Farklı Pencereden Bakabilmek


Bir Bilgeye sormuşlar:
“Dünyada en çok kimi seversiniz?”
“Terzimi severim” diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar.

“Aman üstad! Dünyada sevecek o kadar kimse varken, terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Neden terzi?” diye sormuşlar.
Bilge, bu soruya şöyle cevap vermiş: 
“Evet dostlarım, ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler; ölünceye kadar da beni hep aynı kalıpla ve aynı gözle görürler. 

Hepimiz her an yeniden doğuyoruz, bedenimizde sürekli bir devir dayım var. Hücreler saniyeye oranla mütemadiyen farklılaşmakta… Bir gün önce vücudumuzda var olan değerlerle bir gün sonraki arasında dahi dağlar kadar fark olduğu düşünülürse, zihin yapımızdaki değişiklikler de hesap edildiğinde kişi edinimleri sonucunda elbette ki değişecek ve başkalaşacaktır. Dolayısıyla hem kişiler hem de zihniyetler hakkında düşünürken peşin hükümden kaçınmalı ve geniş perspektiflerden inceleyerek işin özüne inilmeli. 
Hayat peşin hükümlerle ve dar kalıplarla şekil alacak kadar basit işlevi olan bir değerler bütünü değildir. Yeniliğe, farklılığa kucak açalım. Enine boyuna aklederek fikir sahibi olalım. Beğendiğim bir sözü bu vesileyle paylaşmak isterim; “Bilgin olmayan konuda fikrin de olmasın.” 
 Aynı pencereden baktığımız sürece hep aynı yeri görürüz ve görüp göreceğimiz her şeyin onunla sınırlı olduğunu düşünürüz, halbuki farklı pencerelerden baktığımızda muhakkak farklılıklara da şahit oluruz. Nitekim bu ay biraz da değerlendirme ve analiz etme yetimiz üzerinde düşünelim ne dersiniz? Neyi, neye göre hesap ediyoruz acaba?
360 değil de, 720 derece geniş bir açıdan bakabilen bireyler olabilmemiz dileğiyle…

Kaynak: www.gencgelisim.com