Burada bizi ilgilendiren husus, Dan Brown'un Da Vinci Şifresi adlı kitabıyla
iyice ayyuka çıkan 'Leonardo gizemi'nin yakın zamanlara ait bir mesele
olmadığını; Dan Brown'un da Leonardo'yu kullanan ilk hikayeci olmadığını ortaya
koymaktır.
Flint'in Arz'da birçok tarihi şahsiyet yanında Leonardo da Vinci
olarak da bir hayata sahip olduğunu söylemesi, Leonardo hakkındaki modern
algının Uzay Yolu'na uyarlanmış bir biçiminden başka bir şey değil. Bundan
başka, Uzay Yolu dizisi, sadece ilk versiyonunda değil, daha sonraki 'Voyager'
versiyonunda da bir kez daha Leonardo'ya göndermede bulunacaktır.
Leonardo'nun yakın zamanlarda konu edildiği başka popüler eserlere
bakacak olursak, kısaca şöyle bir liste çıkar karşımıza:
BBC'nin Uzay Yolu'na rakip olarak çektiği söylenen “Doktor Who” dizisinde
“Ölüm Kenti” adlı bir bölüm, Leonardo'nun en ünlü eseri olan Mona Lisa'nın
çalınmasını konu edinir. Dizinin kahramanı, “doktor” zaman yolculuğuna çıkarak
Leonardo'nun atölyesini ziyaret eder ve sanatçının eski bir tanışığı olduğunu
iddia eder. Bunun dışında, Leonardo, dizi versiyonunda olmasa bile birkaç
“Doktor Who” romanında bir karakter olarak yer alır.
Theodore Mathieson'u kısa dedektiflik öyküsü “Leonardo Da Vinci:
Detective”te Leonardo, zekasını bir cinayeti çözmek için kullanan bir kahraman
olarak karşımıza çıkar.
Paul McAuley'in “Pasquale's Angel” adlı romanında, Leonardo'nun yaşadığı
kent Floransa, paralel bir evrende yeniden kurulur ve Leonardo da burada erken
bir endüstri devrimine yol açan “Büyük Mühendis” olarak resmedilir.
Jack Dann'ın “The Memory Cathedral” adlı romanı ise Leonardo'nun
hayatındaki “kayıp bir yıl”ı konu edinir. Bu romanda, Leonardo, uçan bir makine
icat eden birisi olarak sunulur.
Çizgi roman dünyasında da görülür Leonardo. DC Comics adlı çizgi roman
yayınlayan bir firma, Leonardo'yu, bir Rönesans Batman'ı gibi resmeder; burada
Leonardo, Floransa'da işlenen suçlara karşı mücadele eder ve ilginç aletler
geliştirir.
Aynı firma, başka bir dizide de Leonardo işe çırağı Salai'nin
maceralarına yer veren 12 dizilik bir seri yayınlamıştır.
Meşhur fantezi romanlar yazarı Terry Pratchett, “Discworld” (Diskdünya)
serisinde, Quirmli Leonardo adıyla Leonardo'ya da yer verir.
Bunlar dışında, Drew Barrymore ile Patrick Godfrey'in oynadığı “Ever
After”; Bruce Willes ile Danny Aiello'nun oynadığı “Hudson Hawk” Hollywood'da
Leonardo'yu eksene alam filmlerden bazılarıdır.
“The Tick” adlı çizgi film de, “Leonardo Da Vinci and his Fightin' Genius
Time Commandos!” adlı bir bölümünde Leonardo'yu ele alır.
Tabii
ki bunlar, Leonardo da Vinci'nin popüler edebiyattaki yansımalarının sadece
ufak bir bölümüdür. Ve aslında, Leonardo'nun hayatını çevreleyen esrar perdesi
göz önüne alındığında, bu Rönesans dönemi sanatçısını layıkı veçhile
değerlendirdiği söylenemez. Dan Brown'un “Dan Vinci Şifresi” ise, Leonardo
hakkında üretilen bir yığın bilgiden en çarpıcı olanlarını odağa yerleştirerek
büyük bir başarı elde etmiştir. Ama “Da Vinci Şifresi” de, Leonardo'nun hayatı
etrafındaki esrar perdesini bütünüyle ele alan bir roman değildir.
Ali Cemal Buğra
Dahi Beyin Blog