İnsanı Formatlamak


İnsan, doğduğunda formatlanmamış bir bilgisayar gibidir. Doğumla birlikte getirdiği ana programları; ihtiyacını karşılama güdüsü ve zihnini dolduracak eylemler yapma güdüsüdür. Gerisi dünyaya geldikten sonra programlanacak muhteşem bir makine...
İnsana yapılan ilk format, bebeklik döneminde olur. Çoğu zaman anne ve baba, bebeğin yaptığı hareketleri istemsiz ve rastgele davranışlar olarak kabul eder. Oysa insanoğlu yaşamı boyunca göreceği en etkili öğrenmeyi bebeklik döneminde gerçekleştirmektedir. Mizaç denilen, simaya yansıyan ifade tarzının şekillendiği dönem işte bu dönemdir. Birçok otoritenin dediği gibi “mizaç doğuştan gelir” söylemi, ispatlanmamış bir bilgidir. Asık suratlı, saldırgan mizaçlı, güler yüzlü, sempatik olması, işte bu dönemde gerçekleşen bir özelliktir.
İnsanı formata devam... İlk çocukluk yılları, temel alışkanlıkların (değiştirilmesi neredeyse imkânsız olan alışkanlıkların) oluştuğu ve pekiştiği bir dönemdir. Disiplinli ya da dağınık olmak, çabuk usanmak ya da azimle direnmek, işte bu dönem öğrenmelerinin eseridir. İşte bu kritik dönem gerektiği gibi değerlendirilemediği takdirde insanlar çok geç kalmış olurlar. Bu gecikmenin bir sonucu olarak, yetişkinlikte tembellik gibi olumsuz alışkanlıklar karaktere işlendiği için, değiştirilmesi oldukça zor olmaktadır.
Hayatı öğrenmenin en önemli dönemi, ilk çocukluk dönemleri... Gençlik yıllarında karşılaşılan sorunların büyük bir kısmı, bu dönemde yapılan yanlış formatlamanın bir sonucudur.
Gençlik yıllarında formatlanacak çok şey kalmıyor
Gençlik döneminde, bebeklik ve çocukluk dönemi alışkanlıklarına sadece yöntemler ekleniyor. Gençlik döneminde yapılan eğitim, çoğu zaman boşa kalan bir çaba olabiliyor.  Bu eğitim sürecinde gencin alışkanlıkları değiştirilmeye çalışılıyor; “bastırma” mekanizması ile olumsuz davranışın ortaya çıkması engelleniyor. Ama o olumsuz dürtü bedene yerleştiği zaman fırsat bulduğu ilk yerde davranışa dönüşüyor.
Sadece libido denilen enerjinin bedende hissedilmesiyle yeni bir süreç başlıyor. Ahlâki değerlerin, dürtülerle mücadelesi bu dönemde başlıyor. Cinsel yönelimler, alışkanlıklar, bu dönemde pekişmeye başlıyor. Sapkın davranışlar, bu dönemde bedene yerleşmeye başlıyor.
Libido (cinsel enerji) konusu çocukluk yıllarında (3-11 yaş dönemi ) çocuğa işlenemez mi? Bu neredeyse mümkün değil. Kişiye hissetmediği bir şeyi nasıl sorabilirsiniz ki?  Ya da hissetmediği bir şey hakkında nasıl yönlendirme yapabilirsiniz ki? Yani?  Çok zor.

Bir eğitimci olarak gördüğüm şey; davranış oluşturma, pekiştirme sürecinde çok geç kalındığıdır. Sonrasında yapılan müdahaleler etkili olmuyor. Birçok eğitimcinin gençleri eğitme çabasını boşa harcanan zaman olarak değerlendiriyorum. Maalesef... Ama siz önce kendinize ve sonra çevrenizdeki diğer insanlara bakın. Benim bu söylediklerimi çok rahatlıkla göreceksiniz.

Kadir Akel
sinavcanavari@gmail.com

Kaynak: www.gencgelisim.com