INSEE (Fransa İstatistik ve
Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü) tarafından yapılan bir araştırma sonucunda,
evlilik hayatının, uzun yaşamanın en iyi yolu olduğu belirlendi. Bekârlığın ise
ölümü hızlandırdığı ifade edilmekte... INSEE, 40 yaş üzerindeki erkekler ve kadınlarla
çalışıyor. Sonuç çok açık: Her yaş grubunda ölüm riski, çift halinde yaşamayan insanlar
için daha yüksek! Kritik dönem 40-50 yaş arasında... Bu yaş grubundakilerde ölüm
oranı yalnız yaşayanlar için iki ila üç kat daha fazla. Sonrasında, yaş
ilerledikçe bu geçerliliğini kaybediyor. Erkeklerde ise bu risk daha büyük…
Bekârlar
dikkat!
Evlilik hayatından yalnız yaşamaya
geçişte insanlar, ister istemez bir şok dalgası yaşar. Yine bu şok, öncelikle erkekleri
etkiler. Bu yeni bekârlar için tek çare, kuşkusuz olabildiğince hızlı bir
şekilde çift hayatına geri dönmeleridir. Aslında evlilik hayatı başlar
başlamaz, ölüm riski de anında kayboluyor. Tabi söylemesi kolay! Erkekler için
bu birkaç problemi de beraberinde getiriyor: Normalde erkekler daha çabuk
çiftini bulur ve bu genellikle genç bayanlarla olur. Fakat yeni kadın bekârlar
için yeniden eşini bulmak çok daha zor gibi gözüküyor.
Müzmin
bekârlar istisna!
Hiç evlenmemiş kişiler de vardır. 40-90
yaş arasındaki kadın ve erkeklerin %8’i, evlilik hayatını daha hiç yaşamamış. Bunların ağırlıklı olarak sosyal
sınıfın en alt düzeyindeki erkeklerde
olduğu ortaya çıkıyor ve sosyal sınıfın en üstündeki kadınlarda! Yalnız yaşayanlar için ölüm riski her
zamankinden daha ciddi bir şekilde karşımıza çıkmakla birlikte, müzmin bekâr
olmak, insanların lehine sonuç veriyor. 80 yaşından sonra, yaşlı bir bayanın ya
da erkeğin ölmesi, evli çiftlere göre daha az olasıdır.
Anlaşılması
zor nedenler:
Peki, birlikte yaşamanın avantajı nereden
geliyor? Bunun üzerine INSEE’nin birkaç varsayımı:
Elbette ki sosyo-ekonomik durumla
evlilik hayatı arasında bir bağlantı vardır. Büyük bir güvenilmezlik içindeki
asosyal insanlar çoğunlukla yalnızdırlar. İstatistikçiler, genellikle bir yuva kurmaya
engel olan güçlüklerin, ekonomik, sosyal ya da sağlık problemlerinin olduğunu
düşünüyor. Açıkçası sağlığımızı koruyan sadece evlilik hayatı değildir, çift
olmayı engelleyen problemler de ölüme neden olabilir. Yine de evlilik hayatının
sağlığı koruma, karşılıklı yardımlaşma vb. açılardan faydaları olduğu
düşünülebilir. Çiftler, daha iyi yemek yeme, daha sık doktora gözükme ve daha
az riskli davranışlara sahip olma eğilimindedir… Ve tabi ki aşkın insan bedeni
üzerindeki etkisi unutulmamalıdır!
İki
çocuk ideal mi?
Evlilik hayatı sadece sağlığı korumada
etkili değildir. Bunun yanında çocuk yapmak da gerekir! Fakat dikkat! Sayı
çok önemli... Ölüm riski eğrisi incelendiğinde INSEE, bir evde iki çocuk
olmasının ideal rakam olduğuna karar verdi. Hiç olmaması ya da yalnızca tek
çocuk olması ya da üç çocuk ve üzeri
daha fazla riske maruz kalmak demektir. Kadınlarda bunun açıklaması biyolojiktir. Çocuk sahibi olmayan kadınlar, öncesinde
sağlık problemlerine sahip olabilirler
ya da tersine, pek çok gebelik sağlığı olumsuz etkiler. Fakat aynı açıklama
erkekler için yapılamaz. Bu durumda
daha az riskli davranışlar, daha iyi sosyal bütünleşme ile ilgili olabilir. Lütfen dikkat! Ayrılık durumunda, çocukları alan eş (ki bu
genelde annedir) aynı zamanda
bebeğin koruyuculuk yararını da elde eden kişidir. O halde ister müzmin bekâr olun, ister genç bir ayrılan… Bu size “hayatınızın aşkını” yeniden
bulmanız gerektiğini düşündürmelidir…
Kaynak: İstatistik ve Ekonomik
Araştırmalar Enstitüsü, Fransa
Alain Sousa
Çeviri:
Canan Taşcılar - canantascilar3@gmail.com
Kaynak: www.gencgelisim.com