Hayallere Uçmak


Ancak, nasıl uçacağınızı hayal ettiyseniz öyle uçarsınız. Birçok insan ilerlemiş yaşı ve bunaklığa giden ihtiyarlığı ile, bazı şeyleri başaramayacağını sanır.
Bir Darulaceze sakinine “Pardon, astronot olabilir misiniz?” desem herhalde ya bana söver ya da güler. Halbuki Dennis Tito, (uzaya çıkan ilk yaşlı misafir astronot) 61 yaşında idi. Ama bir gün uzaya çıkacağı ve uzay mekiğinde kalacağı hayali, onda kesin bir kanaate dönüştüğünde, bu uğurda 20 milyon doları gözden çıkartması hiç de zor olmadı. Ya da en genç uzaylı J (Kendi internet şirketini satıp uzaya çıkan 28 yaşındaki Güney Afrikalı genç işadamı Mark Shuttleworth’i ele alalım. -:"Afrika'nın düşlere ihtiyacı var” demişti, yaptığı çılgın iş için. Ama bu 2 adamın da bir hayali vardı ve gencecik ya da ilerlemiş yaşları, hayallerinin gerçekleştirilmesinde bir engel olmadı, olamadı.
Hayallerimizin hedeflere, hedeflerimizin kanaatlere dönüşebilmesi için bazı kaynaklara ihtiyacımız vardır: İnançlarımızın beslenmesine ve büyütülmesine. Bu işi maddi ve manevi kaynaklarımızla hallederiz. Maddi kaynaklar; zaman, mekan, eleman, ekipman ve finansman gibi fiziksel ve bedensel kaynaklardır. Tüm bunlar, dünyada milyonlarca kişide bulunmaktadır. Ama var olması, işe yaraması anlamına gelmez. Atıl bırakılır, yetersiz görülür, kıymeti bilinmez ya da çarçur edilir.
Halbuki manevi kaynaklar kesinlikle en tükenmez kaynaklarımızdır. Yapabileceğimize bir kez inandık mı, bu inancımızdan başka hiçbir şeye ihtiyacımız yoktur ve yaparız. Maddi kaynaklara sığınan kişiler, kısa bir zaman içinde “altın beyinli adam gibi” elle tutulur – gözle görülür tüm kaynaklarını beyinlerine varıncaya kadar tüketirler, tıpkı zavallı bir mirasyedi gibi… Ama yapabileceğine inanan kişileri hiçbir güç durduramaz, bir şey hariç.

Münir Arıkan
Dahi Beyin Blog