Bedenimle ilgili imgem
dolayısıyla aynaya bakmak bana stres verebilir. Kimliğimi dayandırdığım bu
bağlanmaların hiçbir 'garantisi' olmadığından, hep 'korkarım'. Birisi sizin
düşünceleriniz için 'Bu çok aptalca bir fikir' diyebilir. Eğer bu
düşüncelerinize bağlanmışsanız, tanımlarınıza, bunlara dayandırdığımız sahte
kimliğinize dayandırmışsanız 'nefret' etmeye ve 'öfkelenmeye' başlarsınız.
Kendimizle ilgili iyi imgemizin arkasına sığınırız. Her nefretin ve öfkenin
arkasında hep korku vardır. Her korkunun arkasında da bağımlılık ya da bağlanma
vardır. Egomuzun yanlış şeylere sarılması, korku yaratır. Bu iyi değildir,
doğal değildir.
Korkunun temeli
yanlış anlayıştır. Eğer 'kim olduğunuzla ilgili doğru bir anlayışa' sahip
olursanız, korkmazsınız. Hiçbir şeye tutunmazsanız, kaybedecek bir şeyiniz de
olmaz. Tabi, zihinsel olarak tutunmamaktan söz ediyoruz. Bu arada sahibi
olmaktan vazgeçin, demek değil.
Egonuz yüzünden ya
birine bağlanırsınız, ya da onu bırakırsınız. 'Beni çok kırdın' vb. dersiniz.
Bu konferansa katılan neredeyse herkes birisi tarafından incitilmiştir.
Yanımda oturup,
tercüme yapmakta olan Galip Abdullah, sadece aynı dramadaki başka bir aktördür.
Bir anda melek ya da şeytan rolü oynayabilir. Bana 'Sen neler konuşuyorsun
bakayım böyle' derse, ben de bu söze alınırsam, kendimi kötü hissederim. 'Benim
iyi bir konuşmacı olmadığımı' vb. söylerse, daha da kötü hissedebilirim. Böyle
durumlarda çoğu kişi, incindiğinin farkında olmadan saldırıya geçer: 'Sen
kendine bak!' vb. der. Dolayısıyla yaralarımızı sarmak için 'nefrete' ve
'öfkeye' sığınırız. Aslında incinmeme izin veren benim!.
Ben, incinmeme izin
veriyorum. Aslında beni inciten nedir? Benim egomdur. Benim, kendim hakkındaki
imgemdir. 'Sen iyi bir konuşmacı değilsin', denildiğinde benim 'İyi konuşmacı'
imgem kırılır. Kimliğim tehdit edilmiş olur. Aslında şöyle yanıt vermeliyim: '
Galip Abdullah, sana çok teşekkür ederim! Neden? Çünkü, benim egomu yok etmeme
yardımcı oluyor. Şöyle düşünmeliyim: 'Vay canına. Demek ben kendimle ilgili
yanış bir imgeye bağlanmışım!.
NLP/Cengiz Erengil/Akis Kitap
Dahi Beyin Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder