KIRIK KİBRİT
Her kapı eşiğinde 
çocuk mezarı diye takıldığınız 
45 numara ayakkabılarımla 
içinde etleri çürüyen 
bir çocuk cesedi taşıdığımı 
nasıl da bildiniz 
Hiçbir bardakta 
dudak payı bırakmadınız bana 
bir kaşık sesini 
bile çok gördünüz 
şekersiz içerek 
çaylarınızı 
Bakarak yürüdüm oysa balkonlara 
göz göze 
gelebilmek için 
çamaşır ipinin arkasına astığı 
iç çamaşırlarının 
ıslaklığına sürünerek 
kanaryasını güneşe çıkaran 
bir kadınla 
Yanıma yaklaşıp kibrit istediğinizde 
ıssız bir adaya düşen 
yalnız adamın 
dumanı görülsün diye yaktığı 
ateşiydi sizlere 
uzattığım 
Ve siz 
her seferinizde 
sigaranızı yaktınız 
ama açıktan geçen gemiler gibi 
yanınıza beni almadan 
gittiniz! …
 Sunay Akın
Kaynak: www.gencgelisim.com

