Çocuklara Cinsel Eğitim Nasıl Verilmelidir?


Çocukların cinsellikle alakalı sorularını kesinlikle ertelememek ve çocukların anlayacağı dilde anlatmak gerekiyor. Bu konuda yayımlanmış birçok kitap var. Cinselliği çocukların yaşlarına uygun şekilde anlatan karikatürize edilmiş kitaplardan yararlanılabilir.

Aileler sorulan sorulara çocukların anlayacağı dilde cevap verirlerse, çocuklar bilinçaltında o konuyu sentezler ve bir daha sormazlar. Fakat cevaplar geçiştirilir veya ertelenirse, çocuk her fırsatta sorusunu yineleyecektir. Çocukların merakı giderilmelidir.
Çocukların özellikle odipal dönemde cinsellikle alakalı soruları artış göstermektedir. 
Odipal dönem; çocukların 5-6 yaşlarında gerçek cinsel kimliklerini algıladıkları dönemdir. Çocuk doğar doğmaz onu kız veya erkek olarak isimlendiririz. Fakat çocuk, odipal dönemde gerçek cinsel kimliğini kuşanır.
Odipal dönemde erkek çocuğu anneyle flört etmeye başlar ve annesine “Benim karım, karıcığım” sözcüklerini kullanabilir. Sürekli, annesini kucaklamak ve öpmek ister. Daha sonra algılarında babanın anneye sahip olduğunu anlar ve baba gibi olmaya çalışır. Babanın hareketlerini taklit etmeye başlar.
Eğer erkek çocuğu bu süreçte babayı tam olarak modelleyip taklit edebilirse, cinsel kimlik olarak, “erkek” diye isimlendirilir.
Odipal dönemde kız çocuğu ise babayla flört eder. Babayla daha samimi olur, sürekli babayla vakit geçirmek ister. Babaya, “Kocacığım, benim kocam” diye hitap edebilir. Sürekli babaya sarılmak ve onu öpmek ister. Daha sonra kız çocuğu babanın anneyle olduğunu anlar ve anne gibi olmaya çalışır. Kız çocuğu da bu dönemde anneyi iyi modeller ve iyi taklit edebilirse, cinsel kimlik olarak “kız” sıfatını kuşanır. Dolayısıyla, çocukların cinsel kimliği odipal dönemde yerleşir.
Seminer ortamında tanıştığım bir gençle çalışmalarımız olmuştu. Gencin hareketlerinde ve konuşmasında farklılıklar sezinledim. Çalışmalarımız esnasında, küçük yaşta anne ve babasının boşandıklarını öğrendim. “Annenizin yanında model alabileceğiniz dayı veya dedeniz var mı?” diye sordum.
“Hayır, yok.” dedi.
“Peki, annen çalışıyor mu?” diye sordum.
“Evet, bayan giyimi üzerine tekstilde çalışıyor.” dedi.
“Annenin çalıştığı yere gider miydin, orada erkekler var mıydı?” diye sordum.
“Evet, giderdim; ama hiç erkek yoktu.” dedi.
Gencin hareketlerindeki erkeksilikten uzak tavırlar, gelişim döneminde evde veya herhangi bir yerde erkeklerin sıkça bulunmadığı ortamda yetişmesi nedeniyle oluşmuştu. Bu nedenle tamamen anneyi modellemişti. 
İlerleyen çalışmalarımızda erkek gibi davranması gerektiğine dair programlar verdikten sonra babasından yardım istedik. Genç, bir süre babasında kaldı. O süre içerisinde, babayı modelledi ve cinsel kimliğini oturttu. Şimdi hareketleri, tavırları tam bir erkek gibi, hiçbir sorunu kalmadı.
Genelde davranışlarında anormallik olduğunu gördüğümüz çocukları hemen yargılarız. Hâlbuki odipal dönemde modelleyebilecekleri kimse olmadığı için, çocuklar yanlış bir biçimde şekilleniyor ve cinsel kimliklerini bulamayabiliyorlar. 
Özellikle annelerin bu tür konularda dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü anneler masum bir duyguyla, erkek çocuklarını yanlarına alıp yatabiliyorlar. Çocuğun anne-babanın ortasında yatması da, kesinlikle olmaması gereken yanlış programlardır. Bizler uyurken korteksi dinlendiriyoruz, oysa bilinçaltımız yirmi dört saat görev başında. Dolayısıyla, çocuk anne-babayla yattığı zaman, gece olup biten cinsel yaşamın farkında olacak ve bilinçaltı her şeyi kaydedecektir. Çocuk anneyle yattığı zaman, bilinçaltı bir başkasıyla yatıyormuş gibi hissedebilir. Çocuğun sağlıklı büyüyebilmesi için bu konularda hassas olunmalıdır.
Bu da ileride çocukların psikolojik dengelerini bozabilecek bir durumdur. Bu nedenle, çocukların odaları 6 aylıkken ayrılmalıdır.
Sıkça sorulan bir soru da, erkek çocuğu olsun, kız çocuğu olsun cinsel organlarıyla oynamaları ve bu şekilde mastürbasyona kadar gitmeleri... Böyle bir durumda, çocuğun üzerine sert bir şekilde gitmeden, dikkatleri başka bir tarafa çekilmeli; o an unutturulmalıdır. Yasak koyarak değil de, dikkati dağıtılarak çocuğa müdahale edilmelidir. Çünkü yasaklar her zaman için caziptir. O sürecin atlatılmasında çocuğa destek olunmalıdır. Çok ilerlemiş bir durumsa, profesyonel yardım alınabilir. 
Çocukların on iki-on üç yaşlarında platonik aşklar yaşamaları normaldir; çünkü insanoğlunun programlarına yerleşmiş bir gerçektir aşk. Platonik aşkta -ki buna aşk denmez sadece beğenme ve beğenilme duyguları hâkimdir. Çocuklar birbirinin kaşından, gözünden veya giyiminden hoşlanırlar. Bu tür durumlarda yasak koymadan, çocuğun üstüne gitmeden bu yaşların geçişine destek verilmelidir. Sınırlar konularak çocuklara mesafeli bir şekilde cinsel bilgi verilmelidir.

150 Soruda Evlilik/Fatma Taş/Akis Kitap
Dahi Beyin Blog 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder