Üniversite sınavına hazırlanmak, öğrencinin performansı
kadar âilelerin de bu zorlu maraton esnâsındaki tutumlarıyla da direkt
ilişkilidir. Bu etkileşimin diğer bir ucunda ise öğretmen ve öğrenci ilişkisi
bulunmaktadır.
Anne, baba ve öğretmenlerin öğrenciden genel beklentisi,
onların "Derslerine daha çok
çalışıp, daha başarılı olmaları" yönündedir. Ailelerin bu beklentileri
üzerine, öğretmenlerin de çalışmayı teşvîk eden yönlendirmelerine göre
başarısızlığın ana nedeni, "Yeterince
çalışmamak"tır.
Başarısızlığın böyle tanımlanmasından ötürü de öğrencilerden
sürekli “daha çok çalışmaları”
istenmektedir. Oysa yaşantıya dönüştürülmesi gereken; "Bilinçsizce daha çok çalışmak"
değil; verimli ders çalışma yollarını iyi bilerek ve bunlardan gereğince
yararlanarak etkili bir şekilde çalışmaktır.
“Üç şey devamlılığını sürdüremez: ticaretsiz mal, tekrarsız
bilgi, cesaretsiz iktidar”
Sâdî
Bu anlamda verimli ders çalışma yollarını öğrenmek isteyen
öğrencilerin, öncelikle bu yönde olumlu alışkanlıklar kazanmaya kararlılıkla
yönelmeleri ve azimle bu işe sarılmaları gerekmektedir. Öğrenci arkadaşlarımız,
bu kararlılıktan sonra ders çalışmayı aksatan ya da kolaylaştıran
alışkanlıklarının bir listesini yapmalıdırlar.
Bir yandan listede yer alan olumsuz alışkanlıklarını
bırakmaya çalışırken öbür yandan da olumlu alışkanlıklarını pekiştirmek için
çaba göstermelidirler.
Çalışmalara, soru çözümlerine, deneme sınavlarına ve konu
tekrarları gibi öz-güven sağlayıcı
alışkanlıklara, bu yeni yaşam modeli pekiştirilinceye kadar devam edilmelidir.
Bu verimli ve gelişimci yaşam modeline (olumlu alışkanlıklara) ısrarla devam edilmeli, ta ki olumsuz alışkanlıklar
terk edilinceye kadar bu mücadeleden vazgeçmemelidir.
*
Mehmet Hakan Alşan