Silva Metodu İle Gizli Kalmış Yeteneklerinizi Ortaya Çıkarın


Silva Metodu üzerine, konunun uzmanı, Türkiye Direktörü ve Yetkili Eğitmeni Sayın Ayşen Edis ile verimli ve bilgilendirici bir söyleşi gerçekleştirdik. Silva metodu eğitimlerini alanların bundan sonraki yaşamları çok daha iyi oluyor, birçok farkındalığa sahip oluyorlar ve gizli kalmış yeteneklerini kullanmayı öğreniyorlar.

Biz sözü fazla uzatmadan Ayşen Hanım ile yaptığımız söyleşi ile sizleri başbaşa bırakıyoruz.

Bize kısaca anlatır mısınız Silva Metodu’nu? Silva metoduyla neler yapılıyor?

Meksika kökenli bir Amerikalı olan Jose Silva, 1944-66 yılları arasında tam 22 yıllık araştırmalar sonucunda bulmuştur metodu. Metodun 4 adet uluslararası patenti vardır.

Kişiler, dinamik bir eğitimin ardından beynin yayınladığı elektrik dalgalarını (frekanslarını) yavaşlatmayı başarırlar.  Böylece daha yüksek dalgalar (frekanslar) yayan sol beynin (beta dalgaları) etkinliğini hafifleterek, alfa ve theta dalgalarını devreye sokarlar ve burada, bilinçaltlarında programlama yapmayı öğrenirler.  Ayrıca sağ lob referansları oluşturularak sağ lob aktive edilir. Böylelikle zihnin gemişlemesi sağlanır. Bu sürece, sezgilerin eğitimi de diyebiliriz. Bazı kadim öğretilerde sözü edilen 3. gözün açılmasını, biz bilimsel olarak zihnin genişlemesi olarak adlandırıyoruz. Herkesin sahip olduğu ancak kullanamadığı spritüel yeteneklerinin de gelişmesini sağlıyoruz.

Kimlere ve hangi sıkıntılara çare oluyor, hangi koşullarda Silva Metodu kullanmak gerekiyor?

Bu eğitimin sonucunda, kişiler öncelikle stresle ve günlük hayatta karşılaştıkları sorunlarla daha kolay baş ederler. Sağlık problemlerini çözerek, daha sağlıklı olurlar. Çok hızlı ve kalıcı bir şekilde istedikleri bilgileri öğrenirler. Bellekleri güçlenir. Hem kendi, hem de çevresiyle olan ilişkilerinde daha etkindirler. Sigara, alkol, fazla yamek yeme, endişe ve kaygı odaklı olmak gibi istenmeyen alışkanlıklarını kontrol eder, bunlardan tamamen kurtulabilirler. İş ve ekonomik durumlarını iyi yönde geliştirirler. Spor aktivitelerinde daha iyi sonuçlar alırlar. Bunların ötesinde kişiler, beyinlerini doğru yanıtlara ulaşmak, yaşamın karmaşık sorunlarını çözmek üzere bir arama motoru olarak, aynı zamanda da hedeflerine ulaşmak için yararlanılacak bir araç olarak kullanabileceklerini öğrenirler. İç dünyaları ile iletişime geçerek daha huzurlu, daha güvenli, daha yaratıcı ve daha dengeli olurlar.

Sizin tanışmanız nasıl olmuştu? İlk olarak neden etkilendiniz?

Silva Metodu eğitimini 27 yıl önce eşimle birlikte Torino’da aldım. İlk günlerden itibaren daha az kaygı ve endişe odaklı olmaya başlamıştım. Özüvenim arttı. Sağlık problerimle başa çıkmaya, metodu yaşamıma gerçirdikten sonra da hiç hastalanmamaya başladım. Yaşam amacımı buldum.  Hedeflerimi gerçekleştiriyorum. Hayatta karşıma çıkan günlük sorunlarla daha kolay baş edebiliyorum. Yaşamımın her alanında, ilişkiler, sağlık, iş ve maddi alanda kendimi iyi hissediyorum.  Tüm Silva Metodu mezunları gibi ben de hayata karşı ‘’ben herşeyle başa çıkabilirim’’ duruşum var, güçlüyüm, huzurluyum ve yaşamdan keyif alıyorum.

Beyin dalgalarının kontrolünden bahsediyorsunuz. Bu, gelecekte daha kolay olabilir mi acaba?

Eğitim son derece pratik ve kolay uygulanıyor. Zaten bunun başarılması için dizayn edilmiş. Metodun en beğendiğim özelliklerinden birisi de budur. Beyin dalgalarının kontrolüne klasik meditasyon ve yoga ile de ulaşılabilinir. Swamiji, kendi beyin dalgalarını kontrol edebileceğini göstermiştir. José de bu kadim öğretilerden yararlanmıştır, ancak günümüzde zaman çok hızlı akmakta olduğundan sözkonusu kadim öğretilerin hayata geçirilmesi büyük disiplin, özveri ve uzun zaman aldığından, çok az kişi bunu başarabiliyor. Bu, daha çok hayatını bu yola adamış gurular tarafından başarılabilinmektedir. 21. yüzyılda, örneğin İstanbul gibi bir mega-kentte, bunun başarılması son derece zordur. Günümüzde artık daha pratik ve daha az zaman alan ama etkili olan araçlara ihtiyaç duymaktayız. José Silva, bu metodu yaratırken 3 ana prensiptenyola çıkmıştır;

1.                  Herkese yarar sağlamalı,

2.                  Kimse zarar görmemeli,

3.                  Herkes tarafından anlaşılır ve pratik bir şekilde uygulanabilir olmalı.

Geçmişteki pürüzlerden kurtulmamız mümkün mü, metot bunu mu sağlıyor?

Geçmiş, bir zamanlar yapmış olduğunuz düşünceler ve bunun sonucunda geçmişte gerçekleşmiş olan eylemlerdir. Artık olay olmuş, bitmiştir ve bunu değiştiremeyiz. Geçmiş sadece belleğimizde değişebilir. Bugün yaşadıklarımız da yine geçmişteki düşüncelerimizin sonuçlarını şimdi yaşamamızdır. Bunu da artık değiştiremeyiz nedeni ise yaşandığı an zaten geçmiş oluyor. Ancak bunları belleğimizde değiştirebiliriz. Gelecek ise henüz yaşanmamıştır. Geleceğimizle ilgili şu an düşüncelerimiz vardır, ancak bunlar henüz belleğimize kaydedilmemiş olduklarından bunları değiştirebiliriz. Belleğimize farklı düşünceler kaydedersek, farklı sonuçlar elde ederiz. Şu bir gerçektir ki eğer şimdiye kadar kullandığımız düşünce alışkanlıklarımızı kullanmaya devam edersek, geleceğimizin de geçmişimiz veya bugünümüz gibi olacağı kesindir. Silva Metodu, kesin sonuçlar alındığı bilimsel olarak kanıtlanmış farklı bir düşünce tarzı öğretiyor. Sonuç olarak, geçmişteki olumsuz olayları değiştiremiyoruz, ancak onların bu günümüze engel olmalarını, bizi mutsuz etmelerini, çaresiz kılmalarının değiştirebiliyoruz. Metot bunun nasıl yapılacağınız öğretiyor.

Acaba rakamsal verilerden söz edebilir miyiz, metotla alakalı?

Metod mezunları ile yapılmış olan pek çok araştırmada mezunlarımızın;

·         % 70 daha kolay rahatladıkları,

·         % 49 daha sağlıklı oldukları,

·         % 64 daha kaliteli uyudukları,

·         %38 rüyalarını hatırladıları ve rüyalarını günlük problem çözümünde kullanabildikleri,

·         % 48 daha sağlıklı, enerjik, özgüvenli ve iyimser oldukları,

·         % 42 belleklerinin daha güçlü olduğu,

·         % 67 durugörü yeteneğinin geliştiği, daha sezgisel oldukları gibi bazı istatistikî veriler elde edilmiştir. Bu araştırmalar sitemizde yer almaktadır (www.silvametodu.com).

