Kur’an okuyan
biri, Mülk Suresi’nin son ayetini okuyordu. Yani, “Suyu kaynağından keser,
yerin derinliklerinde gizler, kupkuru bir hale getirirse, Allahü Teâlâ’dan
başka kim tekrar getirebilir?” ayetini…
Aşağılık ve hor bir felsefeci, okulun
yanından geçerken bu ayeti duydu, hoşuna gitmedi. Dedi ki:
- Suyu
külünkle biz çıkarırız. Bel ve kazma ile yerin ta dibinden kaynatırız.
Gece rüyasında
bir adam gördü, aslan gibi güçlü ve kuvvetliydi. Felsefeciye bir tokat vurdu,
iki gözünü birden kör etti.
- Ey kötü
adam, dedi, eğer yapabiliyorsan, bu iki göz kaynağını da kazma ve külünkle
nurlandır bakalım!
Felsefeci
uyandı, baktı ki iki gözü de kör olmuş, görmüyor.
Ağlayıp
inlese, tövbe ve istiğfar etseydi, Allah’ın lütfuyla gözleri tekrar görürdü.
Fakat tövbe yolu bağlanmıştı.
Kendine gel
de, “Nasıl olsa tövbe ederim” diye günah işleme! Tövbeye de bir parlaklık
gerek.
Dahi Beyin Blog