İnsan, insan kurdudur diye güzel
bir söz vardır. Beynimiz insanlığın başından bu yana hep insanlarla mücadele
etmenin yollarını aramıştır ve her beyin kendine göre bir çözüm bulmuştur.
Burada önemli olan hangi çözüm
yolunu tercih etmiş olduğumuzdur. İnsan olduğu sürece dünyada sevgi ve şiddet
de olacaktır ama önemli olan bizim hangi tarafta yer alacağımızdır, yani
sorunlarımızı ve hayatı hangisiyle çözme yolunu tercih edeceğimizdir.
Sevgiden yana mı olacağız
yoksa şiddetten yana mı?
Hani hepimiz biliriz nemrut Hz.
İbrahim’i ateşe attığında bir karınca ağzıyla su götürüyormuş. İbrahim’i
attıkları ateşi söndürmek için. Karıncaya sormuşlar, ‘Senin bu taşıdığın bir
damla su bu ateşi söndürür mü?’ Karınca da, ‘Olsun, ne tarafta olduğumuz belli
olsun’ demiş ve aynı şekilde de bir güvercin ateşe ağzıyla odun taşıyormuş ateş
daha da fazla olsun diye. Ona da aynı soruyu sorduklarında, o da karınca gibi aynı
cevabı vermiş, ‘Olsun hangi tarafta olduğumuz belli olsun’.
Aslında bütün mesele bu. Hatta
başarılı olmak daha doğrusu ne şekilde başarılı olacağımızı belirlemek beyin
gücümüzdedir. Siz beyninizde sorunları ne şekilde çözmek isterseniz o şekilde çözersiniz.
Sevgi ve şefkatle çözülen sorunların neticeleri kalıcıdır ve daha sonra karşılaşacağınız
sorunlar için de size iyi bir yaklaşım referansı olarak kalacaktır. Fakat
şiddet ve merhametsizce çözülen sorunların neticesinde hayatta yalnız
kalmanızdan ve bir zor duruma düştüğünüzde kimseden yardım alamayacağınızdan
başka bir sonuç çıkmaz.
Beynimiz Güçlüdür
Beynimiz işte burada devreye
girer. Allah insanlara akıl vermiş ve bir nevi kaderinizi kendiniz belirleyin
demiş. Doğrular, yanlışlar kötüler çirkinler... Orada seçim bizim, öyle değil
mi? İnsan içine kendisini katmadığı hiçbir sorunu çözemez, sorunları çözme yeteneğine
sahip olamayanlar ise hayatta başarılı olamaz. Bu yüzden sorun çözme yöntemimizi
kendimizi de soruna dâhil ederek belirlersek daha olumlu sonuçlar oraya
çıkacaktır. İnsan kendine zarar vermeyi ya da kendine öfkelenip kızmayı
istemez. O yüzden sorunlarımızı çözme şeklimizi belirleyecek en güzel yöntem o
soruna kendimizi dâhil etmektir.
Aslında beynimizin ne kadar güçlü
olduğunun farkında değilizdir. Hep vücudumuzun direncinden söz ederiz, hâlbuki karşılaştığımız
sorunlara ilk önce beyin gücümüzle karşı koyarız. Şayet beyniniz sizi doğru yönlendirirse
sorunlara karsı koyabilirsiniz.
Öfke anınızda karsınızdakini
dövmek için elinize kolunuza mukayyet olan beyninizdir. Ya da siz beyninizi
kullanamazsanız o zaman ya kavgaya karışırsınız ya da birileri sizi durdurmaya çalışır.
İşte anlayış, sevgi ve öfke arasındaki seçim noktamız bu kadar basittir. Her
şey küçücük bir kutuda bitiyor. Şunu unutmayın: Hayatı savaşarak da
kazanırsınız ama her savaşta mutlaka kan akar ve bunun izleri silinmez. Hayat
denen arbedede tabii ki darbeler alacağız, ama bunu savaş meydanlarına taşımak
akıllıca bir hareket değildir.
Beynimizin gücünü bilelim ve
beynimizin bu gücünü pozitif yönde değerlendirelim.
Yoksa ya başarılı ve mutlu oluruz ya da başarılı ve mutsuz
oluruz. Karar sizin…
Sevda TÜRKÜSEV
Kaynak: www.gencgelisim.com