Devir iletişim devri. Devir Facebook’ta 483 küsur arkadaşa sahip olup da,
sesimi duyan var mı çığlığına “çevrimdışı” cevabının alındığı iletişimsizlik
devri.
Kolunu sallasan 5 kişisel gelişimcinin çarptığı, okumanın, yazmanın,
konuşmanın, aklına gelen her şeyin kursunun, seminerinin düzenlendiği
iletişimin altın çağı.
Sabahlara kadar chat odalarında birbirini
hiç tanımayan insanların sanal yanılsamalarla kendi içlerindeki özlemleri,
umutları, umutsuzlukları paylaştıkları; sanal mutlulukların sanal hazzında
kendini ararken, ruhun kaybedildiği ilginç bir devir. İçlerinde
kanayan yaraları gülücük ikonlarıyla süsleyen, en yakınında sevgiyi ararken,
yanılsama bir dünyada, yanılsama dostluklar yaşayan “modifiye hayatlar”... Klavye
aracılığıyla dünyalara açılan, kendi evinin içindeki emanetine kör ve sağır
insanlar.
Evet, devir
iletişim devri. Aklınıza gelen her şeyin kursu var. İletişimin ilk şartı olan,
dinlemenin kursunu hiç duydunuz mu siz? “Dinlemenin de kursu mu olur, peh yani!”
diyenleri duyar gibiyim. Haklısınız, kulağı olan herkes dinlemeyi bilir
nihayetinde. Hem dinlemek önemlidir. Karşımızdakinin söylediklerini
çürütebilmek, haksızlığını kanıtlayıp hatalarını eleştirebilmek için dinlemek
çok önemlidir. Hayırdır! Bir yerlerden tanıdık mı geldi?
Dikkat edelim, 2 kulağımız varken, bir ağzımız var. Neden diye düşündük ve… Bu
nedenle, söze empatik dinleme ile başlayalım istedik. Okulların açıldığı, yeni
başlangıçların yaşandığı bu geçiş mevsiminde doğru saydığımız gerçeklerimizi şöyle
bir gözden geçirme zamanıdır. En yakınlarınızla sevgiyi paylaşmak ve onların
duygu bankalarına yatırım yapmak için “Empatik dinleme nedir?” sorusunu sorarak
işe başlayalım.
İletişimin
Psikolojik Oksijeni
Bir insanın hangi duygu içinde ne anlatmaya
çalıştığını anlamak yerine, daha sözünü bitirmeden yargılayarak, eleştirerek,
kendi hayatımızdan örnekler vererek, genelleyerek, sorunu küçük görerek lafını
ağzına tıkarsak… Emin olun ki, o insan sizinle kendi ruhunu ve yüreğini bir
zaman sonra asla paylaşmayacaktır. Ve bu, eşiniz veya çocuğunuz veya herhangi
bir yakınınız olabilir. Yine unutmayın ki sevgi, saygı ve hayatı paylaşma; yeri
başka hiçbir şeyle doldurulamayan ihtiyaçlardır. Doldurulamayan ihtiyaçlar
insanı mutsuz eder. Mutsuz insan sağlıksız ve kendini gerçekleştirememiş
insandır. Kendini gerçekleştirememiş insan başarısız insandır. Başarısız
insan da yine bir kısır döngü neticesinde yine mutsuz ve sağlıksız olacaktır.
Sevdiklerinizi dinleyin. Hissettikleri duyguya
çevirmenlik yapın. Size açılması için onu anlayarak cesaretlendirin. Sevdiklerinize
psikolojik oksijen verin. Onların duygu bankalarına yatırım yapın. Empatik
dinleyin, kazançlı çıkın.
Zeynep Yüksel Köksal
Dahi Beyin Blog