Sevgili dostum,
Dostlarımı , arkadaş ve kardeş bildiklerimi o kadar çok
severim ki, onların bulundukları durumdan çok ilerde olmasını çok gelişmesini ve çok ilerde olmasını isterim.
Bu geliştirme isteğimde bazen çok ileri gittiğim, bazen muhatabımı
bunalttığımı iddia ederler. Haklıdırlar da dostlar. Çünkü gelişmek istemeyene ilerlemek istemeyen tüm evren
de istese geliştiremez. Ben ise iyi dostun “gel yerimizde sayalım
. İlerlemeyelim ” demeyen bunun tersine
“ Gelişelim, birimiz gelişmiş
insanla tanışınca öbürümüzü de
tanıştıralım böylece el ele gelişelim “
diyen insanlar olduğuna
inanırım.
Sevgili dostum,
Bu mektubumda gelişmenin bu yönünü ele almak için yazıyorum.
Sevgili dostum,
Bir evlilik, bir şirket
veya başka şeyler herhalde laf olsun diye kurulmaz. Kar
etmeyi düşünmeyen bir şirket , ya da
mutlu olmaya gayret etmeyen bir
ailede eşlerin olduğu aile ne kadar
gayret edilirse edilsin dağılır bir
gün. Gelişimi önemsemeyen veya
gelişmeye bakmayıp, arkadaşların gününü gün ettiği dostluklar ise
zamanla doğrular anlaşılıp da hedefler değişince
yıkılmaya mahkumdur. Bunu iyi düşününce anlarsın. Ama sevgiye
dayalı bir aile
ile kar etmeye gelişime ve çalışanların mutluluğuna dayalı firmalar
hep gelişerek ilerleyerek devam eder.
Ben de dostluk deyince dostların hep birbirlerinin gelişimi için çaba harcadığı
arkadaşlıkları anlıyorum.
Sevgili dostum,
Bugün
dostluklarını bir gözden geçirmeni tavsiye ederim. Seninle aklın erdiğinden bu yana iletişim kurmaya çalışan insanları bir
gözden geçir. Senin iyiliğini kimler istemiş kimler senin zararını
istemiş göreceksin ki bazen dost bildiklerin bile sana zarar vermiş de farkına varamamışsın.
Bugüne kadar sana dost olan gelişmeni isteyen ama senin ret
ettiklerinden yakınlarında olan
varsa hemen onlarla iletişime
geçerek özür dileyip sonra da
onlardan faydalanmaya bak. Eski hatalarını yaparak “ ben
özür dileyecek bir şey yapmadım
ki” deme. İşte asıl hata da bu oluyor.Derler ki “en
büyük hata hatada ısrar etmektir”
O yüzden iyi düşünerek eski hataları
yapmamaya bakmak lazım.
Canım dostum, sevgili kardeşim,
Ben dostluk deyince tanıdığım tanımadığım her arkadaşımı dostumu geliştirmek isterim. Çok zaman gelişlimin önemini anlamayan insanlar bana önyargı ile
yaklaşır, uzaklaşır, dedikodumuzu yapar, iftira atar ama
ben önce üzülürüm sonra ise kabullenirim . Karşımdaki insanda önyargılarını yıkar hatasını anlarsa özür dilerse ben anlatmaya devam ederim. Özür
dilemeye zahmet etmeyen ise gerçek
manada hatasını anlamamıştır . Bu yüzden de ben artık onlarla ilgilenmem. Önemli
olan hatada ısrar etmeden özür dilemek ve hatasını tamir ederek gelişim yolculuğuna devam etmektir. Amaç
gelişim olunca dostluklara da doyum olmuyor zaten.
Sevgili dostum,
Bir dostu seversen, bu dostun için mücadeleye de hazır olmalısın. Eğer Allah için gerçekten
seviyorsan bu dostun ile olan
dostluğunu şeytan, kötü niyetli insanlar, dost görünen arkadaşlar , her zaman
sana faydalı olan şeyi
kötü göstermek için pusuda bekleyen egon, bu dostunu sana kötü göstermeye gayret edeceklerdir. Sen gerçekten Allah için o dostunu sevmişsen bunlarla mücadele etmesini bilmelisin. Bu konuda ben hassas olduğumdan senelerce kimse bana
sevdikleri şeyleri empoze edemediler.Çünkü ben Allah için bir insanı
seviyorsam kimse onun sevgisini dedikodular ile elimden alamaz.
