Maalesef birçok insan okul biter bitmez öğrenmeyi ve
okumayı bir kenara itmektedir. Sanki her şey halledildi ve süper bir beyin
sahibi olduk, öğrenmeye de ihtiyaç yok gibi bir durum ortaya çıkıyor. İster bir
öğrenci olun ister bir yetişkin, ömrünüzün sonuna kadar öğrenmek zorundasınız.
“Beşikten mezara kadar ilim öğrenin.” Ve Yaratıcının ilk emrinin “Oku. Yaratan
Rabbinin adıyla oku…” olması düşündürücü değil mi?
Bu günlerde domuz gribi ve GDO’lu gıdalar almış başını
gidiyor. Sağlıkla ilgili bu kadar önemli konularda bilgi sahibi olmak
zorundasınız. Zaten o kadar çok uyarıcı ile karşılaşıyorsunuz ki, ister istemez
öğreniyorsunuz değil mi? Bu işin şakası yok. Mecbursunuz. İşte bu noktada
sormak istiyorum: “Bir doktor olmadığınız halde 2-3 gün gibi kısa bir sürede
nasıl bu kadar bilgiyi öğrendiniz? Hatta bir uzman havasıyla yorumlarda
bulundunuz? Beyin ilgi duyduğu, heyecanlandığı, sevdiği, 5 duyuya seslenen,
merak ettiği, öğrenmek zorunda kaldığı bilgileri daha çabuk öğreniyor… Çünkü
limbik beyinde bir konunun önemli olup olmadığı mesajı algılanır algılanmaz
beyinde bilgiyi alma-kaydetme kapıları ardına kadar açılır. Ve o konuyla ilgili
veriler beyin denilen sınırsız bilgi saklama arşivine depolanır. Bir verinin
gerekli, önemli ve faydalı uyarısını alan beyniniz orta beyindeki ‘kayıt
cihazı’ olarak adlandırabileceğimiz hipokampın çalışmasını sağlar. Hipokampın
çalışmasıyla bilgiler üst beyninizde (neo-korteks) kaydedilir. Duyguların
merkezi olan orta beyindeki hipokampı ve amigdalayı (anı ve deneyimlerin
kaydedildiği bölge) harekete geçirdiğinizde kolay ve kalıcı öğrenmenin yolunu
açmış olursunuz. Bunu beyniniz bazen mecburen yapar. Yukarıda ifade ettiğim
gibi sağlıkla ilgili hayati bir olayda veya müthiş bir kazayı gözlemlerken
duygularınızın %100 işin içinde olması, kalıcı kayıtlar yapmanızı sağlar.
Beyniniz uyarılmıştır ve kayıt butonuna basılmıştır. Bu düğmeye basma veya kayıt cihazının
çalışması, okuduğunuz çarpıcı bir yazı ile veya dinlediğiniz bir şiir veya
gittiğiniz bir seminerle de gerçekleşebilir. Kolay ve kalıcı öğrenmenin püf
noktaları elbet var. Bu kısa satırlarda sadece farkındalık düzeyiniz artıyor.
Daha fazla bilgi elde etmek ve uygulamak sizin elinizde. Bir çok kör
noktalarınızı tespit edip gerekeni yaptığınızda, beyin gücünüzü maksimum
kullanabileceksiniz. Not alma, beyni bilgiye hazırlama, ilgiyi uyandırma,
dikkat yeteneğini geliştirme gibi yöntemlerle beraber hafıza tekniklerini de
tam anlamıyla öğrendiğinizde kolay öğrenmenin yolunu açmış olursunuz. (Daha
detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsanız Sisimo Hafıza Teknikleriyle Süper Beyin
setimizi inceleyebilirsiniz.) Bu dediklerimin çok az kısmını okullarda
öğrenebilirsiniz. Ancak büyük kısmının kişisel çabanız ve gayretiniz ile
gerçekleşeceğini bilin. Değişik yayınları takip edin. Beyin, hafıza, zihin,
öğrenme yöntem ve tekniklerinin anlatıldığı dergi-kitap gibi materyalleri
sürekli izleyin, okuyun ve U-YG-U-L-A-Y-I-N.
Kendine ve beynine yatırım yapan, öğrenmeyi öğrenen bir birey olmanız
dileğiyle…
Birkaç dipnot
Bazen yerinizden
çıkın ve çalıların arasına da girin, çünkü lezzetli meyveler oradadır. Ferit Delen
Girişimde
bulunmaktan korkma gibi tereddütlerimiz bizim içimizdeki ihanet kaynaklarıdır,
bunlar başarabileceğimiz birçok iyi şeyi yapmamızı engeller.” Shakespeare
FERİT DELEN
Kaynak: www.gencgelisim.com