Düşünce Tuzaklarından Nasıl Kurtuluruz?



Bazı düşüncelerimiz bize çok doğru ve mantıklı görünseler de, aslında gerçeği temsil etmezler.

Olumsuz duyguları tetikler; kendimizi kötü hissetmemize yol açarlar.
Bu tür düşünceler, tuzaklarla doludurlar; ya da diğer bir değişle, tuzaklı düşüncelerdir.
Eğer tanımayı başarırsak, onları olumluları ile değiştirebilir ve zamanla daha dengeli, gerçekçi ve huzurlu hayatlar sürebiliriz.
Gelin şimdi, bu düşünce tuzaklarından bazılarına, yakından bakalım:
• Filtreleme: Bir konuda veya olayda, tüm olumlu unsurları atıp sadece olumsuzlara odaklanmaktır. Mükemmel bir sunum yaptığı halde, birinin yaptığı küçük bir eleştiri nedeniyle kendini kötü hissetmek, buna bir örnektir.
• Siyah-Beyaz – Kutuplu düşünme: Her şey ya iyidir ya kötü; ya güzeldir ya çirkin; ya başarılıdır ya başarısız. Hayatın zıtlıklar değil, sayısız ara tonlardan oluştuğunu görememektir. Çok değer verilen bir kişinin tek bir hatası nedeniyle değersizleşmesi, kutuplu bir düşüncedir. O kişi ya muhteşemdir, ya da berbat birisi.
• Aşırı Genelleme: Tek bir bulguya bakıp veya yeterince deneyim sahibi olmaksızın, bir konuda kesin sonuca varma eğilimidir. Bir iş görüşmesinde başarısız olunduğunda, artık işverenler tarafından asla beğenilmeyeceğine, hiç bir zaman iş bulamayacağına inanmak gibi.
• Etiketleme: Kişinin, kendisinin veya başkalarının bir davranışına bakarak, onun kişiliği veya tutumu hakkında kesin hüküm vermesidir. Arkadaşlarıyla bir kez akşam yemeğine çıkan çocuklu yakınını, ‘’sorumsuz anne’’ olarak nitelendirmek veya annesine uğramak yerine eşiyle sinemaya gittiği için kendisini beş para etmez bir evlat olarak tanımlamak, etiketleme örnekleridir.
• Akıl Okuma: Karşısındaki zihninden geçenleri tahmin etmeye dayanan bir düşünce tuzağıdır. Duygu ve davranışlar, bu tahmine göre şekillenir. ‘’Onun yanında satıcıyla pazarlık ettim; benim basit bir insan olduğumu düşünüyor!’’
• Kişiselleştirme: Etrafındaki olaylar veya kişilerle ilgili, kişisel bağlantılar kurulur. Örneğin, koridorda karşılaştığı iş arkadaşının keyifsiz görünmesinden, kendisinin onu kızdırdığı gibi bir sonuca ulaşır.
• Kontrol yanılsaması: Kişi, başkalarının acı ve mutluluklarından, kendisinin sorumlu olduğuna inanır. Bir doktor, ağır bir hastalık sonucu, her tür doğru tedaviye rağmen hastasının kaçınılmaz ölümünden kendisini sorumlu tutabilir. Kişi, aile toplantısında çok fazla gülüp eğlenilmemesini, kendisinin yeterince çaba sarf etmemesine bağlayabilir.
Bu listeye, ”hep haklı çıkmak,” ”başkalarının davranışlarını baskı yoluyla değiştireceğine inanmak” gibi, başka düşünce tuzakları da eklenebilir, elbette.
Onları öğrenip tanımak, haklı kanıt ve temelleri olup olmadığını sorgulamak, hayatta her şeyin göreceli olduğu gerçeğini kabullenip, siyah-beyaz keskinliğinde düşünmekten kaçınmak, başkalarının düşüncelerine kulak vermek, tuzaklı düşüncelerin kendimize ve başkalarına verdiği zararın üzerine düşünüp, bu zararları vermekten vazgeçmek için çaba göstermek, daha verimli ve mutlu hayatlar sürdürmemize yardımcı olacaktır
  • Doç. Dr. Şafak Nakajima