2 Ocak 1943’te doğan ve 1 Şubat
1999’da hayata veda eden Barış Manço, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda
bir âşık, bir halk ozanı kimliğiyle de bilgelik makamına erişmiş nadide insanlarımızdan
birisiydi. 7’den 70’e tüm insanlara iyiyi, doğruyu, güzeli anlatan Manço
ilginçtir ki, 80’li yılların en zor zamanlarında bile her kesimden insanın
sevdiği ve sahiplendiği bir kişilik olmuş, hatta kişiliği aşarak bir Mançoloji
felsefesi oluşturmuş ve böylece tüm insanları kucaklamıştır.
Bugün belirli bir yaşa gelmiş, yetişkin olmuş birçok insan
kadar, yaklaşık dört neslin de hayranı olduğu, adını duyduğunda gülümseyebildiği,
isminin geçtiği yerlerde pozitif duyguların ışıl ışıl ettiği bir kişiliktir
Barış Manço…
Bu özelliğinden dolayı Google bile Barış Abi’yi unutmadı.
Ocak ayında sanatçıyı anasayfasına taşıyan Google, aynı zamanda onun 70. doğum
gününe has özel bir logo hazırladı. Google Türkiye ana sayfasında yer alan ve
“doodle” olarak adlandırılan logoda, Barış Manço'nun çizgi fotoğrafı yer aldı.
Fotoğrafa tıklandığında ise Barış Manço'ya ait bilgilere ulaşıldı.
Şubat ayı ise onu kaybettiğimiz ay… Ancak, biz onu hiç
kaybetmedik ve o hep aramızda… Öğrenilmesi gereken ilk dilin tatlı dil olması
gerektiğini söyleyen uzun saçlı bilge, bakın hayatı boyunca, şarkılarında bize
hangi gelişim ilkelerini anlatmış,
bunları özetlemeye çalışalım:
1. Mutluluğun Sırrı
Pek çok kavramını Batı’dan ihraç ettiğimiz, kişisel gelişim
ismiyle tanıdığımız ilacın yerli, Türkiyeli tohumlarını Barış Manço’nun şarkı
sözleriyle yıllar öncesinde ektiğini söylemek yanlış olmasa gerek. Barış
Manço’nun mutluluk tanımı ise “Kazma” isimli şarkısında şöyle yer buluyor:
Şam ipeğinden urba
giysen bile,
Zemzem suyuyla yıkansan
bile,
Dünya ahret bir keyif
sürmek için,
Mutlak dökmeli helal
alın teri…
2. Keyifli Bir Yaşam
Sürme
Barış Manço ihtiyaçların karşılanmasının en külfetsiz ve en
eski yollarından birini getirip koyuyor önümüze. Alternatif yollara sapmak, pek
çok kişiye modası geçmiş, işlevini yitirmiş geleneklerin ağına düşmek gibi
gözükebilir. Ancak şimdiye dek önümüze sunulan çağdaş tariflerin pek de ipe
sapa gelir bir yanı olmadığı düşünülürse, bu sese kulak vermeden geçmek olmaz.
İşte Barış Manço’nun dostları buyur ettiği “Halil İbrahim Sofrası”nda geçinmeye,
itibar görmeye, stresi dizginlemeye dair söyledikleri:
Buyurun dostlar
buyurun Halil İbrahim Sofrası’na,
Alnı açık, gözü toklar
buyursunlar başköşeye,
Kula kulluk edenlerse
ömür boyu taş döşeye,
Nefsine hâkim olursan
kurulursun tahtına,
Çala kaşık saldırırsan
ne çıkarsa bahtına,
Halat gibi bileğiyle
yayla gibi yüreğiyle,
Çoluk çocuk geçindirir
haram nedir bilmeyenler…
3. Motive Olmayı
Bekleyenlere
Motive olmayı bekleye bekleye, kendinizi sarı muma dönmüş
hissediyorsanız, “Olmaya Devlet Cihanda” şarkısındaki Barış Manço usulü yöntem
işinize yarayabilir. İşte size uzaklara gidip masraf etmeden, evdeki malzemeyle
uygulayabileceğiniz bir motivasyon tarifi:
Barış der biraz tuzum ekmeğim
olsa,
Buz gibi pınar
suyundan bir testim olsa,
Bir de şöyle püfür
püfür bir çınar gölgesi,
Kaç kula nasip olur ki
keyfin böylesi,
Bir lokma ye, bir
yudum iç, bir oh çekiver,
İlaç neye yarar, vade
gelmişse eğer?
