TANRI OLMAYA ÇALIŞMAYIN!

Ölümü kabullenmeyenlerin yoğunlaştığı dünya, bu dünya. Etraf psikolojik rahatsızlık yaşayanlarla dolu, hepsinin derdi ortak; ölümü kabullenmemek. Sonuna kadar yaşama isteği, istenilen sonun ise bilinmezliği. Özünde ölüm kavramının gerçeğini kabullenmediğin sürece sürekli hastalığa mahkum oluyorsun.

Bazılarımıza psikolojik rahatsızlığın dışında fiziksel hastalıklar veriliyor. Bir an için neden bunun bize verildiğini düşünelim. Ama herkeste ortak bir inanç var; neden ben, ben bunu hak edecek ne yaptım? Acaba size hastalıkların verildiği insanların, yanlış bir şey yapanlar olduğunu kim söyledi? Ya da neden kendi yakınlarımıza ölümü yakıştırmıyoruz, nerden geliyor bize bir şey olmaz inancı? Gizli vahiyler mi alıyorsunuz yoksa? Böyle bir şey olsa Türk insanı yerinde durmaz kanal kanal gezer peygamberliğini ilan eder. Demek ki ortada vahiy yok…
Öbür tarafa gidip de, ömür çizelgesi alan var mı aramızda? Şu bir ışık gördüm diyenlerin dışındakiler lütfen! İyice karıştık, insan tanımlarının dışına çıkar olduk. Alemler arası gezenler, ruhlar arası gidip gelenler, gözünü kapatınca kanala girenler. Ne oluyor çok merak ediyorum.
Ayaklarımız yere basmadan yaşama çabası. Evin, arabanın, paranın, eğlencenin haz vermediği zamanlara giriyoruz yavaş yavaş. Peki bize öğretilenlere ne oldu, hepsi yalan mıydı? Çok çalışmak, zengin olmak, en güzel eşle, en zenginiyle evlenmek, en iyi çocuğu yetiştirmek… Bunlar mutlu etmiyor mu yoksa… Acı geldi galiba, hayatın kendisinin bir yalan olduğunu anlamak; şoktan başka bir şey değil bu...
Ne yediklerimiz yarıyor artık ne de içtiklerimiz. En iyi meyvelerden kanser oluyoruz, en sağlıklı sebzelerden virüs kapıp, en teknolojik ve lüks mekanlarda domuz gribine yakalanıyoruz. Galiba bir boşluğa düşmeye başladık. Belki de zihinsel engellilerin dünyası bu hayat. Sağlıklı zannettiğimiz insanların hasta olduklarını anlamak ne acı!
Ne çok insan var, “her şeyi ben yaptım” diyen. Ben başardım, ben aldım, ben yarattım…
Bu yaşıma kadar çok çalıştım ve sahip olduğum her şeyin mimarıyım. Bu şirketi ben bu hale getirdim… Uzayıp giden; ben yaptımla başlayan cümleler…
Gerçekten inanıyor musunuz sahip olduğunuz her şeyi kendinizin yaptığına.
Biraz haddimizi mi aştık ne? Biz ne yaparsak yapalım yaratıcı izin verdiği sürece ulaşıyoruz. Bizim en iyi yapabildiğimiz şey; istediklerimize sahip olabilmek için elimizden geleni yapmak. Gerisi yaratıcının kararı. Aslında her şeyi yaratıcı yaptı, biz sadece onu hak edebilmek için savaş veriyoruz. İnanın üzülerek seyretmeye başladım etrafımdakilerin yaşamlarını. Etrafımız Tanrı gibi davranan insanlarla dolu. Ben inanılmazım, ben şifacıyım, ben tüm sorunlarınızdan kurtarırım, ben geleceğinizi değiştiririm, çok tehlikeli cümleler bunlar. Neden başkalarına her şeyi yapabilenin, kendine pek hayrı olmuyor acaba? Farkında değiliz ama çok güçlü cümleler kuruyoruz, bu güçlü cümleler olumsuz bir yapı taşıyor. Çünkü yaptığımızı zannettikçe daha çok söylemeye devam ediyoruz. Bu da büyük bir yıkımın habercisi olacak geleceğimiz için.
Yaratıcı, yaptıklarımıza hemen cevap vermeyebilir. Kötüyü de, iyiyi de hemen yaşamayabiliriz. Bazen kendi yarattığımız acıların içinde boğulmaya başlarız. O anda bile neden böyle oldu ben ne yaptım yerine, suçu dış dünyada arayarak, rahatlamaya çalışırız.
İnsanın gücü sadece, hayallerine ve hedeflerine ulaşabilecek, performansı sergilemeye yeter, sonuçları biz yaratamayız. Süreçlerin sahibiyiz. Sonuçları Yaratıcı isterse verir. Hırs sonuçları isteyen insanların sahip olduğudur. Azim; süreçleri, nedenleri düşünen insanların sahip olduğudur.
Kendimize ve çocuklarımıza bu iki duygunun ne olduğunu iyi anlatmak lazım. Belki de çok iyi anlatamadığımız için yaşamımızı suç şehrine çevirdik. Görünen ve görünmeyen suçlarla yaşıyoruz. İstediklerimize ulaşabilmek için kırıp döküyoruz, atıp tutuyoruz, sövüp duruyoruz. Ama genelde hep bunu yapıyoruz.
Ne zaman mı bitecek? Hırslarımızdan kurtulduğumuz zaman. Bu bir anda olmayacak. Çünkü biz olumlu, faydalı yöne yönelmeye başladığımızda, yaratıcı bize ödülümüzü hemen vermeyecektir. Bizim sabrımızı, özümüzü, dürüstlüğümüzü sınayacaktır. Bu sınavı da sabredenler geçecek. Sabırsızlar göçecek.


 Aşkım Kapışmak

Kaynak: www.gencgelisim.com