Harekete Geçin



İnsanların hayattan istediklerini elde edememelerinin nedeni, çoğunlukla ilk adımı atmaktan çekinmeleridir. En zor olan ilk adımı atmaktır. Korkular üzerine gelecek, seni vazgeçirmeye çalışacak.

‘Sen kimsin ki böyle bir şeye kalkışıyorsun?’ diyecekler. ‘Şimdiye kadar ne yaptın ki bunu yapabileceğini düşünüyorsun? Sonunu getiremeyeceksin, yine yüzüne gözüne bulaştıracaksın.’ diye köşeye sıkıştıracaklar. Seni zayıflatarak felç edecek ve böylece hareket kabiliyetini yok etmeye çalışacaklar.
Bu durumda, hayattan istediklerini göz önüne getir ve karşındaki fırsatı değerlendirmezsen, sonuçlarının ne olacağını düşün. Korku hissettiğin zaman bil ki, kendini aşmak üzeresin. Korkulardan kaçarak yaşayamazsın. Yoksa korkak olursun. Korkularınla yüzleşmen gerekiyor. Eğer başarı ve mutluluk yolunda ilerlemek istiyorsan, korku tünelinden geçmen gerekiyor.
Korkular köpek gibidir. Kaçarsan kovalar, kovalarsan kaçar. Korkunun panzehiri eylemdir. Yani harekete geçmektir.
Ne zaman tereddüt edip düşünürsen, korku büyür. Hareketlilikse korkuyu yener. İlk adımı attıktan sonra korkunun zayıfladığını göreceksin.
Karar verip harekete geçtiğimizde, evren de harekete geçecektir. Evren sadece eylemi ödüllendirir. Bir şeyler yapmaya karar verip o yönde ilerlemeye başladıktan sonra, şartların sihirli bir şekilde bir araya geldiğine hepimiz şahit olmuşuzdur. Fırsatlar kapımızı çalmıştır.
Bir bütün, ufak parçalardan oluşur. Bir yemeği tek bir lokmada yutamazsınız. Bir köprünün inşası iki ufak parçanın birleştirilmesiyle başlar. Bu kitap ilk cümlenin yazılmasıyla başladı. İşin tümü sizi korkutmasın. Hiçbir şey zor değildir, yeter ki parçalara ayrılsın.
Herkes bir takım projelerden bahseder. Ama şartlar oluşuncaya dek erteler. Bir yönetici karar verirken, bütün veriler nadiren elinde olur. Hatta çoğunlukla bir araya gelmez. Ama bir an gelir ki, karar vermek zorundadır.
Şartlar hiçbir zaman mükemmel olmayacak. Bir noktadan sonra eldeki şartlara göre en iyi hamleyi yapmak zorundasınız. Çoğu zaman en kötü hamle, hamle yapmamaktır. İlk adımı hemen atarsanız, hedefinize bir adım yaklaşmış olursunuz.
Korkunun en büyük besleyicisi hareketsizliktir. İnanırsan ve harekete geçersen korkuyu yenebilirsin. Yirmi yıl sonra yaptıkların için değil, yapmadıkların için pişmanlık duyacaksın.
Bazı şeyleri sürekli erteliyoruz. Çünkü kendimizi iyi hissetmiyoruz. Tam ilk adımı atacağımızda, ‘Kendimi iyi hissetmiyorum, iyi hissettiğim zaman başlarım.’ ya da ‘Kendime daha fazla güvendiğim bir zamanda, o korktuğum şeyleri yaparım.’ deriz.
Aslında kendimizi iyi hissetmemiz için o korktuğumuz şeyleri yapmamız gerekiyor. Başka bir deyişle, ancak o korktuğumuz şeyleri yaptığımızda, kendimize daha fazla güvenip kendimizi iyi hissedeceğiz.
Sizi korkutan şeyleri yaparak korkuyu yendiğinizde, kendinizi öylesine iyi hissedeceksiniz ki, coşkunuzdan adeta havalara uçacaksınız. Ve yeni bir şeyi denemek isteyeceksiniz.
Bilin bakalım karşınızda kim olacak? ‘Korku!’ Yeni bir şeye başladığınızda, korku mutlaka orada olacaktır. Ama bulunduğunuz limanı terk etmezseniz, yeni denizleri ve ufukları keşfedemezsiniz.
Korktuğunuz bir durumla karşı karşıya kaldığınızda, durup nasıl tepki vereceğiniz konusunda düşünün. Hatta kâğıt üstünde düşünün ve bütün verileri gözden geçirin. Bu size durumun kontrolünüzde olduğu duygusunu verecektir.
‘En kötüsü ne olabilir?’ diye sorun. Bunu kabullenin ve olası kayıpları en aza indirgemek için stratejiler geliştirin. Böylece ne olursa olsun, farklı bir plana göre hareket edebilirsiniz. En kötüsü, olabilecekleri netleştirmeden, somutlaştırmadan endişe içerisinde sonu olmayan düşünsel daireler çizmektir.
İyi bir general bir savaş öncesi bütün olasılıklar üzerinde plan yapar. Yenilgiyi zafere dönüştürebilir, çünkü gelişmelere bağlı olarak planları değiştirmeye ve zaman kaybetmeden harekete geçmeye hazırdır.

Cengiz Erşahin/Kendini Ateşle/Akis Kitap
Dahi Beyin Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder