Dış motivasyon sizi ne kadar etkiliyor? Peki ya siz dış motivasyonu doğru yapabiliyor musunuz?

“Dış motivasyon kısaca; kişinin kendiliğinden yapmayı istemediği işler konusunda, kendi dışındaki güçlerle ikna edilmesidir. İç motivasyonu harekete geçiren dış motivasyon yöntemleri, anne baba ve eğitimciler tarafından kullanıldığında pek çok davranış problemi çözüme kavuşabilir veya çocuk yeni bir davranış kazanabilir.”

“Motivasyon, insanlara yaptırmak istediğiniz şeyleri, kendileri öyle istiyorlarmış gibi yaptırma sanatıdır.”
Dwight Eisenhower

Öyle zamanlar vardır ki, anne baba olarak eminsinizdir; mutlaka çocuğunuzun bu davranışı kazanması gerekir! Özellikle sağlıklı olmayı ilgilendiren konularda... Diş fırçalama, el yıkama, mevsime uygun giyinme, uygun yiyeceklerle beslenme, evde var olan düzene uyum sağlayabilme, oda toplama, yatma saati, temizlik bunlardan bir kaçı.

Çocuk, mutlaka kazanması gereken alışkanlığa ilgisiz davrandığında, bu konuyu önemsemediğinde yardıma dış motivasyon kaynakları koşar. Dış motivasyon kısaca; kişinin kendiliğinden yapmayı istemediği işler konusunda, kendi dışındaki güçlerle ikna edilmesi olarak tarif edilebilir.

Dış motivasyon, günlük yaşantıda sıkça kullanılır. İç motivasyonu harekete geçiren dış motivasyon yöntemleri, anne baba ve eğitimciler tarafından kullanıldığında pek çok davranış problemi çözüme kavuşabilir veya çocuk yeni bir davranışı kazanabilir.

İnsan organizmasını motive eden diğer iki temel olgu, haz almak ve acıdan kaçınmaktır. Hoşlanmadığımız bir durumla karşılaşmamak ya da hoşumuza giden bir durumu yaşamak için birtakım davranışlarda bulunuruz. Arkadaş edinmek isteyen çocuk oyuncağını paylaşır, güzel görünmek isteyen ergen diyet yapar; bu örneklerde, arzu edilen durumu yaşama isteği, davranışa yön vermektedir. Üşüyen kişi daha kalın kıyafet giyer, öğretmeninden uyarı almak istemeyen öğrenci parmak kaldırarak konuşur; bu örneklerde haz-acı ilkesi çok basit bir şekilde işlemektedir.

Ancak her konuda haz-acı ilkesi bu kadar sorunsuz işlemez. Bunun iki temel nedeni vardır. İlk olarak, her konuda acıyı veya hazzı yaşamak olası değildir. Örneğin, daha önce hiç diş çürüğü olmamış bir çocuk için diş fırçalamak gereksiz, sıkıcı bir iş olabilir. Henüz kaçınılması gereken durumu yaşamamış çocuk, tedbirli davranmayı istemeyebilir (eşyalarını kaybetmek, düşük not almak, ödevsiz okula gitmek zorunda kalmak vb).

Davranış Pekiştirme

İkinci olarak, bazı çocuklar sınırları zorlamayı severler ve olumsuz davranışı kararlılıkla devam ettirebilirler. Çoğunlukla, bu şekilde davranan çocuğun olumsuz davranışı yetişkin tarafından pekiştirilmiştir. Bu nedenle çocuk, kendini yormak yerine her zaman aynı olumsuz davranışı sürdürmekte direnir. Örneğin, odasını toplama konusunda isteksiz davranan çocuğun odası, evdeki yetişkin tarafından toparlanır. Böylelikle ister istemez çocuğun “odasını toplamama” davranışı pekiştirilmiş olur.  Ödevlerini günün sonuna bırakan çocuğun ödevi annesinin yardımıyla çabucak yapılır; çocuk planlı çalışma alışkanlığını edinmek istemez, direnir.

Bu tarz durumlarda, kendiliğinden oluşan bir iç motivasyon gözlenemez; çocuk kendince gereksiz gördüğü işler için davranışlarını değiştirmek istemez. Dış motivasyon teknikleri, bu noktada yardıma koşar. Doğal olarak oluşmayan haz alma, acıdan kaçınma ilkesi yetişkin tarafından oluşturulur. Bu suni ortam için tutumlar önemlidir. Yetişkinin kural koyması ve kurala uygun davranışın oturması için ödüllerden ve yaptırımlardan yardım alması gerekir.

Her yöntemde olduğu gibi dış motivasyon tekniklerini kullanırken de bilinçli olmak önemlidir. Yanlış uygulamalar sorunları çözmeye yardım etmediği gibi, yeni sorunlar oluşmasına da sebep olabilir. Dış motivasyon tekniklerini uygulamak isteyen ebeveynin, bazı konularında kendini gözden geçirmesi gerekir.

Kararlı, tutarlı, sabırlı davranabilen yetişkin, bu yöntemden sonuç alabilir. Sabırsız davranıp hemen değişim beklemek en büyük hatadır, ancak pek çok anne-baba, bir-iki günden sonra pes etme eğilimindedir. Oysa davranış değişikliği için tutarlı ve kararlı şekilde, bir süre takip etmek gerekir.

Çocuğun yaş dönemi özellikleri hakkında fikir sahibi olmak, önemli olan diğer bir konudur. 2 yaşındaki bir çocuğa yaklaşım ile 10 yaşındaki bir çocuğa yaklaşım aynı olamaz. Çocuklar farklı yaşlarda farklı şekillerde motive olacaklarından, bu konudaki farkındalık önem taşır.

İyi bir gözlemci olmak gereklidir. Çocuğun sahip olduğu özellikler hakkında bilgi sahibi olmak, ancak iyi bir gözlemle mümkündür. Her anne-baba çocuğunun yetenekleri ve hoşlandığı şeyler hakkında gerçekçi fikirler edinmelidir. Bu bilgiler, ona nasıl yaklaşmak gerektiği hakkında ipucu verecektir. Özellikle ödülleri ve yaptırımları belirlemede, çocuğun kişisel özelliklerini bilmek gereklidir.

Hazırlayan: 

Özel ALEV Okulları Rehberlik Servisi
Kaynak:www.gencgelisim.com