Öğretmenler, öğrencilerinin hem duygu
yönünden hem de düşünce yönünden hayata hazır olmalarını sağlamak için devamlı
kendilerini geliştirmelidir. Hiçbir eğitimci, kötü bireyler yetiştirmek
istemeyecektir; önemli olan neler yapabileceğini kendine sormasıdır.
İlim, ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendin bilmezsen,
İlim nice okumaktır?
Yukarıdaki
dizelerin sahibi olan Yunus Emre, bu sözleri kimler için sarf etmiştir? Bunu
etraflıca düşündüğümüz zaman tüm insanlığa ama özellikle de ilim sahibi olan
insanlara söylediğini anlarız. İlim
sahibi bireyler, gerek günlük yaşantısında hammadde olarak cansız nesneleri
kullanan bireyler olsun, gerekse de canlı bir varlık olan insanı hammadde
olarak ele alan bireyler olsun, ilmin asıl olan ölçütü, bireyin kendisini bilmesidir.
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” atasözü aslında
bir gün, “o yılan bana da dokunur mu?”
sorusunu da sormamızı gerektirir. Bize bugün dokunmayan yılan, gün gelir zehrini
bize akıtır. Hammaddesi cansız nesneler olan ilim sahipleri, ürettikleri gerek
somut materyalin, gerekse de soyut kavramların bir gün kendilerine
dönebileceğini unutmamalıdır.
Atom bombasını icat
eden bilgin de belki “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demiştir ama bugün o
yılanın binlerce kat daha zehirlisi olan nötron bombaları ve daha çeşitli tipte
bombalar üretilmektedir. Ve ifade tam burada soyut bir kavrama dayanıyor: Empati. Bu atom bombasını icat etmiş olan bilgin, nasıl ki kendi
çocuklarının yok olmasını istemezdi, eğer empati denilen duyguları
besleyebilseydi, o bombanın başka ülkelerin çocuklarını da katledeceğini
düşünürdü.
Bireyler
okuyabilir ve çok ileri düzeyde teknik bilgiye sahip bir fizik mühendisi, uçak
mühendisi, doktor vb. şeyler olabilir. Peki ya ilim sahibi olabilir mi?
Yunus’un ifade ettiği gibi kendini bilebilir mi? Ya da şimdilerde eğitim
uzmanlarının ifade ettiği gibi, empati kurabilir mi?
“Ağaç yaşken eğilir” atasözü
bunların olabileceğini, ama emek gerektirdiğini ortaya koymaktadır. Peki, bu
emeği kimler ortaya koyacak? İlk önce bu görev ebeveynlere düşmekte, daha büyük
oranda da eli öpülesi öğretmenlere düşmektedir.
Empatinin
temelleri ilk önce ailede verilecektir. Kardeşi ile eşyalarını paylaşmayan
evlatlara paylaşmanın önemi anlatılmalı, ama anlatmadan daha çok somut hâle
getirilmelidir. Benzer şekilde
saygılı olma, duyarlı olma, diğer canlıları sevme gibi hasletler, evlatlarımıza
hissettirilerek önemleri kavratılmalıdır. Çocukların ilk öğretmenleri
ebeveynleridir ve unutulmamalıdır ki; zincirleme başlayan bir reaksiyonu
durdurmak neredeyse imkânsızdır. Ebeveynlerin de iyi hasletleri, çocukta iyi davranışlar olarak zincirleme gelişecek,
tam tersi ebeveynlerin kötü hasletleri de çocuklarda kötü davranışlar olarak zincirleme
reaksiyona girecektir.
“Bir ülkenin kaderi öğretmenlerinin nitelikleri
ölçüsünde değişecektir.”
Yukarıdaki söz,
aslında zincirleme süren bir ifadeler bütününü oluşturmaktadır. Bunu bir
örnekle açıklamak istiyorum. Bir zat diyor ki: “Benim çocuğumu yeterli niteliğe sahip olmayan bir öğretmen
yetiştiriyor.” Bu ifadenin doğru olup olmadığını ve nedenlerini
araştırırsanız, o öğretmenin de yetişirken kötü niteliklere sahip öğretmenlerin
elinde yetiştiği sonucuna ulaşırsınız. Tam tersi olarak da başka bir zat da
diyor ki: “Benim çocuğumu çok üstün
niteliklere sahip bir öğretmen yetiştiriyor.” . Bu ifadenin doğru olup
olmadığını ve nedenlerini araştırırsanız, o öğretmenin de süper niteliklere
sahip öğretmenlerin elinde yetiştiği sonucuna ulaşırsınız.
Öğretmenler,
öğrencilerinin hem duygu yönünden hem de düşünce yönünden hayata hazır
olmalarını sağlamak için devamlı kendilerini geliştirmelidir. Hiçbir eğitimci
kötü bireyler yetiştirmek istemeyecektir; önemli olan neler yapabileceğini
kendine sormasıdır.
Hem öğretmen
için ve hem de aile için çocuğun yetişmesi önemlidir. Çocuğun yetişmesinde bir
önemli etken de medyadır. Çocukların yanlış davranışlar göstermesinin en önemli
nedenlerinden birisi de televizyonda gördüğü davranışları taklit etmesidir. Bu
nedenden dolayı ebeveynler çocuklarının seyrettikleri programlara dikkat
etmelidirler.
Evet, sadece
veli ile değil, sadece öğretmen ile değil, sadece medya ile değil; bu üç ayağın
ortaklaşa çalışması sonucu nitelikli bireyler yetiştirilebilinir.
Empati duyan
nesiller için önce kendimiz empati duymalı ve çocuklarımızla yeterince
ilgilenmeliyiz. Unutmamalıyız ki hepimiz aslında hem birer öğrenci hem de birer
öğretmeniz…
Lütfi ŞAHİN
Kaynak: www.gencgelisim.com