OKULDA ve HAYATTA BAŞARI, POZİTİF SEÇİMLERE BAĞLIDIR


"Hayat ya cesur bir tercihtir ya da bir hiçtir."
 
            İstediği neticeleri alamamış, sıradan bir hayat yaşayan insanların doğru ve olumlu tercihlerde bulunmadığını görürüz. Potansiyel ve donanım itibariyle çok iyi olan nice insanlar doğru seçimlerde bulunmadıklarında potansiyellerini hedeflerine kanalize edememekte ve başarılı olamamaktadırlar.
 Hayat yolunda her an bir engelle karşılaşmanız mümkündür. Bu engellere verdiğiniz anlam ve yaptığınız tercih yaşamın niteliğini belirleyecektir. Başarılı insan engelleri, talihsizlikleri bir fırsat olarak belirleyip sıçrama taşı olarak kullanır. Başarısız insan ise, o engelin neden karşısına çıktığını sorgular. Engel karşısına çıkmasaydı başarılı olacağını düşünür. Talihsizliklerin hep kendisini bulduğunu söyler. 
 
 Derslerinde başarılı olamamış bir öğrencinin düşünce zinciri incelendiğinde, şöyle bir tablonun ortaya çıktığı görülür: Öncelikle derslerle ilgili duyduğu şeyler onda birtakım önyargılar oluşturur. Ders çalışır ama bir taraftan da anlayamama kaygısı içini kemirir. Şayet anlamakta biraz zorlanırsa hemen kararını verir: "Ben bu derste başarılı olamam." Daha sonraki çalışmalarını da bu görüşünü desteklemek için yapar. Aslında dersi anlamak için değil, anlamamak için gayret eder. Bu tür öğrenciler başarıyı değil, başarısızlığı tercih ettikleri için yetenek ve imkanlarını sergileyemezler. 
 
            Herhangi bir durumla karşılaşan bir kişinin zihninde pozitif ve negatif olmak üzere iki düşünce belirir. Siz hangisini seçerseniz, yaşamınıza o hakim olur. Hangi duygu ve düşünceyi
beslerseniz o gelişir ve sizi etkisi altına alır. Başarılı olamayanlar negatif duyguyu beslerler. Sürekli ona yatırım yaparlar. Bu da onlarda bir kısır döngü oluşturur. Başarılı insanlar ise pozitif düşünceye yatırım yaparlar. Başarılı olacaklarına dair inanç geliştirirler. 
 
            O halde, hep iyi duyguları, güzel görüntüleri, ahenkli sesleri seçin. Bunları zihninizde çoğaltın. Zihninizin görüntü, ses ve duygu ayarlarıyla pozitif yönde oynayın. Onları istenir hale getirin. Olumlu yöne kanalize edin. Yapabileceğinize dair inanç geliştirin. Yaşamınızın kalitesinin zamanla pozitif yönde değiştiğinin farkına varacaksınız. 
 
Bir Motivasyon Ustasının Hikayesi
İte bir arkadaşının dilinden, motivasyon ustasının hikayesi…
Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği bir insandı. Keyfi hep yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. "İyisini al, kötüsünü bırak!" kaidesince hep iyi şeylere odaklanmıştı. Birisi "Nasılsın?" dese "Bomba gibiyim!" diye cevap verirdi hep.
 
Bir gün Jerry'ye gittim, "Anlayamıyorum, nasıl her zaman, her şartta bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun? Nasıl başarıyorsun bunu?" diye sordum. Su ilginç cevabı verdi: "Her sabah kalktığımda kendi kendime 'Jerry, bugün iki seçimin var: Havan ya iyi olacak ya da kötü!' derim. Her zaman havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda yine iki seçimim var: Kurban olmak ya da ders almak. Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana bir şeyden şikâyete geldiğinde yine iki seçimim var: Şikâyetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben olumlu yanlarını göstermeyi seçerim."
Jerry'nin sözleri beni çok etkiledi. Onu uzun yıllar görmedim. Fakat hayatımdaki talihsiz hadiselere dövünmek yerine olumlu seçimler yaptığımda hep onu hatırladım. Yıllar sonra öğrendiğime göre Jerry büyük bir felaket gelmiş, evine giren hırsızların kurşunlarına hedef olmuştu. Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış. Taburcu edildiğinde vücudunda hala kurşunlar varmış. Ben onu olaydan altı ay sonra gördüm. "Nasılsın?" diye sorduğumda "Bomba gibiyim!" dedi, "Bomba gibi!"
"Olay sırasında neler hissettin Jerry?" diye sordum, cevap verdi: "Yerde yatarken iki seçimim var diye düşündüm: Ya yaşamayı seçecektim ya ölümü. Ben yaşamayı seçtim."
"Korkmadın mı? Şuurunu kaybetmedin mi?" "Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı. Bana hep 'İyileşeceksin, merak etme!' dediler. Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla sürerken doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum. O gözler bana ‘Bu insan ölmüş!’ diyordu. Bir şeyler yapmazsam biraz sonra ölü biri olacaktım." "Ne yaptın?" diye merakla sordum. 
"Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak herhangi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu. ‘Evet!’ diye cevap verdim. Doktorlar ve hemşireler merakla sustular. Derin bir nefes alarak kendimi topladım ve bağırdım: ‘Benim kurşunlara alerjim var!’ Doktor ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım: Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi değil!”

Osman Gültekin
bilgi@gencogrenci.com

Kaynak: www.google.com.tr