı. Bana ise melez deniyordu. Ben hiç kimsenin
tarafında değilim. Ne siyahın ne de beyazın… Ben Tanrı’nın tarafındayım, beni
siyahtan ve beyazdan yaratan Tanrı’nın…”
5 yaşındayken annesiyle birlikte başkent
Kingston’a taşındılar. Burada, birlikte müzik çalışmalarına başlayacağı ve
yaşamı boyunca en iyi arkadaşı olan Bunny Livingston’la tanıştı Bob. İki çocuk,
Amerikan radyolarından dinledikleri ilginç müziklerden etkilenmişlerdi.
Özellikle New Orleans’tan yayın yapan radyolarda çalınan Ray Charles, Fats
Domino, Curtis Mayfield ve Brook Benton’un şarkılarından… Aynı zamanda Jamaika’da
o dönemde oldukça gözde olan Drifters gibi siyahî gruplarla yakından
ilgileniyorlardı.
Adadan
dünyaya yayılan regi tınıları:
Bob okuldan ayrıldığında
tek bir tutkusu vardı: Müzik. Bir kaynakçıda işe girse de geriye kalan
zamanının tümünü kankası Bunny ile birlikte müzik becerilerini geliştirmekle
geçiriyordu. Aynı şehirde yaşayan ünlü şarkıcı Joe Higgs, bu hevesli
gençlere müzik dersleri verdi. Bu dönemde, kendileri gibi müziğe tutkun bir
başka gençle, Peter McIntosh ile tanıştılar.
1962’de Bob, yerel müzik yapımcısı
Leslie Kong ile görüşmeye karar verdi. Bob’un sesinden çok etkilenen Kong, genç
şarkıcıyı stüdyoya alarak bazı şarkıları yorumlattı. Bunlardan ilki “Judge Not”
idi. Bu şarkıyla birlikte Bob Marley’in ilk albümünü de hazırlayacaktı.
Albümdeki “Terror” ve “One Cup of Coffee” isimli şarkıları pek dikkat çekmese
de, Bob Marley’in bir şarkıcı olma yolundaki azim ve hırsını gösteriyorlardı.
Bir sonraki yıl Bob Marley, yoluna bir grupla devam etmeye karar verdi; Bunny ve Peter ile birlikte The Wailing Wailers’ı kurdular. The Wailers ile Bob Marley, profesyonel anlamda müziğe ilk adımı attı denilebilir. Üç arkadaş bir süre birlikte müzik yaptıktan sonra ayrılarak solo çalışmalarına devam ettiler.
Bir sonraki yıl Bob Marley, yoluna bir grupla devam etmeye karar verdi; Bunny ve Peter ile birlikte The Wailing Wailers’ı kurdular. The Wailers ile Bob Marley, profesyonel anlamda müziğe ilk adımı attı denilebilir. Üç arkadaş bir süre birlikte müzik yaptıktan sonra ayrılarak solo çalışmalarına devam ettiler.
Bob, The Wailers’dan ayrıldıktan sonra üç
bayan regi sanatçısının oluşturduğu The I-Threes adlı gruba müzikal alanda
destek verdi. Bu çalışmalarıyla regi tınılarının adadan dünyaya yayılmasını
sağlıyordu. Artistik, metafizik ve politik, üzmeyen, yormayan ama
cesaretlendiren şarkıların adamı Bob Marley, 1972 yılında “Catch A Fire”,
1973’te ise “Burnin” isimli albümleri hazırladı. Bunları, 1975'te “Natty Dread”
ve “Live” adlı albümler izledi. Avrupa ülkelerinde hatırı sayılır bir hayran
kitlesi edindi ve pek çok konser verdi.
Tüm dünyadan binlerce kişi
Bob’un huzurlu sesinin ve hipnotik müziğinin takipçisiydi artık. Sadece
müzisyen kimliğiyle değil, insancıl yapısıyla da çok sevilmişti Bob Marley.
Verdiği yardım konserleri ve desteklediği uluslararası yardım projeleriyle,
yoksul ve sessiz bir kitlenin sesi olmuştu. Afrikalılara yapılan yardımlara
şarkılarıyla destek verdiği için 1978 yılında Birleşmiş Milletler Barış Madalyası’na
layık görüldü. Sevginin ve barışın şarkıları,
sert politik sözler değil, basit ve barışçıl ifadeler kuşatıyordu şarkılarını…
sert politik sözler değil, basit ve barışçıl ifadeler kuşatıyordu şarkılarını…
No
More Trouble
şarkısında der ki: “İhtiyacımız olan tek şey sevgi; bize yön verecek ve bizi
koruyacak olan iyiliğin yukarıdan yanımıza inmesini umut ediyorsan, güçsüze yardım
et, şu an güçlüysen eğer… “
Get
Up Stand Up’ta
ise şöyle seslenir: “Hayatın değerinin ne olduğunu bilirsen, kendi değerini
yeryüzünde ararsın ve şimdi ışığı gördün; kalk ve hakkını ara…
I
Know
isimli şarkısındaysa şunları söyler: “Çoğu zaman oturur ve düşünürüm; bu yarışa
yetişmek neden bu kadar zor? Ruhuma derim ki, cesur ol, kazanmak için mücadele
et; kızgın denizin silkeleyip sürüklediği bir gemi gibi… Zamanın med-cezirleri
öfkeyle köpürürken, hayır, bana şiddeti musallat etme!
Bob
Marley’den özgürleştiren sözler:
·
Gözlerini
aç ve içine bak. Yaşadığın hayattan memnun musun gerçekten?
·
Kendini
zihinsel kölelikten kurtar, kendimizden başka hiç kimse zihnimizi
özgürleştiremez.
·
Her
insan, kendi kaderini belirleme hakkına sahiptir.
·
Hayat,
birçok işaret içeren büyük bir yol… Tekerlek izlerini takip ederek ilerlerken, aklının
karışmasına izin verme. Öfkeden, kötülükten ve kıskançlıktan uzak dur.
Düşüncelerini gömme, vizyonunu gerçeğe dönüştür. Uyan ve yaşa!
·
İnsan,
kendi içinde bir evrendir.
·
Sadece
bir isteğim var. Gerçekleştiğini görmek istediğim sadece bir şey var: Tüm insanların,
siyah-beyaz, Çinli ya da her neyse, herkesin birlikte barış içinde yaşaması…
·
Müzikle
ilgili en güzel şey, sana dokunduğunda hiç acı vermemesidir.
·
Ben
bir lider değilim. Bir haberciyim. İnsanları etkileyen, şarkıları söyleyen
değil, şarkıları oluşturan sözlerdir.
·
Çocuklara
daima doğruyu söyleyin.
·
Bugünün
güzel anları, yarının hüzünlü düşünceleri olabiliyor.
·
Bir
kapı kapandığında, başka bir kapının açıldığını bilmiyor musun?
·
Geçmişin,
kaderin değildir, unutma!
·
Ben
ne siyahın tarafındayım ne de beyazın… Ben Tanrı’nın tarafındayım.
·
Suyun
bolluğunda, aptal olan insan susuz kalır.
·
İnsan
Tanrı olmadan yapamaz. Susadığın zaman su içmek istemen gibi, Tanrı olmadan
ilerleyemezsin.
·
Belki
de en büyük düşmanın en iyi arkadaşın, en iyi arkadaşın da en büyük
düşmanındır.
Efsanevi sanatçının ölümü de yaşamı gibi
sıra dışı ve sarsıcı oldu. 1977’de futbol oynarken ayak başparmağı yara almıştı
ve bu yaradan dolayı deri kanserine yakalandı. Parmağının kesilmesi gerekiyordu
ancak bu durumda sahne performansı istediği gibi olmayacaktı. Bu nedenle
parmağının kesilmesini kabul etmedi. 1981 baharında durumu ağırlaşınca uçakla
Almanya’dan Jamaika’ya dönerken durumu kritikleşti ve uçak Miami’ye zorunlu
iniş yapmak zorunda kaldı. Bob Marley buradaki bir hastanede 11 Mayıs 1981’de
36 yaşında hayata gözlerini yumdu. Oğlu Ziggy’e söylediği “Para hayatı satın
alamaz” sözleri, son sözleri oldu. Bir önceki ay, ülkesi Jamaika’da ülke
kültürüne katkılarından dolayı kendisine büyük ödül olan MERIT verilmişti ama
bu ödülü alamadı Bob Marley.
Gregory Mystery
Dahi Beyin Blog