Düşündüklerimiz genlerimizin işleyişini
etkiler, hastalanmamıza ya da iyileşmemize yol çar.
Prof. Dr. Murakami
Hepimizin düşünceleri var. Onlarca fikir,
inanç zihninizden gün boyu geçer. Düşünmek ciddi bir iştir. Önemlidir.
Zihnimizden geçirdiğimiz bazı düşünceler düşünmek anlamına gelmez. “Pek çok insan düşündüğünü
sanır; oysa tek yaptıkları, önyargılarını yeniden düzenlemektir.” Der William James. Beyninizde zihinsel
bir aktivite olabilir ancak bu düşünmek demek değildir. Auguste Rodin’in
“Düşünen Adam” heykelini biliyorsunuz. Acaba bu heykeldeki adam derin derin ne
düşünmektedir? Böylesine derin düşünme çok nadir görülen bir eylemdir.
Düşünmek, ağır bir iştir. Her insanın
yaptığı ve yapacağı bir iş değildir. Emerson “Dünyadaki
en ağır iş nedir? Düşünmek.”
der. Düşündüğünü zanneden birçok insan sadece önyargılarını düzenleyip tekrarlamaktadır
çoğu zaman.
Bugünlerde kuantum düşünce teknikleri ile
zenginlik, sağlık, başarı ve mutluluk moda olmuş durumda. Bilinen bir gerçek
var ki asırlardır bu zaten var. En eski öğretilerde, dinimizde bu temalar
vurgulanmakta.
Doğru ve olumlu düşünce insanın üzerinde
pozitif bir etki bırakmaktadır. Dr. Charles Philmore, “İnsan bedeninin
ihtiyacı olan bütün ilaçlar zihinsel olarak üretilmektedir. Zihindeki yenilenme,
vücuttaki hücrelerin de yenilenmesine neden olur.” demektedir. Zihin gücüyle birçok
hastalığını tedavi eden insanlar vardır. Bunlardan birisi de Joseph Murphydir. “Kırk iki yıl kadar
önce bütün hayati fonksiyonlarımı yürüten bilinçaltı gücümü kullanarak
kendimdeki habis bir uru iyileştirdim. Tıp terminolojisinde buna ‘sarcoma’ (kötü huylu tümör) diyorlardı.”
14
Sizce bu nasıl oluyor hiç merak ettiniz mi? Çok kısa şöyle ifade
edebiliriz; zihinden geçen her bir düşünce vücutta birçok hormonu harekete
geçirir. Olumlu fikirler dopamin gibi sizin için sağlıklı hormonların
salgılanmasını sağlar. Plasebo etkisini düşünün. İlaçların içi boş olmasına
rağmen hastaya bu ilaç seni iyileştirecek dendiğinde gerçektende olumlu
etkileri gözlenmiştir.
Ernest Holmes “Kendimizi neyle ve nasıl tanımlarsak, öyle olmaya meyilli
oluruz.” derken düşüncelerimizin seçimiyle hayatımızın şeklini çizdiğimizi söylemektedir.
Mevlana’nın
deyişiyle “Sadece
et ve kemikten değil, düşünceden ibaretsin.” Yine
James Allen şöyle diyor: “İnsan görecektir ki eşyaya ve başka insanlara karşı
düşüncelerini değiştirdikçe eşyalar ve başka insanlar da kendisine karşı
hallerini değiştirirler. İnsan düşüncelerini köklü bir şekilde değiştirebilirse
hayatın maddi şartlarında da nasıl çabuk bir değişiklik yaptığını görerek
şaşırır.”
Başarılarımız kafamızın büyüklüğüyle değil, düşünce ve hayallerimizin
büyüklüğüyle ve olumluluğuyla belirlenecektir. Maddi imkanlarınız ve
bedeninizin güç alanı sınırlı olabilir. Ancak düşünceleriniz, hayalleriniz ve
duygularınız sınırsızdır. Einstein: “İnsan, aklının
sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.” Zihninizin uzanabildiği ve aklınızın
görebildiği yere kadar uzanacak, göreceksiniz. Pozitif düşünceleriniz büyürse,
siz de her anlamda büyür ve gelişirsiniz.
“Her şey sizin lehinize
olacak şekilde beyninize güçlü, olumlu
ve kuvvetlendirici sinyalleri ya da neyi yapamayacağınıza ilişkin sinyali gönderirsiniz. Anthonny Robbins
FERİT
DELEN
Kaynak: www.gencgelisim.com