Eserleriyle Osmanlı Türk-İslâm tarihine damgasını
vuran, Türk mimarlık tarihinin yüzakı Mimar Sinan, en büyük ve en muhteşem
eseri Süleymaniye Camisi’nin inşasını tamamladıktan sonra; bazı bakımlardan bu
ulu mabedi testlere tâbi tutuyordu.
Bunlardan
biri de cami içinde sesin dengeli bir şekilde dağılıp dağılmadığını, mihrapta
Kur'an-ı Kerim okuyan imamın sesinin en arkalardan ve diplerden duyulup duyulmadığının
denenmesi idi. Bunun için Mimar Sinan, nargile kullanıyordu. Nargileyi mihraba
koyuyor, içindeki suyu fokurdatıyordu. Bu fokurtu cami içinde ahenkli bir
şekilde dağılıyor mu, her yerden net olarak duyuluyor muydu diye bunu kontrol
ediyordu. Her devirde eksik olmayan gammazlardan biri, Anadolu halkının evliya
olarak bildiği bu büyük insanı Kanuni Sultan Süleyman’a haber vermişler:
"Efendimiz, Mimar Sinan yeni
yaptığı caminin mihrabında nargile fokurdatıyor"
Kanuni hiç ihtimal vermedi. Sinan'ın
samimi bir Müslüman olduğuna emindi, böyle bir şey yapmayacağına da güveni
tamdı. Ama usulen de olsa olayın üzerinde durmadığı takdirde yanlış anlamalara
ve dedikodulara meydan vermiş olabilirdi.
Bu sebeple bir gün aniden camiye
geldi. Camiyi gezip dolaşırken mihraptaki nargileye gözü tesadüfen takılmış
gibi yaptı sordu:
“Bu da
ne oluyor? Camide nargile kullanan mı var? “ Sinan sakin, kendinden emin cevap”
verdi: “Hâşâ hünkârım, Beytullah’ta (Allah'ın evinde) nargile içecek kadar din,
iman yoksunu değiliz elhamdülillah… Burada bulundurmamızın sebebi, onu
fokurdatmak suretiyle caminin ses düzenini kontrol etmektir. Dikkat
buyurursanız nargilede tömbeki (tütün) bile yoktur"
Her şeyin tahmin ettiği gibi çıktığını gören hükümdar Sinan'ın sırtını sıvazladı ve camiden ayrıldı.
Her şeyin tahmin ettiği gibi çıktığını gören hükümdar Sinan'ın sırtını sıvazladı ve camiden ayrıldı.