Hayatımızda sevindirici şeyler
olduğu gibi, üzücü şeyler de vardır. Rahat olduğumuz zamanları gördüğümüz şu
dünyada, kendimizi baskı ya da gerilim altında hissettiğimiz zamanlar da olur.
İşte böyle baskı veya gerilim yaşadığımızı düşündüğümüz zamanlarda içine
girdiğimiz ruh haline “stres” diyoruz.
İnsan, pek çok nedenle bu durumu
yaşayabilir. Bazen üzücü gelişmeler, bazen yetiştirilmesi gereken işlerin
birikmesi, bazen zaman darlığı, bazen mekân darlığı insanı strese sokabilir.
İnsanlarda en çok stres oluşturan nedenlerden biri de, önemli bir işle
yüzleşmektir. Evlenmek, boşanmak, bir yakınımızın kaybı, bir topluluk önünde
konuşma yapmak, ÖSS’ye girmek, mülakata alınmak gibi olaylar, hayatımızın
seyrini etkileyebilecek niteliklerinden dolayı bizce önemli kabul edilirler.
Dolayısıyla, çoğu zaman, beraberlerinde stres de getirirler.
Bunların dışında, insanlarla
yaşadığımız iletişim çatışmaları, kendimizden yüksek beklentilere sahip olmak,
gerçek yüzle sosyal yüz arasında fark oluşması ve uyku düzensizliği gibi birçok
faktör de strese yol açabilir.
Streste Saklı Riskler ve Kazançlar
Stres, elbette yanı başında bazı
riskler getirir. Stres altındayken insan gerginlikle telaşa kapılır, iyi
yapabileceği işlerde hatalar yapmaya başlar. Kısa zamanda çok iş yapayım
derken, ortaya kalitesiz işler çıkar. Baskı ve gerilim, zihinsel performansımızı
da etkiler. Düşünce akışının bloke olmasıyla, insan bildiği birçok şeyi
unutabilir. “Sınava girdiğimde sanki aklım kuş oldu, uçtu!” diyen ya da
“Konuşmaya başladığımda terden sırılsıklam oldum ve şimdi sadece saçmaladığımı
hatırlıyorum.” diye yakınan insanlar, streslerini kontrol edememiş olmaktan şikâyet
ediyorlardır.
Tüm bunlarla birlikte, stresin
bizim için yararlı olan birçok yönü de vardır. Bilinçaltımızın bizi strese
sokması, bizim iyiliğimiz içindir. Stresin en temel iki fonksiyonu, insanı tehlikelerden
korumak ve onun harekete geçmesini sağlamaktır. Bu yüzden stres hem bir
koruyucu kalkan, hem de güçlü bir enerjidir. Sağlıklı olan yaklaşım, stresi yok
saymak değil onu kontrol edip enerjiye çevirebilmektir.
Stresin enerjiye dönüştürülmesi,
insanın hayatında birçok şeyi değiştirir. Aile huzuru, iş doyumu, pozitif
yaşayabilme yeteneği, önemli görüşmelerden zaferle ayrılmak, kritik sınavlardan
yüksek puanlar alabilmek ve en önemlisi, zihinsel ve duygusal yorgunluktan
kurtulabilmek bu kazançlar arasında sayılabilir. Peki stresi enerjiye
dönüştürebilmek nasıl mümkün olur? Bunu gerçekleştirebilmek için, neler yapmak
gerekir? Bunların cevabını aşağıdaki formüllerde bulacaksınız.
Stresi Enerjiye Dönüştürme Formülleri
1) Yapılacak işleri önem sırasına koyun
Eğer strese
girmenizin nedeni, yapılacak bir sürü işin üst üste gelmesi ve bunları yapmak
için yeterli zamanınızın olmaması ise, bu durumda rahatlamanın yolu, işleri
öncelik sırasına koymaktır. Aksi halde yapılacak işler gözünüzde çok büyür ve
normal şartlarda basitçe yapabileceğiniz işlere bile başlamaya cesaret
edemezsiniz.
Böylesi
zamanlarda yapmanız gereken, tüm işleri, küçük büyük demeden listelemek ve
bunları önem/aciliyet sıralamasına koymaktır. Böylece bugün yapılması
gerekenleri, bir saat içinde en azından başlamanız gerekenleri zihninizde
netleştirebilirsiniz. Bu netlik sonucu, zihninize tüm işlerin yükünü değil,
sadece o an için yapmanız gerekenlerin yükünü almış olursunuz. Bir anlamda,
işlerinizi tamamlayabilmek için “böl parçala yut” yaklaşımını kullanıyorsunuz.
2) Maskesizce “kendiniz” olun
Olduğumuzla
göründüğümüz arasındaki fark açıldıkça, bir başka deyişle gerçek yüzümüzle
sosyal yüzümüz birbirini tutmadıkça, stres yaşarız. Bu stresten kurtulmak ve
hayatta rahat nefes alabilmek için, Hz. Mevlânâ’ya kulak vererek “ya olduğumuz
gibi görünmeli, ya da göründüğümüz gibi olmalıyız.”
Maskesiz
iletişim kurmak ve olduğumuz gibi davranmak, kendimizi her şeyden önce bir
insan olarak kabul etmemize bağlıdır. İnsan oluşumuz, hayattaki tüm rol ve unvanlarımızdan
önce gelir. Bu bilinci içselleştirmek için, her sosyal düzeydeki her türlü
insanla iletişim kurmayı deneyebilirsiniz. Her seviyeden hayat standardını
yansıtan sofralarda bulunmak, herkesle ortak olan insani yönlerimizi fark
edebilmek, bizi “kendimiz olmaya” daha çok yaklaştıracaktır.
3) Vücudunuzu kontrollü olarak gevşetin
Stres bedensel
olarak da gerginliğe yol açar. Dolayısıyla, bedeninizin kontrollü olarak
gevşetilmesi, stresin kontrolünü sağlar. Vücudunuzun gevşetilmesi, sakin
biçimde oturmanız veya uzanmanızla başlayan bir süreçtir. Bunun ardından derin
nefesler almalı, nefesinizin ılıklığını hissetmelisiniz. Daha sonra zihninizden
tüm kaslarınıza tek tek komut vererek, hepsinin sırayla gevşiyor olduğunu fark
edebilirsiniz.
Başınızın en
üst noktasından başlayıp, yüz kaslarınıza, omuzlarınıza, kollarınıza,
ellerinize, el parmaklarınıza, göğüs kafesinize, karın kafesinize, bacaklarınıza,
dizlerinize, ayaklarınıza ve son olarak ayak parmaklarınıza, sırayla gevşeme
komutu verip beklediğinizde hepsi teker teker gevşeyecektir.
4) Hayalde canlandırma tekniğini uygulayın
Bilinçli
gevşeme için, bilinçaltı da devreye katılmalıdır. Bunun için hayalden destek
alabilirsiniz. NLP yöntemleri arasında yer alan birine göre şu adımları takip
etmelisiniz: Önce stresle ilgili duygunuzu kendinize hayalen görsel olarak
tanıtın.
Bu duyguyu
vücudunuzun neresinde hissediyorsunuz? Eğer bir şekli olsa neye benzerdi? Bu
şekil size hareketli gibi mi geliyor, durağan mı? Bir rengi olsa hangi renk
olur? Bunlara benzer sorularla bilinçaltınızın stresi iyice tanımasını
sağlayın. Sonra stresle ilgili tanımladığınız bu sembolik şekli hayalinizde
oradan alıp, uzaklara fırlatın. Nasıl bir rahatlama yaşadığınızı
hissettiğinizde şaşıracaksınız.
5) Beklentilerinizde dengeyi gözetin
Yaşadığımız
çağda, beklentilerimizin yükselmesi de bizde genel bir strese neden oluyor. Televizyondan
izlediğimiz sahte hayatlarda insanların çalışmadan çok zengin ve rahat
olabilmeleri, karakterler arasında eksiksiz tiplerin yer alması, hayattan,
kendimizden ve yaşamı paylaştığımız insanlardan beklentilerimizi yükseltiyor.
Daha rahat
olabilmek ve yüksek beklentilerden kaynaklanan stresten uzaklaşabilmek için,
ayaklarımız yere basmalı ve gerçekçi düşünebilmeliyiz. Ne çok iyimser, ne çok
karamsar olarak, dengeli biçimde kendimizi konumlandırmalı, yapabileceklerimiz
konusunda makul hedefler edinmeliyiz.
6) Tüm sonuçları kabullenin
Önemli olayların
gerginliğe yol açtığından bahsetmiştik. Aslında stres kaynağı olan, bu
olayların kendileri değil, bunların sonuçları ile ilgili endişelerimizdir. Ya
sınavda istediğim yeri kazanamazsam? Ya mülakat sonucu işe kabul edilmezsem? Ya
bundan sonra işler ters giderse? Dikkat edilirse, bu soruların tamamen sonuçla
ilgili endişeleri yansıttığı görülür. Hiçbiri süreçle ilgili değildir.
Esnek ve rahat
insanların ortak özelliği, sonuca değil sürece odaklı yaklaşımlarıdır.
Sonuçları etkileyen birçok etken vardır. Size düşen, sadece yapmanız gerekeni
yapıp, sonuçlarıyla karşılaşmayı beklemektir. Sorumluluğunuz, sonuçları değil
yapmanız gerekenleri yapıp yapmadığınızı kapsar. Bu bilince erişmek için,
önemli olayların daha başından en iyi sonuçları da, en kötü sonuçları da göze
almalı, kendinizi bunlara hazırlamalısınız.
7) Biyo-ritmik düzeninizi sağlayın
Birçok insan,
bedeni ve beyni için en uygun olan biyo-ritmik düzenden habersiz yaşar. Bu da
maalesef bir stres kaynağıdır. Beyniniz ve bedensel enerjiniz için en yüksek
performans, uyku ve beslenme düzeninize bağlıdır.
Araştırmalar,
güneş doğduktan hemen sonraki bir saat içinde uyuyor olmanın zekâ ve moralinizi
olumsuz etkilediğini tespit etmiştir. Ayrıca güneşin tam tepede olduğu zamandan
(öğle vaktinden) az sonraki 15-30 dakikalık bir uykunun da gece uykusuna dört
kat fayda sağladığı belirlenmiştir. Beslenme düzensizliği, alkol ve sigara
kullanımı gibi faktörlerin de stres ürettiği bilinmektedir.
8) İnsanlarla sağlıklı iletişime özen gösterin
İnsanlarla
iletişim, çoğu zaman mutluluk kaynağımızdır. Bazı durumlarda ise iletişim
çatışmalarıyla strese gireriz. Bunun çözümü, iletişimin daha açık hale
getirilerek çatışmalara karşı önlem almaktır. Karşımızdaki insana önem vererek
onu dinlemeli, kendisini dinliyor olduğumuzu ona da hissettirmeliyiz. Olası
çatışmaların önüne geçmek için en güçlü tedbir, dinlerken ve konuşurken
gülümsemektir.
Yukarıda
paylaştığımız 8 yöntemle stresi enerjiye dönüştürme konusunda çok önemli
avantajlar yakalamış olursunuz. Her şeye rağmen, hayatta her zaman stresin yine
de yaşanacağını, bunun bize sunulan bir renk olduğunu hiçbir zaman unutmadan,
dolu dolu hayatlara imza atmak için kendinizi hemen harekete geçirin. Huzurlu
çalışmalar…
MUHAMMED ALPKENT
alpkent@yakaza.com.tr