Vermek İnsanı Yüceltir!

Evren bize, “Verdiğiniz kadar alın.” demez. “Verdiğiniz kadar alırsınız.” der.

Buradaki almak, bir eylemden öte evrenin sağladığı bir mekanizmadır. Bizim üzeri…ne düşünmemiz gereken bir şey değildir. Bizim sadece almayı kabul etmemiz/istememiz yeterlidir.
Vermek bize düşendir, almak ise doğal olarak gerçekleşendir. Ancak, ikisi de bizim özgür irademizle çalışır. Yani, kendimizi bu döngüye teslim etmemiz şarttır.
Almak konusunda kafa yormaya gerek yoktur. Çünkü almak demek, verdiğiniz an karşılığını istemek değildir. Almak, açık olmaktır. Veren insan otomatikman alacak, karşılığını bulacaktır.
Birçoğumuzun almak konusunu fazlasıyla irdelemesi, içimizden gelerek vermekten kendimizi soyutlamamızla sonuçlanabiliyor. Bir dengeyi bozduğumuz algısına kapılıyoruz. Çünkü almak ve vermek dengesi denilen mekanizma gerçek anlamından saptırılıyor. Spiritüalizm, kapitalizm ile kirletiliyor.
Vermek, ışığının parlamasına; Almak, ışığının güçlenmesine izin vermektir.
İçinizden geliyorsa, karşılığını anında alamayacağınızı bilseniz bile vermekten çekinmeyin.
Yaptığınız hiçbir şeyi almak için yapmayın, vermek için yapın. Ancak o zaman karşılığını bulursunuz. Saf niyetle verin. Bu, parayla yaptığınız bir hizmet bile olsa, sonrasında elde edeceğiniz kazancı düşünerek değil, vermenin saf coşkusunu hissederek yapın.
Bereket, siz vermeyi tüm gönlünüzle, saflığınızla yaptığınızda akar. Önceliğiniz almak olduğunda değil.
Bu iş dünyasında olduğunuzda da böyledir, duygusal ilişkilerde de…
Her zaman önceliğiniz vermek olsun. Sevgiyle verin, içinizde herhangi bir tereddüt olmadan verin. Tereddütle verilen şeyler içlerinde kötü enerjiler barındırırlar, onlardan hayır gelmez.Verecekseniz daima sevgiyle, tam gönülle verin.
Kaynak: Simurg