Dil bir temsil sistemidir.
Sözcükler gibi görünüşleri, sesleri, duyguları, tatları ve kokuları da
düşünebiliriz. Dil, birincil temsil sistemi değildir. Duyusal deneyimler gibi
birincil bir deneyim değildir. Dil seslerle taşınır. Dil, dijital temsil
sistemi olarak ta anılır. Çünkü sözcükler dijitaldir.
Hiç deneylemediğimiz, var
olabilen ya da var olmayan şeyler hakkında konuşurken, dili kullanırız.
Örneğin, yeşil bir filden söz edebilirim.
Sözcükler deneyimlerimizin
çapaları olarak ta kullanılırlar. Sözcükler hal oluştururlar, fikirleri ve
anlayışı yansıtırlar.
Sözcükler bir mecaz (metafor)
olarak ta kullanılır. Kendilerinin dışında ve ötesindeki bir şeyi işaret
ederler. Örneğin, parmağımla gökteki Ay’ı işaret ettiğimi düşünün. Ay mı
önemlidir, parmak mı? İşareti, işaret ettiği şeyle, varılacak hedef noktasıyla
ya da ulaşılacak sonuç ile karıştırmamalıyız.
Duyumsal deneyimlerimizi
sözcüklere döktüğümüzde, deneyim, içsel filtreler denen üç çeşit dönüşüm
geçirir:
Silme: Deneyimin bazı yanlarını
dışarıda bırakırız.
Çarpıtma: Deneyimin bazı
yanlarına, diğer yanlarından daha fazla ağırlık veririz.
Genelleme: Bir deneyimden
hareketle, deneyimler sınıfıyla ilgili genellemeler yaparız.
Nlp İle Ruhsal Gelişim/Cengiz Erengil/Akis Kitap
Dahi Beyin Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder