İletişim, Hayatımızın ve Varlığımızın Medyasıdır

.İnsanlarla iletişime girmeme şansımız yoktur. Sosyal bir varlık olarak en temel özelliklerimizden biridir bu. Dolayısıyla iletişim, hayatımızın ve varlığımızın medyasıdır. Her an iletişim içindeyiz. Öncelikle kendimizle, sonra da canlı-cansız tüm varlıklarla ve insanlarla… Öyleyse bu iletişimi en sağlıklı şekilde gerçekleştirmek bizim sorumluluğumuzdadır.

Uyumun ilk ayağı, bedenle uyumdur. Sonra da zihnen ve kalben uyum kurmak gelir. İlgi çekici, güzel bir konferansı izlediğinizde, gözünüze ilk çarpan, bir grup insanın aynı şekilde oturduğu, kollarını ve bacaklarını aynı şekilde kavuşturduklarıdır. Başları bile aynı yöne düşmüştür. Nefes alış-verişlerinin aynı tempoda olduğunu görebilirsiniz. Bu, bilinçaltı düzeyde gerçekleşen işleme “ayak uydurma” denir. Ayak uydurma, kişinin dünyaya bakış tarzına katılmak, kişiyi onaylamak, ona saygı göstermek ve onu kabul etmektir.
Onaylamadığınız kişiyi karşınıza alırsanız, düzeltmeye çalışırsanız, bu, kişinin bilinçaltı tarafından bir saldırı olarak alınır. Size fiziksel olarak saldıran birine karşı kayıtsız kalabilir misiniz? İletişimde de size uyum sağlamayan, ayak uydurmayan kişi saldırıyor demektir ve kayıtsız kalamazsınız.
Aynı Dili Konuşup Aynı Ruhu Paylaşmak
Karşınızdaki kişinin görüşünü paylaşmasanız bile ona saygı gösterip kendi tarafınıza çekebilmek, onu kaybetmemek ve onu kazanabilmek için önce izleyip, bedensel ritmini yakalayıp, aynı dili konuşup, aynı ruh halini paylaşabilmelisiniz. Bu güçlü uyumdan sonra, yönlendirme başlayacaktır.
Tekrar o konferans anını düşünün. İzleyicilerden biri ayaklarının şeklini, kollarının duruşunu ve bedeninin yönünü değiştirir. Kısa bir süre sonra, farkında dahi olmadan tek tek gruptakiler aynı pozisyonları alırlar. İşte bu, yönlendirmedir.
Yönlendirmeyi başardığınız kişileri kazanabilir ve onlarda fark yaratabilirsiniz. Doğrudan eleştirdiğinizde ya da haklılık tartışmasına girdiğinizde elde edeceğiniz tek şey, size karşı savunmaya geçmiş bir kişi olacaktır. Oysa uyum kurarak yönlendirme anını yakaladığınızda, karşınızdaki kişiye fikirlerinizi ve düşüncelerinizi kabul ettirebilir, anlamasını sağlayabilirsiniz. Birçok politikacının, başarılı iş adamlarının bulundukları noktaya gelmelerini sağlayan temel stratejilerinden biri budur. İnsanlarla uyum sağlayarak, yönlendirme yaparak istedikleri sonucu elde etmeyi “tereyağından kıl çeker” gibi kolaylıkla başarırlar. İnsanları karşımıza almaya değil, onlara liderlik etmeye ihtiyacımız vardır. Bunu da ayak uydurarak sağlayabiliriz. Daha sonra da kişiye istediğimiz düşünceye göre davranabilmesi için önderlik eder, yol gösteririz.
 KUTU
Anlaşamadığınız Kişiyle Uyum Sağlama Meditasyonu
Zaman zaman iletişim sorunu yaşadığınız birini düşünün. Bir türlü anlamadığınızı ya da sizi anlamasını arzu ettiğiniz birini seçin.
Gözlerinizi kapatıp rahatlayın ve o kişiyi karşınızda görün. Zihninizde o kişinin yüzü size dönük, tam karşınızda durduğunu hayal edin. Bu canlandırmada mümkün olduğunca ayrıntıya girin. Ne giymiş, giysileri ne renk, saçları nasıl?
Onun bedeniyle sizin bedeniniz arasında bir bağ görün ve hissedin. Bu bağın, rengiyle, şekliyle sizde güzel ve olumlu duygular uyandıran nitelikte olmasına özen gösterin. Bağı detaylı bir şekilde tanımlayın. Arzu ederseniz fona çok sevdiğiniz bir müzik de ekleyebilirsiniz.
Bu bağı güçlendirin. Bu bağın rengini daha da parlaklaştırarak ya da bağı kalınlaştırarak, etkisini ve gücünü arttırın. Fondaki müziğin sesini yükseltin.
Geleceğe uyarlayın. Bugünden sonra o kişi ile bir araya geldiğinizde, kurmuş olduğunuz bağın gücüyle ona karşı daha anlayışlı ve sabırlı olduğunuzu kurgulayın. Gelecekte ona karşı tavırlarınızın değiştiğini, daha uyumlu olduğunuzu görün ve hissedin.
Gözlerinizi açın ve rahatlayın. Bu çalışma o kişiye karşı uyumu yakalayabilmeniz için ihtiyacınız olan kaynaklara (sabır, önyargısızlık, kabullenme…) ulaşmanızı sağlayacak ve sizi zihinsel düzeyde uyuma hazırlayacaktır.


Bülent Şenyürek

Kaynak: www.gencgelisim.com