ÇOCUĞUN ZEKA GELİŞİMİNE KATKISI OLAN GIDALAR




Okul çağındaki çocuklar her gün bir yığın dersle baş etmek zorunda. Ona bu zorlu dönemde ihtiyacı olan desteği vermenin ilk şartı ise kuşkusuz doğru beslenmesi. Besinler beden gelişimi dışında zekâ gelişimi ve dinç bir zihin için de çok önemlidir.

Beyin vücudun beslenmeye en çok ihtiyaç duyan organlarının başında gelir, vücut ağırlığının ortalama 1/20 ya da 1/30’u  gibi bir ağırlığa sahip olsa da, vücuda giren enerjinin % 25’ini tek başına tüketir. Bu beynimizin besine ne kadar ihtiyaç duyan bir organ olduğunu açıklamaya yeter, sanırım. Hali hazırda gelişimini devam ettiren bir beyin ise daha da fazlasına ihtiyaç duyar. Okul döneminde çocuğunuzun algılarını açık tutmak ve konsantrasyonunu arttırmak da ona sağlayacağınız besin maddelerinin çeşitleri ve kalitesiyle doğru orantılıdır.

Çocukların fiziksel ve zihinsel açıdan gelişmeleri için sağlıklı bir kahvaltıyla güne başlayarak okula gitmeleri gerekir. Bunun için kahvaltısında bulundurabileceğiniz doğallık ve besin değeri açısından en kıymetli gıdalardan biri de bal.

Beyin Gelişimi ve Bal

Bal doğal bir ürün olarak değil, biyolojik olarak üretilen bir ürün olarak görülmelidir; arıların topladığı çiçek nektarının metabolize edilmesi sonucu oluşur. Kimyasal olarak yüzde 70'i "dönüştürülmüş şeker" olan früktoz ve glikozun eşit miktardaki karışımından, bir bölümü de sakkarozdan oluşur.

Bal konusunda araştırmalar yapan bilim adamları, bir tatlı kaşığı balın metabolik stres etkenlerini azalttığını ve diyabet, Alzheimer, osteoporoz gibi sürekli ilerleyen hastalıkların da ilerlemesini büyük ölçüde durdurduğunu belirtiyorlar.

Fizikçi ve yazar Ron Fessenden, balın sağlığa gerçekten yararlı bir gıda olduğunu vurguluyor ve kamu sağlığını geliştirmek ve ilerletmek için baldan faydalanılmasını tavsiye ediyor. Amerika’da yapılan bir Arıcılık Derneği konferansında yaptığı konuşmada Fessenden, balın kan şekeri seviyesini makul düzeylere düşürdüğünü, bu yolla metabolik stresin azaldığını belirtti ve şu şekilde konuştu:

“Balın gerçekten kan şekeri üzerinde çok önemli dengeleyici bir etkisi vardır. Bu, dinleyenlerin birçoğuna mantık dışı gelecek ve: ’Kolesterol seviyemi kontrol altına almak için kırmızı et yiyorum’ demek gibi bir şey olduğunu düşünecekler. Fakat bu bal için geçerli değildir” dedi.

Balın ilk akla gelen özelliği tatlı olmasıdır. Bunun sebebi, balın içindeki üç şekerdir. Üzüm şekeri (% 34), sakroz (%2) ve levuloz (meyve şekeri %40) bundan başka balın % 17’si su; geri kalan % 7’lik bölümü ise demir, sodyum, sülfür, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albumin, dekstril, nitrojen, protein ve asitlerden oluşur. Balın kalitesini ise bu % 7’lik karışım belirler.

Ayrıca bal içerisinde farklı onbeş çeşit şeker tespit edilmiş olup bunlardan bazıları şunlardır: Fruktoz, glikoz, sakaroz, maltoz, izamaltoz, erloz, kestoz, melezits ve rafinozdur.


Balı, bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır. Şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışır. Dolayısıyla bal insan vücudunun en yüksek derece ve en hızlı biçimde faydalanacağı şekilde tasarlanmış bir gıdadır. Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde enerji verdiği tespit edilmiştir.

Zeynep Yıldız

bilgi@gencgelisim.com

Kaynak:www.gencgelisim.com