İnsan güldüğünde stres
seviyesi düşer. Gülmek, insan vücudunda dolaşan kortizol miktarının azalmasını sağlar. Müzik dinlerken ise, melodi
ve sözler beynin her iki yarım küresinin de birlikte çalışmasını sağlar. Uykuya gelince, o da zihni beslemenin bir diğer yoludur.
On sekizinci yüzyılda yazar Joseph
Addison, insanları diğer canlılardan ayıran şeyin gülmek olduğunu savunmuştur.
Sadece doğruyu söylemekle kalmamış, ayrıca türümüzün en önemli özelliklerinden
birine de dikkat çekmiştir. Biliyor musunuz, çocuklar günde en az 300 kez
gülerler, büyükler ise iyi günlerindeyseler maksimum 50 kez gülerler…
İnsan güldüğünde stres seviyesi düşer. Gülmek,
insan vücudunda dolaşan kortizol miktarının
azalmasını sağlar. Bu nedenle her zor zamanda gülebilmek, insanlara yardımcı
olur. Kahkaha atarak gülmenin bağışıklık sistemini geliştirdiği ve problem
çözmeye yardımcı olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Müzik,
bir nevi terapidir
Müzik, bir diğer rahatlama kaynağıdır.
Müziğin beyin üzerindeki etkisine dair bazı yanlış iddialar ortaya atılmış olsa
da, çocuklarının sağlıklı gelişimi için onlara müzik dinleten ebeveynler hâlâ
var. Ne yazık ki, yiyeceklerde olmadığı
gibi, dinlendiğinde insanı daha zeki yapabilecek bir müzik türü yok.
Müzik mucizeler yaratamaz belki, ancak
çeşitli yönlerden fayda sağlar. Müzik dinlerken, melodi ve sözler beynin her
iki yarım küresinin de birlikte çalışmasını sağlar. Müzik dinlemenin beyni
önemli miktarda çalıştırdığı göz önüne alındığında, öğrenme için beyni
hazırlayan en önemli unsurlardan biri olarak önerilebilir.
Müziğin stresi azalttığını, ruh halini
etkilediğini ve rahatlamaya yardımcı olduğunu açıkça biliyoruz. Slow, romantik
bir müzik dinliyorsak, kalp atışlarımız da müziğin ritmine uyarak
yavaşlayacaktır. Tekrarlanan müzik, trans haline girmeye yardımcı olur.
Ninnilerin rahatlatıcı kıvraklığı ile büyüyen bir nesil buna en güzel örnektir.
Georgi
Lozanov, farklı müzik türlerinin üzerimizde farklı etkiler
yarattığını öne sürmüştür. Klasik ve romantik müziğin yeni bilgi edinmede iyi
eşlik ettiği gibi, barok müziğin bilgiyi işleme ve gözden geçirmede yardımcı
olduğunu kanıtlamıştır.
Birçok
insan daha yaratıcı olmak için müziğin kendilerine ilham verdiğinden bahseder.
Gün geçtikçe insanlar müzikle daha iyi hatırladıklarını öne sürüyorlar. Bazı
durumlarda müzik öğrencinin dikkatini toplarken, bazı durumlarda ise
tamamlayıcı rolü üstlenebiliyor. Bununla birlikte farklı insanların müziklere
tepkileri farklı olabilir.
Yeterli Uyku, Zihni Besler
Uyku
hakkındaki en önemli şey, insanların ihtiyaçları olandan daha az uyuduklarıdır.
Özel durumlar farklılık yaratsa da, normal bir insanın yedi buçuk saat uykuya
ihtiyacı vardır. Bu süre, yaşlandıkça azalacaktır. Elbette sadece birkaç saat
uyuyup zinde kalabilen istisnalar da vardır. Ne var ki, insanların çoğunda
yeterli uykuyu uyumadıklarında, normal olarak beyin fonksiyonlarında yavaşlama
görülür. Bu nedenle uykusuzluk, insanların dirençlerini kırmanın en etkin
yoludur.
Herkes,
uykusuz kaldığında ne kadar çekilmez ve anlaşılmaz olduğunu fark etmiştir. Oysa
bazı çevrelerde gece hayatı, geç saatlere kadar çalışmak, hayatın düzeni gibi
görülür. Elbette tek önemli olan uyku süresi değildir. Gün boyu, beyniniz
sürekli yeni şeylerle meşgul oluyor. Zihniniz sürekli yeni deneyimler alıyor.
İşte böyle zamanlarda beynimizin derin uykuya ihtiyacı vardır. Derin uyku
(rapid eye movement) REM olarak bilinen, genellikle rüya gördüğümüz uyku
safhasıdır. Beyin derin uyku sırasında gün boyunca biriktirdiği deneyim ve
bilgileri depolar.
Hayvanlar
üzerinde yapılan araştırmalar, sinir ağlarının sağlığı ve hafıza için gerekli
olan asetilkolin kimyasalının REM uykusu sırasında üretildiğini ortaya
koymuştur. Böylece derin uykunun hafızaları depolama sürecine katkısı
görülmektedir.
Uyku
sırasında beyin hızı oldukça yavaşlar, bu durum teta ve delta
dalgalarının yayılmasına neden olur. Beyinin elektrokimyasal yapısı daha sonra
geniş olarak anlatılacaktır. REM uykusu sırasında beynin oldukça hızlı
çalıştığı gözlemlenmiştir. Saniyede 40 dönüş gözlenen bu zamanda, beyin gama
dalgası yayar.
Bu
nedenle: “Rüyanda ne görmek istiyorsan, onu düşün ve onun üzerine uyu.” derler.
Araştırmalar, kişinin uyumadan önce bilgi tekrarı yaptığı zaman, uyandığında
daha fazla bilgiyi hatırladığını göstermiştir. Bunun bende işe yaradığını
biliyorum. Peki ya sende?
Bazı
insanların çözemedikleri soruları rüyalarında çözdüklerine dair anlattıkları
deneyimlerini duymuş olmalısınız. Belki sizin de başınıza geldi…
Uyurken
sürekli bir devinim içindeyiz. Her biri bir buçuk saat süren derin ve hafif
uykular arasında dolaşırız. Bu devinim süreci, akıl ve ruh sağlığımız için çok
önemlidir. Karanlık epifiz bezinin, melatonin salgılaması için gereklidir.
Melatonin, vücudun biyolojik saat dengesi için gereklidir. Farklı zaman
dilimleri arasında uçarken Jet–lag, yani biyolojik saat uyumsuzluğunun nedeni de,
ne yazık ki bu kimyasaldır.
Bazı
insanlar için en verimli zaman sabahken, bazı insanlar için gece olduğu
kanıtlanmıştır. Bazı insanlar için de günün diğer saatleri bir şeyler yapmak
uygun zamanlardır. Peki, bu değişikliğin nedeni nedir?
Sabahları
birçok insan için yeni şeyler öğrenmek kolayken, yemeğinin hemen sonrası hariç,
öğlen saatleri tekrar ve pekiştirme için idealdir. Elbette bireysel
farklılıklar vardır. Günler bilgiyi toplamak, geceler bilgiyi işlemek için
idealdir. Georgi Lozanov, gün içinde mikro düzeyde de olsa, enerji ve rahatlama
döngüsünü korumayı önermektedir.
Her
şeyden önce uyku düzenimizin sağduyuya ihtiyacı var. Kabul etmek gerekir ki
hızlı hayatımızda uykuya gereken önemi vermiyoruz. Hayatımızın bu hızlı temposu
içinde daha verimli bir hayat için mutlaka doğal döngülerin sağlanmasına dikkat
etmeliyiz.
Vücut Ritminizi Yükseltin
Ritim,
sadece öğrenmek için kullandığımız bir araç değildir. Her birimizin kendine
özgü bir zihinsel ritmi vardır. Buna sirkadyan
ritmi veya beden saati de denir.
İç saatimiz veya beden saatimiz bizi her sabah kaldırır ve her akşam uyumamıza
yardımcı olur. Gün içinde akışlar yaparak bizi gece uykusuna hazırlar. Herkesin
bedensel saati farklıdır.
Her
birimizin gün içinde kendine özgü bir günlük programı vardır. Bazılarımız tarla
kuşu gibidir, bu kuş sabahın erken saatlerinde avlanır ve günlük yemeğini temin
eder. Bazılarımız ise baykuş gibidir, bu kuş ise gece kuşudur. En iyi işlerini
ve avlanmasını gece yapar.
Kendi
öğrenme potansiyelinizi ortaya çıkarmak için, kendi zirve zamanınızı veya
mükemmel öğrenme zamanınızı bulmanız gerekir. Vücudumuzdaki birçok fonksiyon,
gündüz ve gece, karanlık ve aydınlık günlük devinimine göre işler. Vücut ısısı,
kalp atışı, tansiyon ve terleme bu şekilde olur.
Birçoğumuz
için en iyi öğrenme zamanı, gün doğduktan birkaç saat sonra başlar ve birkaç
saat sürer. Bu nedenle zor zihinsel çalışmalar sabahın erken saatlerinde
yapılmalıdır. Diğer taraftan bazı insanlar, gece geç saatlerde daha iyi
çalışırlar. Bu tür insanlar için akşam yemeğinden sonra en iyi çalışma
zamanıdır.
Cemal Kondu
Kaynak: cemalkondu.com