Gezginci bir şemsiye tamircisi yol kenarında oturmuş işini
yapıyordu
. Tamirci, işinin gereklerini titizlikle yerine getiriyor; Tamir
edilecek kısımları dikkatlice ölçüyor, yama koyuyor; telleri teker teker
deneyerek güçlendiriyordu.
Uzaktan kendisini takip eden gencin farkında bile değildi.
Bir süre sonra genç yanına yaklaştı ve hayranlık dolu bir ifadeyle, ‘’İşinizi
çok iyi yapıyorsunuz.’’ Dedi.
Şemsiye tamircisi elindeki işi bırakmadan cevapladı.
‘’ Evet, ben her
zaman işimi iyi yapmak için uğraşırım.’’
‘’Müşterilerin,
yaptığın işin iyi ya da kötü olduğunu ancak sen gittikten sonra
anlayabilecekler.’’ Diye devam etti delikanlı.
‘’Evet, haklısın.’’
‘’Bu tarafa tekrar
gelecek misiniz?’’
‘’Hayır.’’
‘’O halde bir şemsiye
için neden bu kadar çok uğraşıyorsunuz? Hâlbuki işini, çabucak halledip ileride
yeni müşteriler bulabilirsiniz.’’
Çok fazla konuşmayı sevmeyen şemsiye tamircisi, gence ders
niteliğinde şu cevabı verdi: Eğer ben işimi ii yaparsam benden sonra buradan
geçecek öteki tamircinin işi kolaylaşacak. Fakat kötü malzeme kullanır ve
baştan savma iş çıkarırsam, halk bunu er ya da geç anlayacak ve daha sonra
buradan geçecek olan tamirciye iş vermeyecektir.’’
‘’Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse,
Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya Shakespeare’in
şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes
durup ‘Burada işini çok iyi yapan, dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.’’ Martin Luther King