Kendine inanmak, özgüvenin ve dingin, huzurlu bir aklın anahtarıdır. Akıl sakinken ve kendinden eminken en iyi şekilde çalışır. Güven eksikliği aslında yararlı hiçbir şey üretmeyen olumsuz düşüncenin ürünüdür.
Yönettiğim bir işletme okulunun öğrencilerinden biri olan Clara'dan söz etmiştim. Her mezunumuza yaptığımız gibi, Clara'ya da iki yıllık programını bitirirken bir iş görüşmesi sağlayarak yardımcı olmayı planladık. Ama Clara kendine güvenemedi. Görüşme sabahı, başaramayacağına inanmış olarak büroma geldi ve görüşmeyi iptal etmemi istedi.
Ne kadar üzgün olduğunu görünce, görüşmeye başka birini göndermeye karar verdim. Ama ayrılmadan önce ona"sana yarın için başka bir görüşme ayarlayacağım ve buna gitmeni istiyorum. Aynı zamanda şunu 'düşünmeni istiyorum: Bu okul bir öğrencisini bir iş görüşmesine gönderdiğinde bu, bizim sizinle gurur duyduğumuzu ve yeteneklerinize güvendiğimizi anlatmamızın bir yoludur. Bizi utandıracak birini göndereceğimizi sanmıyorsun değil mi Clara? Şimdi tüm yapacağın biraz kendine güven kazanmak," dedim.
Clara çıktıktan sonra şehirdeki bir şirketin genel müdürü olan bir arkadaşımı aradım; Jim daha önce benden, büro şefi olarak yetiştirilmek üzere bir erkek aday bulmamı istemişti. Telefonu açtığında, "Selam George. Bana bir erkek aday bulabildin mi?" diye sordu. "Sana, görüşmeni istediğim çok yetenekli birini göndereceğim," dedim.
Sonra ona Clara'dan söz ettim. Jim durakladı. Aradığı kişinin büroda iki numaralı kişi olacağını ve erkek olmasını istediğini söyledi. Ama ben ısrar ettim: "Bu genç bayanla benim hatırım için görüşmeni istiyorum. Çok yetenekli ama buna henüz inanmıyor. Kendine güveni yok. Yalnızca deneyim olması için birkaç görüşme yapması iyi olur diye düşünüyorum." Jim gönülsüzce, bir kez denemeyi kabul etti.
Ertesi sabah Clara büroma geldiğinde hiç gergin değildi. Gülümsüyordu. Kendine güvenli ve coşkulu görünüyordu. Görüşme için ayrılırken şunları söyledi: "Bugün o işi alacağım. Kendime güveniyorum Bay Shinn. Benimle gurur duymanızı sağlayacağım."
Bunun yalnızca bir alıştırma olacağını ona söyleyecek cesareti kendimde bulamadım. "Daha önemlisi Clara, kendinle gurur duymanı sağla," dedim. Clara ayrılırken onun görüşmeden çok önemli bir deneyim kazanacağını umuyordum.
Telefon çaldı. Arayan Jim'di. "Bana doğru kızı gönderdiğinden emin misin?" dedi.
— Adı Clara mıydı?
— Öyle söyledi
— Öyleyse doğru kızdı. Ne oldu?
— Şey... Senin anlattığın gibi değildi. Ben ürkek birini bekliyordum; bu kız kendine güven ve coşku doluydu. El sıkıştığında neredeyse birkaç parmağımı kırıyordu.
— Öyle mi?
— Birkaç dakika konuştuk. Sonra ona sordum: "Clara, hızlı daktilo kullanmayı bilir misin?" Güvenle yanıt verdi: "Evet efendim. Hiç hatasız, Dakikada yetmiş kelime yazabilirim" "Peki," dedim , "bu önemli görev için iyi hesaplama yapabilen birine gereksinimimiz var," Clara masama yaklaştı ve "Hiç hatasız, bütün muhasebe kayıtlarını inceleyebilirim," dedi. Deneyimsiz birinin bu kadar kendine güvenli olduğuna inanamıyordum. Ve işe almadan önce ona bir soru daha sordum: "Clara, hiç yalan söyler misin?" Gülümsedi, gözlerimin içine baktı ve şöyle dedi: "Hayır efendim, ama öğrenebilirim!"
Clara kendiyle gurur duymayı başarmıştı. Ve bu sırada özgüvenle ilgili çok önemli bir şey öğrenmişti: Kendine güvenli görünürsen ve davranırsan kendine güvenli "olursun".
*
Kaynak: Genç Gelişim