Dan Brown




Dan Brown, 22 Haziran 1964 doğumlu Amerikalı yazar.

Amherst Koleji ve Philips Exeter Akademisi’nden mezun olduktan sonra bir süre eğitim gördüğü bu okullarda İngilizce öğretmenliği yaptı. Şifre çözme ve gizli hükümet örgütlerine duyduğu ilgi, 1996’da ilk romanı Dijital Kale’nin ortaya çıkmasını sağladı.

Roman, yayımlanmasından hemen sonra bir anda elektronik kitap listelerinde bir numaraya yükseldi. Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nı konu alan roman sivil halkın mahremiyeti ile ulusal güvenlik arasındaki ince çizgiyi irdeliyordu.

Yarattığı ulusal güvenlik sistemi, politika, sivil örgütlenme ve tekno gerilim bütünleşmesi başarılıydı ve bu çizgiyi ikinci kitabı olan “İhanet Noktası”nda de sürdürdü.
Bu kitabında da politikada ahlak, güvenlik ve gizli teknoloji konularını işledi.

Başkanlık Ödülü’nü kazanmış bir matematik profesörü ile ilahiyat müzisyeni bir annenin oğlu olan Dan Brown, bilim ve din gibi paradoksal felsefelerin egemen olduğu bir ortamda büyüdü. Bu birbirini tamamlayıcı görüşlerden aldığı esinle ünlü romanı “Melekler ve Şeytanlar”’ı yazdı. Bu yapıt da bir İsviçre fizik laboratuarı ile Vatikan kenti arasında geçen, bilim ve din odaklı bir gerilim romanıdır.

2003 tüm dünyada satış rekorları kıran Da Vinci Şifresi kitabını çıkardı. Sanat tarihçisi ve ressam olan eşi ile birlikte, “Da Vinci Şifresi”nin yazılım sürecinde Paris’te uzun süre kalarak, Louvre Sarayı’nda araştırmalarda bulundular. Roman ilk yayımlandığında, Katolik Kilisesi´nin ve bazı tarihçilerin de sert tepkisine yol açmıştı.

Dan Brown’un Kullandığı Metotlar
Matematik profesörü bir baba ile müzisyen bir annenin çocuğu olan Brown, din ve bilimin paradokssal karşılaşması içinde büyüdüğünü, bunun da kitaplarına yansıdığını ifade ediyor. Brown, günlük yazı çalışmalarına sabah 4’te başlıyor. ‘Eğer sabah 4’te masamın başında değilsem, en verimli saatlerimin heba olduğunu hissederim.’ diyor. Çalışma masasının üzerinde de antik zamanlardan kalma bir gözlük bulunuyor her zaman. Her 60 dakika sonrasında vücudunu rahatlatmak üzere geriniyor ve şınav çekiyor. Bunun kanla birlikte fikirlerini de harekete geçirdiğini hissediyormuş. Ayrıca özel bir düzenekte havada tepetaklak asılı kalmayı sağlayan botları da Dan Brown’un vazgeçemedikleri arasında. Dünyaya baş aşağı bakmanın bakış açısını değiştirdiğini ve problemlerin çözümünde farklı perspektifler geliştirmesine yardımcı olduğunu ifade ediyor. Dan Brown’un bu metotlarının Da Vinci’nin Şifresi’nin böylesine çok satmasındaki katkısı nedir bilinmez ama, tek sebep bu olsaydı sırrını böyle bir açıklıkla ele vermezdi diye düşünmeden edemiyor insan.
Akıcı Üslubunu Oluştururken…
Kitaplarının bu kadar ilgi görme nedenlerinden biri olarak, muğlak ve girift bir olay örgüsünün, okuyucunun canını hiç de sıkmadan büyük bir akıcılıkla verilmesi görülüyor. Ayrıntıları, ipuçlarını yakalamak için aynı bölümleri tekrar tekrar okumak ya da başa dönmek zorunda kalmıyorsunuz. Gizem ve sır dolu bir labirentte arkanıza bakmadan ilerliyorsunuz bir anlamda. Diyaloglar, tanımlamalar ve tasvirlerin yer aldığı paragraflar üzerinde gözleriniz akıp gidiyor. Bunu başarmak, pek de kolay zanaat olmasa gerek. Hele hele anlatılanlar bir komplo teorisi etrafında dönüyor, buna tarihsel, bilimsel ve matematiksel veriler eşlik ediyorsa…

Okuyucuya ulaştırılması gereken bilgi yoğunluğuyla akıcı üslubu nasıl sağladığına dair şunları söylüyor Dan Brown: “Yoğun bilgi sunan bir polisiye romanı kolay okunur kılmak, akça ağaçtan şeker yapmaya çok benziyor. Yüzlerce ağacı dolaşmalı, topladığınız fıçılar dolusu bitki özünü kaynatmalı, suyu buharlaştırmalı, özü ihtiva eden küçük bir topak damıtılana kadar kaynatmaya devam etmelisiniz. Bu süreç elbette klavyedeki delete tuşunu oldukça cömert kullanmanızı gerektiriyor. Pek çok yerde yontmalar, kısaltmalar yapmak zorundasınız. Buna yazdıklarınızı okuyucularınızın gözü önünde duru bir hale getirinceye değin fuzuli parçaları budamak da diyebiliriz. Böylece kendi kendinizin editörü olmuş oluyorsunuz. Ben yazdıklarımın üzerinden yaklaşık on kez yeniden geçerim ve her defasında da gereksiz bir sürü çöplük ayıklarım. Böylece bir öncekinin fasa fiso olduğuna şahit olurum.”
Çok sayıda kitabın yayımlandığı bugünkü piyasada insanların elleri kendilerine tanıdık gelen başlıklara daha kolay uzanıyor. Böyle olunca da Da Vinci’nin Şifresi yarışa rakiplerinden açık ara önde başlamış olacağını tahmin etmek pek zor olmasa gerek. Kitabın isminin herkesin aşina olduğu bir sanatçıya dayandırılması ve insanların kafalarında merak uyandıran çağrışımlara kapı aralayan ‘şifre’ sözcüğünün kullanılması, kitabın satın alma anında benzerleri arasında öne çıkmasına yaramışa benziyor.

Eserleri
Dijital Kale (1998)
Melekler ve Şeytanlar (2000)
İhanet Noktası (2001)
Da Vinci Şifresi (2003)
Süleyman'ın Anahtarı (2007)



Kutu

“Da Vinci Şifresi”, “Melekler ve Şeytanlar”, “İhanet Noktası” ve “Dijital Kale” romanlarıyla dünya satış listelerini altüst eden Amerikalı yazar, bu eserlerle ülkemizde de binlerce insanın takdirini kazandı.


Da Vinci Şifresi dünya çapında 70 milyon sattı ve Colombia Pictures tarafından filmi yapıldı.

"Entrika ve tehlikenin iç içe geçtiği okuduğum en iyi gerilim roman. Kelime oyunları, gizemler ve bulmacalarla örülmüş akıllara durgunluk veren bir öykü."
Clive Cussler

"Dan Brown, ülkedeki birkaç usta yazardan biri.” Da Vinci Şifresi” üstün bir zeka tarafından kurgulanmış harika bir gerilim roman."
Nelson DeMille

. Time Dergisi Brown’u dünyayı etkileyen 100 önemli insan listesine aldı.

“Da Vinci Şifresi” filmindeki, İkonograf ve Sanat Tarihçisi Prof. Robert Langdon’ı Tom Hanks canlandırdı. Film birkaç hafta içinde 200 milyon doları aşan bir gelir sağladı. “Melekler ve Şeytanlar” ise 2008’de Tom Hanks’in görkemli oyunculuğu ile izleyenlerle buluşacak.

“Da Vinci Şifresi” kitabının konusunun çalıntı olduğu iddia ederek, o sırada beyaz perdeye aktarılmakta olan kitabın satışının ve film çekiminin durdurulmasını dava açılarak talep edildi.

“Da Vinci Şifresi” romanı dünya çapında 61 milyon sattı.

Da Vinci Şifresi düşündürücü olduğu kadar aynı zamanda büyüleyici Tarih meraklılarına, komplo çılgınlarına, bulmaca meraklılarına ve gerilim öyküsü severlerinin bir solukta okuyacakları olağanüstü bir roman.


Kaynak: www.gencgelisim.com