Sevgili dostum,
Bir dostlukta bilgisi çok olan bilgisi az olanı
bilgilendirecek ve bilgisini
aktaracak ki o dostluk gelişsin.
Ben de sevdiğim tüm dostlarıma bir hoca gibi bilgimi aktarırım . Karşımdaki
insan anlamak istemezse o zaman
bizim yapacağımız bir şey
olmaz. Gene anne çocuğunu
eş kendinden az bilgisi olan eşini bilgilendirerek geliştirmeye bakacak ki insanlar gelişsinler. Eğer bu konuyu ihmal edersek
toplum olarak zaten gelişemez.Toplumumuzun bilgilendirme sorumluluğu tam olsa hayat gerçek manada güzel olur.
Sevgili dostum,
Her dost değil ama gerçek dost bir hazinedir ve bu hazinenin değerini herkes bilemez.
Nasıl ki altının değerini sadece sarraf
bilirse dost hazinesinin değerini de
gerçek manada dostluğun ne kadar güzel bir şey olduğunu bilen insanlar anlar.
Sevgili dostum,
Bir dostlukta
insanlar gelişirse yani iki kişi el ele vererek birbirlerini
geliştirirse bu gelişim onların
ailelerinden başlamak üzere çevrelerine ve
onlardan da daha geniş çevreye yayılacak ve ülkemiz ve dünyanın gelişimi sağlanmış
olacaktır. Ama insan kendini geliştirmezse
çevresini de geliştiremez ve
ülkeye faydalı değil belki de zararlı olur. Bu yüzden dostluklar
zaman geçsin sayfa dolsun laf olsun diye değil de ben dostumu nasıl geliştirebilirim, onlara
nasıl faydalı olabilirim , ben de onun bilgi ve sevgisinden nasıl faydalanabilirim
diyerek değerlendirmesi ne kadar güzel
olur değil mi?
Sevgili dostum,
Gelişmiş insana
rastladığımız zaman o insandan
nasıl faydalanabiliriz diye düşünmek yerine “ bu adamın benden ne faydası var?
Neden benimle ilgileniyor? Neden beni seçti?
“ gibi şüpheler ile olaya yaklaşırsa hemen şeytan ve kıskanan insanlarda
devreye girerek bu şüpheleri kuvvetlendiren destekler vererek o dostluğu
bir fidanın köküne kezzap
atar gibi söndürmeye çalışmak için
çaba harcarlar. Bu hatayı fark
ederek özür dileyerek dost ile
dostluğu pekiştirenler ise her
zaman kazançlı çıkarak hayata
artı değerler katarlar.
Sevgili dostum,
Günün ve
mektubumuzun duasını yapacak olursak:
“Allah’ım bu fani ve
çıkarlar ile dolu dünyada gerçek dostlarla beni tanıştırmayı nasip
eyle. Gerçek dostları bulduğum zaman bu
dostluğu bozmaya çalışa sözde dostlarım ve arkadaşlarımın kafalarından kıskançlıkları çıkar.
Onların gerçekleri görmesini sağla.
Şeytanın bu dostluğu bozma çabalarını
bertaraf et. Onların bana zarar vermesini engelle. Sen
yüceler yücesi dünyaya hizmet edecek
vatana faydalı olacak ve ülkemize çok katkı
sağlayacak dostlukların adamı
olmamız sağla ve biz gelişelim,ülkemiz gelişsin. İnsanlık
gelişsin. İnsan olmamızın hazzını yaşayalım. El ele gönül gönüle dünyamıza dostlarımız
ile katkı sağlayalım. Amin
Güzel dostluğumuzun devamı dileği ile….
*
Turan Yalçın
umutcan_umut @hotmail.com
www.gencgelisim.com