Öfkenizi Nasıl İfade Ediyorsunuz?


Her duygunun bireyin yaşamında bir işlevi vardır. Hiçbir duygu gereksiz değildir. Duygular bize neye ihtiyacımız olduğunu gösterir. Hatta olumsuz olarak nitelediğimiz duyguların dahi yaşamımızdaki anlam ve önemi büyüktür.
Örneğin utanç duygusu, başkalarına verdiğimiz değerin bir göstergesidir. Diğer insanlara değer vermesek utanmazdık. Yine suçluluk duygusu, ilke ve değer yargılarımızın olduğunu gösterir. İlkelerimiz ve değerlerimiz olmasaydı hiçbir şekilde suçluluk duymazdık.
Öfke duygusu da bu anlamda olumsuz duygulardan birisi olarak kabul edilir. Ancak öfke de diğer duygular gibi evrensel bir duygudur ve birey açısından pek çok işlevi söz konusudur. Öfke kontrol edilebildiği ve uygun bir şekilde ifade edilebildiği sürece sağlıklı ve gerekli bir duygudur. Öfkeyi bir yol gösterici ve işaretçi olarak değerlendirebiliriz. Öfke pek çok şeye işaret eder. Eğer sürekli bir öfkelilik hali yaşıyorsak, bunun bize anlatmak istediği pek çok şey var demektir.
Örneğin öfkeli olmak;
·         İncindiğimizi,
·         Haksızlığa uğradığımızı,
·         İhtiyaç ve isteklerimizin doğru şekilde karşılanmadığını,
·         İlişkilerimizde çok şeyi feda ettiğimizi,
·         Başa çıkabileceğimizden çok fazla yükümüzün olduğunu,
·         Hayal kırıklığına uğradığımızı,
·         Yalnızlık ve itilmişlik hissettiğimizi,
·         Anlaşılmadığımızı,
·         Engellendiğimizi gösteriyor olabilir.
Tüm bunlar, öfke duygusunun ortaya çıkmasına neden olabilir. Birey için önemli olan, ilk olarak öfke duygusunu arkasında yatan bu nedenleri iyi tespit etmek olmalıdır. Neden öfkelendiğini anlamak, neredeyse yarı yarıya sorunu çözmek gibidir. Farkındalık, belli oranda rahatlama sağlayacaktır.
Öfkenin nasıl ifade edildiği de başlı başına önemli bir sorundur. Öfke, genel olarak üç şekilde ifade edilmektedir. Bu üç yol da öfkeyle baş etmede kullanılabilecek yanlış yollardır.
1.      Öfkeyi bastırmak:
Hiç sorun yokmuş gibi davranmak, sorunlardan kaçmak, içine atmak, olayı kapatmaya
çalışmak, öfkeli ve mutsuzluğa rağmen çevreye mutlu bir insan gibi görünmeye çalışmak, öfkeyi bastırarak onunla başa çıkmaya çalışmak olarak değerlendirilebilir. Öfke bastırıldığı zaman sorunlar çözülmüş olmaz, bunun yerine ileride yüzleşmek zorunda kalınacak gerçekler ertelenmiş olur. Daha sonra bu gerçekler bir şekilde ortaya patlayacak ve ortaya çıkacaktır.
Bastırılmış öfke, çoğu zaman depresyon, panik atak, anksiyete olarak bireye geri döner. Bunun dışında migren, ülser, sırt ağrıları gibi bedensel şikâyetlere dönüşür. Kısacası öfkenin bastırılması bireyi mutsuz eder.
2. Öfkenin saldırganca ortaya koyulması:
Öfkelendiğinde kaba ve sert bir şekilde davranmak, küfür ve hakaret etmek, eşyaları sağa sola fırlatmak, suçlayıcı ifadeler kullanmak ve bağırıp çağırmak, öfkenin saldırganca ortaya konulmasıdır.Öfkesini saldırganca ortaya koyan bireyler, böyle yapmadıkları takdirde dinlenilmeyeceklerine inanırlar. Bu bireyler, gerçekten haklı olsalar ve karşı tarafa iletmek istedikleri önemli şeyleri olsa bile, çoğu zaman haklıyken haksız duruma düşerler.
Öfkenin saldırganca olması, diğerleriyle ilişkileri bozar. Öfkesini bu şekilde ortaya koyan bireyler çevreleri tarafından sevilmezler. Karşı tarafı baskı altına aldıkları ve değersiz hissettirdikleri için diğer insanlar tarafından istenmezler.
2.      Pasif-agresif öfke:
Bu öfke ifade tarzında bireyler, açıkça agresif bir şekilde davrandıklarında başkaları tarafından reddedileceklerini bildiklerinden dolayı, öfkelerini pasif-agresif bir şekilde ortaya koyarlar. Yani öfkelenilen kişiye küsmek, arkasından konuşmak, küçümseyici davranmak, gönülsüzce davranmak ya da umursamaz davranışlar ortaya koymak, öfkenin pasif-agresif bir şekilde ifade edilmesidir.
Öfkeyi pasif-agresif bir şekilde ortaya koymak da ilişkilerin bozulmasına yol açar ve öfkeli bireyin kendisini gerektiği gibi ifade edememesine neden olur.
Yukarıda sözünü ettiğimiz üç öfke ifade yolu, öfkeyle baş etmede tavsiye edilmeyen yollardır.
Öfkeyle Nasıl Baş Edebiliriz?
Öfke, kişilerarası ilişkilerin bozulmasına, boşanmaya, çalışma yaşamında üretkenliğin azalmasına, fiziksel ve ruhsal sağlıkta önemli sorunlara neden olabilmektedir. Öfke en azından iki kişinin mutsuzluğuna neden olmaktadır. Öfke, hem yöneldiği hedefi hem de kaynağını olumsuz bir yaşantı içine sokabilmektedir ve sağlık bir şekilde kontrol edilmediğinde yıkıcı sonuçlara neden olabilmektedir.
Öfkeyle baş etmede atılacak ilk adım, öfkenin nedenleri konusunda farkındalığı artırmaktır. Öfkenin birey için pek çok anlamı vardır ve pek çok şeye işaret etmektedir. Kişisel olarak birey neden öfkelendiğini gerçekçi bir şekilde değerlendirmelidir. Öfke, bireyin incindiğinin, haksızlığa uğradığının, amaçlarına ulaşmada engellerle karşılaştığının ve kaldırabileceğinden fazla yük yüklendiğinin, anlaşılmadığının, ihtiyaçlarının yeterince karşılanmadığının vs. pek çok olumsuzluğun göstergesi olabilir. Bunlardan başka, olay ve insanları yanlış değerlendirme sonucunda da öfke ortaya çıkabilir.
Öfkenin nedenleri konusunda gerekli farkındalığa ulaşmadan, öfkeyle başa çıkmada atılacak adımların başarısızlıkla sonuçlanması kuvvetle muhtemeldir. Bundan dolayı ilk olarak “Neden öfkeleniyorum?” sorusuna cevap aranmalı ve derin bir şekilde düşünülmelidir.
Öfkenin nedenleriyle ilgili vurgulanması gereken önemli bir nokta da, olumsuz fiziksel koşullar ve fizyolojik sorunlardır. Yani bireyin herhangi bir kronik ağrısının olması ya da hastalığının olması öfkelenmesine neden olabilir. Tahammül düzeyinin düşmesine ve çabuk öfkelenmeye yol açabilir. Örneğin diyabet (şeker hastalığı) bireylerde ciddi anlamda öfkeye neden olabilmektedir.
Öfkenin nedenleri konusunda gerekli farkındalığa ulaştıktan sonra ikinci aşamada öfkeye neden olan, işlevsel olmayan düşünce ve inançları değiştirmek gelmektedir. Öfke duygusunun ardında pek çok işlevsel olmayan olumsuz düşünceler ve inançlar yatmaktadır. Bu düşünce ve inançlara ulaşabilmek için birey şu soruyu kendisine sorabilir: Öfkelendiğimde aklımdan ne geçiyordu? Bu soruya verilecek cevaplar irdelenmeli ve gerçekçi olup olmadığı sorgulanmalıdır.
Öfkeyle baş etmede önemli bir yol da affedebilmektir. Son zamanlarda psikolojide affedicilik konusuna artan bir ilgi görülmektedir. Affedicilik üzerine araştırmalar yapılmakta ve bu davranışın öğrenilebilir bir durum olduğu vurgulanmaktadır. Affedicilikle ilgili çalışmalara bir göz atmak ve bu konuda bilgi sahibi olmak da öfkeyle başa çıkmada faydalı olacaktır.
Bunların dışında, birey sürekli bir öfkelilik halinde olabilir ve kendisini kontrol etmekte güçlük çekebilir. Böyle bir durumda kimi zaman yukarıda ele aldığımız baş etme yollarından hiç biri çare olmayabilir. Yani, öfkelilik durumu kişinin kendi başına baş edebileceği bir şey olmaktan çıkabilir. Öfkelilik halinin ardında, bireyin farkında olmadığı ciddi bilinçaltı sebepler bulunabilir. Bu durumda, konuyla ilgili bir uzmandan profesyonel bir yardım almakta fayda vardır. Artık ülkemizde de öfkeyle başa çıkma konusunda bireysel ve grupla psikolojik danışma oturumları düzenlenmektedir.

Yrd. Doç. Dr. Tayfun Doğan
www.tayfundogan.net

Dahi Beyin Blog