Silva Metodu’nun, çocuklara ve gençlere ne gibi faydaları olduğundan söz eder misiniz? Okullarda mesela, bu tarz seminerler verilmesi uygun olur mu?

Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırma sonuçlarına göre bir insanın belleğindeki bir düşünceye 6-11 saniyeden fazla odaklanamadığı tespit edilmiştir. Ne yazık ki günümüzde insanların çoğu hızlı yaşam temposu, stres ve beyne gelen pek çok uyaran nedeniyle bir düşünceye yeteri kadar odaklanamıyorlar. İşte günümüz insanının en büyük sorunu aslında budur.  Odaklanamama sorunu ne yazık ki artık küçücük çocuklarda da görülüyor.

Odaklanmadan ders çalışıldığında veya ders dinlendiğinde bilgiler depolanamıyor, ders yetersiz kavranıyor. Öğrenciler, dersi veya herhangi bir bilgi içeren materyali okumak için kullanabilecekleri bazı tekniklerle yüksek oranda odaklanma ve kavrama yeteneğine sahib olabiliyorlar. Öğrenci, odaklanma yeteneği artınca kısa zamanda pek çok bilgiyi kalıcı bir şekilde aklında tutabiliyor, dersi kavrayabiliyor. Ayrıca öğrenciler sınav stresini yenebildikleri için, sınav sırasında belleklerine depoladıkları bilgilere kolaylıkla ulaşabiliyor ve daha başarılı oluyorlar.

Bizde ve dünyadaki bakış açıları benziyor mu uygulamanıza? İnsan sorunları, sıkıntıları ve istekleri ülkelere göre farklılık gösteriyor mu?

Bütün dünyada insanlar hep aynı tip sorunlarla karşı karşıyadırlar. Boyutları, büyüklükleri farklı olabilir ama özünde aynı tipten sorunlardır. Sağlık sorunları, sevdiklerinin kaybı, mal, iş kaybı, ekonomik sorunlar, iflas ya da borç batağında olmak, ilişkiler gibi benzer sorunlarla karşı karşıyadırlar Kimi 100 TL için mücadele eder, çabalar, didinir; diğeri 100 bin TL için. Boyutları ve türü ne kadar farklı olursa olsun, endişe, çaba, mutsuzluk, çaresizlik hep aynıdır. Bu metotta kişiler yaşamlarında karşılaştıkları benzer sorunlarını yara almadan çözmeyi öğrenirler. Evrensel bir metod olması nedeniyle tüm dünyada 118 ülkede eğitimleri verilmektedir.

Son olarak söylemek istedikleriniz neler olabilir?

Bu işe gönül vermiş olan bizler, amaçları ne olursa olsun milyonlarca mezunumuzun yaşamlarının olumlu yönde değiştiğine tanıklık etmekteyiz. José Silva’nın en büyük özlemi, bizlere Tanrı tarafından doğal olarak verilmiş olan sezgilerimizi (durugörü yeteneğini) geliştirmemizdir. Böylece olayları, problemleri önceden hissedip önlem alır, doğru kararlar veririz. Ancak o zaman insanlar daha refah, daha sağlıklı, daha mutlu ve bu gezegendeki tüm problemlere çözüm bulmuş olurlar.  Dolayısı ile dünyamızı, hiç bir hastalığın kalmadığı, açlık, sefalet ve savaşların olmadığı bir gezegen haline çevirmiş oluruz. Kısaca dünyamızı cennete çevirmiş oluruz.
 
Selçuk Alkan
salkan@gencgelisim.com

Kaynak: www.gencgelisim.com