İşinizi Okumak İster misiniz?




İş hayatında başarı kavramı, içinde bulunduğumuz iş dünyasında uygulanabilir, değiştirilebilir, yenilenebilir, geliştirilebilir ve anlaşılabilir bakış açılarına zemin oluşturma eksenli düşünülerek, iş hayatından kopmadan, iç kapalılıklara projektör oluşturmayı amaçlayan bir düşüncenin ürünüdür. 

İçinde bulunduğumuz toplumun yapısını, özelliklerini, tepkilerini ve genel anlayışlarını bilerek iyileştirilebilir arayışlarla yönelişini bulmayı arzulayan bu çalışma, iş hayatının içindeki körlüklerden arınma kaygısını taşıyor. İnsanımızın tanınmadığı, şirketlerimizin yapılarının ve kültürlerinin bilinmediği çalışmalar, tatmin edici olmaktan uzak kalmaktadır. Bunun için gereken, iş körlüğüne bulaşmadan zindelikle kurulu anlayışların çok sağlıklı temellere oturtularak, yönetimin aydınlık meşalesini taşımaktır.

 İş, yapısı itibarıyla tahterevalli misali dengeler içeren şekliyle, insan hayatını derinden etkilemekte ve bakışları ve anlayışları her an değişikliklere sürükleyebilmekte... Değişikliklerle sarsılan ve sürüklenen doku, kişinin bakış açısına göre şekilleniyor ve kimi zaman tahrişler, bitişler, tükenişler yaşıyor, kimi zaman da çıkışlar, titreyişler ve yükselişler… Bütün bunlarda en önemli etken kişinin bastığı zemin oluyor.

İşe ‘meşguliyet’ açısından yaklaşan ve ‘gününü kurtarma’ cihetiyle yanlışlığa yönelen anlayış, insanı, zamanla işten kopmayla karşı karşıya bırakacaktır. İşten kopan insanın, işini kaybetme haricinde hayat yolculuğunda titreyişler de yaşamasına tanık oluyoruz. İçinde bulundukları işi, işin gereklerini, işe yönelik kendi kabiliyetlerini tanımlayamamış bir kimlikte ‘kimliksiz görüntüler’ belirmekle birlikte, rengini kaybetmiş yaşamlar da bunların cabası oluyor.

Bütün sorunların kaynağında ‘işi okuyamamak’ vardır.
Tanımlanmayan işler, bilinmeyen yetenekler, gösterilemeyen çabalar, bugün yaşanan ve içinde bulunulan sorunların kaynağı değil midir? Şimdi gelin, işin okunması sürecini şöyle detaylı bir şekilde maddelendirerek inceleyelim: 

İşlerin okunması süreci:

1.                   İşle ilgili olmak
2.                   İş hakkında yeterli bilgi ve donanıma sahip olmak
3.                   İşi anlamak
4.                   İşi yorumlamak
5.                   İşi geliştirmek
6.                   İş körlüğüne düşmemek
7.                   İş yapısını dinamikleştirmek
8.                   İşte hiç eksilmeyen enerjileri yüklenmek
9.                   İşin gereklerini yeterli liyakatle tamamlamak
10.               İşi nitelikli kılmak için gerekli gelişimlere açık olmak

Eğer,
1.                   İşi tanımlayamamak
2.                   İşle ilgili olmamak
3.                   İş hakkında yeterli bilgi ve donanımdan yoksun olmak
4.                   İşi anlayamamak
5.                   İşi yorumlayamamak
6.                   İşi geliştirememek
7.                   İş körlüğüyle işin nitelikli olarak yapılmasını sağlayamamak
8.                   İşin gereklerini yerine getirememek gibi bir yanlış içine düşülmüşse bireyler:

1.                   İşten soğumak
2.                   İşten kopmak
3.                   İşyerinden gönderilmek
4.                   Kişisel güveni kaybetmek gibi sonuçlarla karşılaşmaktan kaçamayacaklardır.

İş deyip geçmeyen, işini okuyup anlayarak uygulamalarında kontrolü elden bırakmayan ve işten kesilmeyen iş üstatlarının yolu her zaman açık görünüyor.



Abdüllatif ERDOĞAN
abullatiferdogan@hotmail.com
dahibeyin.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder