Bu da nereden çıktı deyişinizi
duyar gibiyim. Aslında doğru. Öğrenme kişinin hem elinde olarak hem de elinde
olmadan hayatına adapte ettiği bir yaşama şekli. Bu yaşama şeklini eğer
bilinçli kullanırsanız kolayca öğrenip öğrendiklerinizi unutmazsınız ama
bilinçli yapmazsanız hem çok zor öğrenir hem de öğrendiklerinizi çok kısa bir
zaman sonra unutursunuz. Onun için öğrenmeyi öğrenmek, birilerinin size balık
vermesi yerine balık tutmasını öğretmesiyle aynı şey...
Peki öğrenmeyi nasıl öğreneceğiz? Öğrenme dediğimiz kavram
beyninizin hippocampus denen merkezinde başlar. Vücudunuzun beş duyu organından
aldığınız tüm veriler ve bilgiler be merkezde toplanır ve hafızaya alınıp
alınmamasına karar verilir. İşte sizin “ya bunları benim kafam almıyooo…”
diyerek suçladığınız merkez işte bu merkez. Ama onun bu işte hiç suçu yok.
Çünkü bu merkezdeki filtreleme ve hafızaya alma aşamalarını tamamen sizin
oluşturduğunuz merak, ilgi ya da önem sırası oluşturur. Yani bir bilginin
kalıcı hafızanıza alınmasını bu kriterler belirler. Bu merkezde sizin
bilincinizin oluşturduğu merak, ilgi ya da önem sırasına göre ya hafızaya
alınır ya da bilinçaltındaki önemsizler bölümüne atılır. İşte bunu belirleyen de
sizin önceliklerinizdir. Oluşturduğunuz kriterlere göre önemli olan bilgiler
kuvvetli eletrik sinyalleri şeklinde hafızaya alınır ve kullanılır. İlgi
duymadığımız ya da kriterlerinize şimdilik uymayan bilgiler düşük frekanslı
elektrik sinyalleri şekinde kalır, zayıf bağlar oluşturur ve kortekse kayıt
işlemi gerçekleşmez. Oysa kalıcı hafızaya kayıt olması için güçlü bağlar
kurması gerekir. Tek yönlü edinilen yeni bilgi yeterince kuvvetli bir
elektriksel bağ kuramaz ve bir süre sonra unutulur. Örneğin bir kuşun adı bir
süre sonra unutulabilir ama kuşun resmi görüntüsü ya da videosu ile alınan
bilgi birçok bağ yapısı oluşturacağı için daha çabuk kalıcı hafızaya atılır. Yani
burada yapmanız gereken öğrenmeniz gereken bilgilerin bu elektriksel
sinyallerini güçlendirmektir. Bu da birkaç şekilde yapılır. Bunlardan birini
aslında en iyi papağanlar uygular. Onlar aynı kelimeleri tekrarlayarak
ezberlerler ve unutmazlar. İşte sihirli kelime de budur. TEKRAR! Zira siz
tekrar ettikçe sinyalin gücü artar ve kalıcı hafızaya kayıt işlemi gerçekleşir.
Bunun için sesli olarak okuyacağınız tekrarlar çok kısa sürede ezberlemenize
yardım edecektir.
Bir diğer yol da aynı bilgi hakkında farklı bağ yapıları
kurmaktır. Örneğin Birinci dünya savaşını öğrenmeniz gerektiğinde hem kitabı
okuyup aynı zamanda bir belgeselini seyretmek veya radyoda konu ile ilgili bir
anlatım dinlemek sizin daha kolay öğrenmenizi, yani oluşacak bağ yapısının kuvvetlenmesini
sağlayacaktır.
Görüyorsunuz ya aslında her şeyi bir temele oturtmak sizin
sağlam bir bina inşa etmeniz için en gerekli ve doğru yoldur. Bunun yolu da bir
şeyleri öğrenmeyi öğrenmekten geçiyor. Nasıl öğreneceğinizi bilirseniz hem emek
hem de zaman kazanırsınız.
Hadi bakalım birilerinin size birkaç balık vermesini
beklemek yerine alın oltanızı elinize ve başlayın balık tutmaya…
Rastgele…
Serkan Ertem
Kaynak: www.gencgelisim.com