400 sayfalık bir kitapta
yaklaşık 100 bin kelime bulunur. Yavaş okuyan bir okuyucu, bir saatte yaklaşık
7 bin kelime okuyabilir. Bu da kitabı 15-16 saatte bitireceği anlamına gelir.
Hızlı okuma tekniklerini uygulayan bir kişi, aynı sürede iki ya da üç kitap
bitirebilir ve yavaş okuyan kişiden daha çok şey anlar.
YGS’ye hazırlanan bir öğrenci, normal
şartlarda 160 soruyu 160 dakikada yetiştirmekte zorlandığı halde, anlayarak hızlı
okuma tekniklerini öğrenirse 40-55 dakikada tüm soruları bitirebilir.
Anlayarak hızlı okuma tekniklerini
öğrenen bir okuyucu, hızlı okuyarak zihinsel gezintileri asgariye indirmiş
olur. Böylece konsantrasyon artar ve bilgi kaydı daha berrak olur. Düşünce,
algılama, değerlendirme kavramı ve karar hızı artar. Anlayarak hızlı okuma
tekniklerini bilen bir okuyucu, okuma işini monotonluktan çıkarır; zevkli ve
eğlenceli bir hale getirir. Daha kısa sürede daha fazla öğrenme fırsatı bulmuş
olur.
Neden
Daha Hızlı ve Etkin Okumak Gerek?
·
Okumayı
sevmiyorsunuz; ancak okumaya mecbur olduğunuz şeyler var.
·
Okumayı
seviyorsunuz ancak okumaya vakit ayıramıyorsunuz.
·
Öğrencisiniz,
dolayısıyla yığınla kitap ve not sizi bekliyor.
·
SBS,
YGS, LYS, KPSS, ALES, TUS gibi sınavlara hazırlanıyorsunuz ama zaman konusunda
problem yaşıyorsunuz.
·
Daha
kısa zamanda daha çok şey öğrenmek istiyorsunuz.
·
İş
yerinde her gün yüzlerce dosya, belge ya da raporu gözden geçirmeniz gerekiyor.
Ancak yetişmekte zorlanıyorsunuz.
·
Kitap,
dergi ve gazete okumayı çok seviyorsunuz ama zamanınız istediğiniz tüm
kaynakları okumaya yetmiyor.
Neden
Yavaş Okuyoruz?
·
Kelimeleri
teker teker okuyoruz.
·
Okurken
kelimelere takılıyoruz ve geriye dönüşler yapıyoruz.
·
Okurken
dudaklarımızı, belki dilimizi oynatıyoruz.
·
Bir
konuyu daha iyi anlayabilmek için yavaş okumak gerektiğine inanıyoruz.
·
Dikkatimizi
toplayamıyoruz, okurken çabuk yoruluyoruz.
·
Kelimeleri
içimizden seslendiriyoruz.
Hızlı
Okumak, Bize Neler Kazandırır?
·
Zahmetsiz
ve akıcı biçimde öğreniriz.
·
Kısa
zamanda daha çok şey öğreniriz.
·
Ödev
hazırlamak, sınavlara çalışmak çok daha kolay olur.
·
Okuduğunuzu
anlama yüzdesi artar.
·
Zamandan
tasarruf etmiş oluruz.
·
Kendimize
daha çok güveniriz.
·
Okurken
beyniniz daha iyi ilişki kurar.
·
Okurken
beyniniz hayal kurmaz ve bütünü görür.
·
Okumak
ve öğrenmek daha zevkli hale gelir.
·
Okuma
bir zorunluluk değil bir alışkanlık, hatta bir ihtiyaç haline gelir.
·
Sözcük
hazinemizi ve bilgi birikiminizi artırırız.
·
Kişisel
ihtiyaçlarımıza bağlı olarak farklı avantajlar ediniriz.
Hızlı
Okumayı Engelleyen Bariyerler
1)
Kelime Kelime Okumak
Kelime odaklı okumada, bir kelimeyi
kaçırdığımızda okuduğumuzdan hiçbir şey anlamayacağımızı düşünerek, kelimelere
gereğinden fazla önem veririz.
Oysa biz kelimeler için değil,
cümlelerin oluşturduğu anlam için okumalıyız. Amacımız, okuduğumuz metindeki
düşünceyi anlamak olduğundan, kaçırdığımız bir ya da birkaç kelimenin parçadaki
düşünceyi anlamamızı engellemeyeceğini bilmeliyiz. Kısacası kelime odaklı değil
düşünce odaklı okumamız, hızlı okumayı kolaylaştırır.
Kelime
Kelime Okumanın Zararları:
·
Gözün
çabuk yorulmasına neden olur.
·
Okurken
beynin sıkılmasına, dikkatin dağılmasına ve hayal kurmaya neden olur.
·
Kelimeleri
tek tek anlamaya çalışırken, okuduğumuz metnin anlam bütünlüğünü yakalamakta
zorlanırız. Ana fikri yakalayamayız. Konudan uzaklaşırız.
·
Okuma
ve anlama hızı düşer, geri dönüşler yaşanır.
2)
Geri Dönüşler Yapmak
İyi anlamama endişesiyle geri dönüşler
yapılırsa, kısa bir metnin okunması bile uzun zaman alır. Okuyucunun daha iyi
anlamak için yaptığı geri dönüşler, ne yazık ki tam tersi etki yapar. Bu tür
okuma kişiyi sıkar; gözün daha fazla yorulmasına, dikkat ve konsantrasyonun
dağılmasına sebep olur. Bir süre sonra okuyucu konudan uzaklaşır. Aynı şeyi
birkaç kez okunduğu için hem sıkılır, hem de zaman kaybeder.
Geri dönüşleri engellemek için gözünüze
kılavuz olması adına elinize bir kalem alın ve onun yardımıyla kesinlikle geri
dönmeden okuyun. Bu ilk zamanlarda sorun olabilir; ama kısa bir süre içinde
geri dönüşlerden kurtulmuş olursunuz. Aynı zamanda okumaya başlamadan önce net
bir amaç belirler ve ön okuma yaparsanız geri dönmeyi engellersiniz.
3)
İçten Seslendirme
İçten seslendirme, her kelimeyi
ağzımızla tekrar okuma işlemidir. İlkokulda yüksek sesle yaptığınız okuma yarışlarını
unutmayız. İşte, içten seslendirme ilkokulun ilk yıllarından kalma bir
sorundur. Bu durum kelimeleri birer sembol olarak görmekten kaynaklanmaktadır. Yüksek
sesle okuyarak hızımızı dakikada 150-200 kelime ile sınırlandırırız.
Sesli okuyan kişi, okurken gözlerini,
dudaklarını, boğazını, dilini, kulaklarını ve zihnini kullanmaktadır. Bu
şekilde okumak hızımızı yavaşlatır ve sıkılmamıza sebep olur.
İçten seslendirmeyi önlemenin yolu,
sözcükleri birer sembol olarak görmek ve onları gördüğümüzde seslendirerek
okumak değil, bize ne ifade ettiğini otomatik olarak algılayabilmektir. Yani
kelimeleri seslendirmek yerine onları görmek, algılamak için yeterlidir. Ancak
bunun için alıştırma ve zaman gereklidir.
4)
Pasif Okuma
Okuma sırasında beynimiz kitaba odaklanamaz
ve farklı konularla meşgul olursa pasif okuma gerçekleşir. Beyin faaliyetlerini
kontrol etmek güçtür. O çoğu kez hayal kurmaya, sevdiği şeyleri düşünmeye
meyleder. Okuma sırasında zihnimizin başka konulara dağılmasını önlemek için ön
okuma yapmak ve okuma amacımızı belirlememiz gerekiyor.
5)
Gözün İdmansızlığı
Okurken, gözümüz satır üzerinde düzensiz
ve kontrolsüz duraklama ve sıçramalar yapar. Bu sıçramalar gözün farklı kasları
ile gerçekleşir. Eğitimsiz gözler satır üzerinde yavaş yavaş sıçramalar yapar;
bunun temelinde de göz kaslarının tembelliği yatar.
Uzun süre televizyon seyreden insanların
gözleri tek noktaya odaklanır. Tek noktada odaklanıp hareketsiz beklemeye
alışan gözler tembelleşir. Günün bir kısmının uyuyarak geçirilmesi, durgun
yaşanması, düşünceyi kullanma ve dış dünyayı gözlemleme gibi konularda pasif
kalınması gibi nedenlerle göz kasları tembelleşir. Eğitimsiz gözün hızlı
okumaya alışması için egzersize ihtiyacı vardır.
Cemal Kondu
cemal_kondu@yahoo.com
Kaynak: www.gencgelisim.com