4. İnsanları Sevme, İletişim
Becerilerini Geliştirme
Barış Manço, “Hemşerim Memleket Nire?” diye soranlara yanıt
olarak, yeryüzündeki yer kapma telâşesine, memleketler arası parçalanmayla
gelen birbirinden yüz çevirmeye getiriyor lafı... Kendi derdine düşüp eli ayağı
tutulmuşlardan, kendi kabuğuna çekilip yanı başındaki açlığına sağır
kesilenlerden dertleniyor. Bugün iletişimsizlik olarak dillendirdiğimiz kim
kime dum duma hallerinin sebeplerini, insaniyetten nasipsiz kalışımıza
bağlıyor. Oysaki ona göre bir aça ikram edilen sıcak çorba, yolda kalmışa
serilen bir döşek, araya çekilen tüm duvarları yıkmaya yeter gibi.
Sanki insanlık pazara
çıkmış, ekmek aslanın ağzında,
Bir sıcak çorba içer
misin diyen yok,
Dört duvarı ören
çatısını kapatıp, içerden kitlemiş kapıyı,
Bir döşek de sana
serelim buyur diyen yok…
5. Potansiyelini
Keşfetme
“Güç sizin içinizde saklı!” diyen kişisel gelişim
uzmanlarına Barış Manço da hak verir gibi görünüyor. Gerçi, “Benden Öte, Benden
Ziyade” şarkısında Manço’nun sözünü ettiği kendi içinde, kendisinden ziyade bir
kudret... Ve içindeki gizli gücü mal-mülk edinme yollarında kullanılmak üzere
açığa çıkarmak için değil de, maldan mülkden vazgeçmek için arıyor sanki…
Vereceği canı düşündüğü zaman, tüm nimetler alını pulunu yitiriyor, başka
yollara düşürüyor Manço’yu…
Gözyaşlarım akıp
gidecek selden öte selden ziyade,
Bir canım var,
vereceğim maldan öte maldan ziyade,
Bir ben var ki benim
içimde, benden öte benden ziyade,
Bir sen var ki senin
içinde, senden öte senden ziyade…
6. Kendi Hedeflerini
Belirleme
Manço, inandıklarının peşini kolay kolay bırakmamayı ve insanın
doğru bildiği yoldan şaşmaması gerektiğini şöyle dile getiriyor:
Bana yolunu seç
diyorlar,
Bozuk yolu seçer
miyim?
Eğri, eğri; doğru,
doğru…
Seçemezsen geç
diyorlar,
Ben yolumdan geçer
miyim?
Eğri, eğri; doğru,
doğru…
Eğri büğrü ama yine de
doğru…
7. Olumlu Düşünme
Sıkça duyduğunuz “Her şey sizin bakış açınıza göre
biçimlenir. Aynı bardağa hem boş hem de dolu dedirten onu nasıl gördüğünüzdür.”
sözlerinin “Dört Kapı” şarkısında Manço dilinden naif ama vurucu söylenişi
şöyle:
Tuz ekmek hakkı bilenei
Sofra kurmasan da oluri
Ilık bir tas çorba
yeteri
Rızkım buymuş der,
içerim.
Kadir kıymet anlayana,
Sandık açmasan da olur.
Kırk yamalı hırka
yeter,
İdris biçmiş der
giyerim…
FAZLA GELEN KUTULAR İPTAL EDİLEBİLİR
Kazancın Doğru
Yerlerde Harcanması
“Dıral Dede’nin Düdüğü”nde, kazandığını yemenin iyi hoş
olduğunu söylüyor Manço. Ancak ona göre yetim hakkının karıştığı lokmalar, gariplerin
karnını doyurmayan, onlarla paylaşılmayan kazanç beş para etmemeli.
Hele destur! Maşallah
bu ne iştah böyle?
Hele destur! Yetim
hakkı yemedin mi söyle?
Hele destur! Gözümüz
yok afiyet seker olsun,
Ama paylaş, gel beni
dinle, gariplerin de karnı doysun…
Kendi Hatalarını
Görebilme
Şarkılarının büyük bölümünde helal kazançla gelecek
mutluluğa, hakkaniyet ve adaletin kutsallığına, komşusu açken tok yatmanın
insanlığa sığmayışına dair öğütler verirken gördüğümüz Barış Manço, sık sık
kendi kendine seslenmekten, uyarılar göndermekten de geri kalmıyor. Söylediklerinin
doğruluğu bir yana, çoğu kez kendisinin de hakikatlere sırt çevirdiğini,
dağıttığı akıllardan zaman zaman mahrum kaldığını ilan ediyor.
Kendini tarafsız bir şekilde gözden geçiriş, eğriyi doğruyu
önyargısız kabul edişin iki ayrı şarkıda Barışça’sı böyle olsa gerek:
Yaz dostum,
Barış söyler kendi bir
ders alır mı?
Yaz dostum,
Su üstüne yazı yazsan
kalır mı?
Yaz dostum,
Bir dünya ki haklı
haksız karışmış.
Yaz dostum,
Boşa koysan dolmaz
dolusu alır mı?
Barış iğneyi kendine
batırır
Çuvaldızı
başkasına
Bol keseden aklı ona
buna dağıtır
Darısı kendi başına...
Kaynak: Süper Beyin Araştırma Merkezi