Hedefler



Sadece günü kurtarmak için yaşarsanız, elde edeceğiniz de odur. Öte yandan hayatınızın bu şekilde geçmesini istemiyorsanız, tek yapmanız gereken odağınızı biraz değiştirmek.Günlük telaşlar önemsiz mi? Ailenizin gelirini temin etmek, faturaları ödemek, çocuklarınızın ihtiyaçlarını karşılayıp iyi bir eğitim sağlamak elbette çok önemlidir. Bunları sağlamalısınız. Ama ben sizi hayata daha geniş bir pencereden bakmaya davet ediyorum. Tekrar hayal kurmanızı istiyorum. Küllenmiş arzularınıza yeniden ulaşmanızı istiyorum. Günlük koşuşturmanın içinden biraz sıyrılıp bir üst seviyede düşünmenizi istiyorum.

Amaçlarınız olursa, hayat size heyecan verir. Hedefler hayatınıza bir derinlik ve bir anlam katar. Sevdiklerinizle daha içten paylaşımlar yaşarsınız. Doyumlu bir hayatınız olur, çünkü yaşama sevinciyle dolu olursunuz.
Eğer hedefler belirlemezseniz, hayatınız rutinleşir. Her aştığınız zorluk, karşınıza tekrar tekrar gelir. Bazılarınız aynı sorunlarla boğuşmaktan yoruldunuz. Kendinize yeni hedefler belirlemelisiniz. Bu sayede kendinize yeni pencereler bulup, farklı denizlere yelken açabilirsiniz.
Hedef, bir hayalin tarih saptanıp eylem planıyla desteklenip, harekete geçilmesidir. Tüm başarılı insanlar, sürekli hedefler belirleyip bu doğrultuda çalışırlar.
Hayatınızda büyük bir başarı kazanmamış olsanız da, hedefler saptayıp bunları yazar, düşünür ve konuşmaya başlarsanız, performansınızda ve başarı seviyenizde ciddi bir çıkış yakalarsınız.
Toplumumuzdaki mutsuzluğun çoğu, insanların nereye gittiğini bilmemesinden kaynaklanıyor. Hayatlarının bir anlamı ve amacı olmamasından dolayı keyifsiz, kızgın, yabancılaşmış ve düşmanca bir haldeler.
Dünyamızda olup bitenleri, bizim için önemli olduğu oranda fark ederiz. Bakıp da görmediğimiz, dikkat etmediğimiz o kadar çok şey var ki. Hiç çocuklarınıza veya eşinize bakıp söylediklerini duymadığınız oldu mu? Hedefiniz yoksa, bakıp görmeyebilirsiniz. Hedefiniz netleştiğinde ise, ihtiyacınız olanlar size doğru sıçramaya başlar.
Bir şeyi orada olduğu için değil, onu görmek için sebebiniz olduğunda görürsünüz. Bir araba almaya karar verdikten sonra, aynı arabadan yollarda ne kadar çok olduğunu hiç fark ettiniz mi? Bu arabalar kendi kendilerine çoğalmaya başlamadılar, yeni farkındalık seviyenizden dolayı onları görmeye başladınız.
Bir adam halinden yakınır dururmuş:
“Çalışıyorum, didiniyorum sonunda ancak geçinebiliyorum. Üstelik tek başınayım, kimsem yok.”
Böyle mutsuz bir şekilde sızlanıp dururken, bir karar vermiş: Yollara düşüp bir melek bulacak, halini anlatıp ondan bu haksızlığı düzeltmesini isteyecekmiş.
Yola koyulmuş. Dağda giderken bir kurtla karşılaşmış. Ayakta zor durabilen, bir deri bir kemik kalmış kurt, adama yaklaşmış, nereye gittiğini sormuş. Adam derdini anlatmış, “Bir melek arıyorum. Onu bulup bana yapılan haksızlığı düzeltmesini isteyeceğim.”
Bunun üzerine kurt, “Bana da bir iyilik yapar mısın?” demiş, “Ben de gece gündüz dolaşıyorum, bir lokma yemek zor buluyorum. O meleğe benden söz et, böyle açlıktan ölen kurt da olur muymuş diye sor.”
Adam tekrar yola koyulmuş. Çok geçmeden karşısına güzel bir kız çıkmış. Kız da ona nereye gittiğini sormuş. Hikâyesini dinledikten sonra adamın ellerine sarılmış: “Yalvarırım, o meleğe benim durumumu anlat. Gencim, güzelim, zenginim, her şeyim var ama mutsuzum. Mutluluğa ulaşabilmek için ne yapmam lazım, ne olur o meleğe sor.”
Adam, melekle kız için de konuşacağına söz vermiş ve yola devam etmiş. Yorulduğu bir sırada dinlenmek için bir ağacın altına uzanmış. Fakat çevresi yemyeşil olan bu ağacın neredeyse tek yaprağı bile yokmuş. Tabii ağaç, bu duruma çok üzülüyormuş. Adamın meleğe gittiğini anlayınca, “Ne olur o meleğe benim durumumu da sor.” demiş.
Adam, ağaca da, “Peki” dedikten sonra yola koyulmuş. Nihayet bulmaktan ümidini kestiği sırada melek karşısına çıkıvermiş. Adam derdini anlatmış:
“Gece gündüz demeden çalışıyorum. Dünyanın hiçbir nimetinden yararlanamıyorum. Acınacak bir hayatım var. Benden çok daha az çalışıp çok daha fazla sefa süren birçok insan var. Söyler misin; eşitlik, hak, adalet bunun neresinde?”
Adamı dinleyen melek, “Tamam, tamam” demiş. “Zengin ve mutlu olabilmen için sana bir şans veriyorum. Şimdi geldiğin yoldan evine dön”
Meleğin bu sözleri üzerine rahatlamış adam ve kurdun, kızın ve ağacın ricalarını da meleğe söylemiş. Melek onlar için de bir şeyler söylemiş. Adam bunları dikkatle dinlemiş ve dönüş yoluna koyulmuş. Uzun bir yolculuğun ardından ağacın yanına gelmiş ve meleğin söylediklerini anlatmış:
“Köklerinin tam yanında gömülü altın dolu bir sandık varmış. Bu yüzden beslenemiyormuşsun. Beslenemediğin için yaprağın ve meyven yokmuş. Sandık çıkarılırsa senin de meyven ve yaprağın olacak.”
“Yaşasın” demiş ağaç. “Çabuk orasını kaz ve sandığı çıkar.”
“Hayır” demiş adam, “Melek bana kendi şansımı verdi. Evime dönmem lazım.”
Yoluna devam etmiş. Genç kız bıraktığı yerde onu beklemekteymiş. Ona, “Sevinçlerini ve acılarını paylaşabileceğin birini bulup da evlenirsen bütün dertlerin hallolacak, mutlu olacaksın.” demiş. O zaman kız, “Hadi seninle evlenelim, mutlu olmaya çalışalım.” diye atılmış.
Adam, “Hayır, olmaz. Buna zamanım yok. Melek benim şansımı verdi, bir an önce evime gitmeliyim. Sen de artık kendine bir koca bul.” demiş.
Çok geçmeden o zayıf, bir deri bir kemik kalmış kurt çıkmış karşısına… Adam olanı biteni ona da anlatmış. Kendi şansımı bulmak için evine gittiğini, acelesi olduğunu söylemiş. “Peki, ya ben?” demiş kurt, “Benim için ne dedi?”
“Senin için ne dediğini ben de anlamadım” demiş adam; “Melek dedi ki, o kurt yiyecek bir aptal bulamazsa aç ve susuz dolaşmaya mahkûmdur.”
Kurt, “Ben çok iyi anladım” demiş ve aptalı yemiş.
Siz de yanı başınızdan geçen fırsatları kaçırmayın.
Hayallerinizi belirginleştirip hedeflere dönüştürmeniz gerekiyor. Hedeflerinizi belirleyip hayata geçirmek için ise, dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var. Şimdi bunları sırasıyla inceleyelim.

Cengiz Erşahin/Kendini Ateşle/Akis Kitap
Dahi Beyin Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder