Çiftler Arasında Anlaşma ve Anlaşılma Önemli mi?


Çiftler arasında anlaşma ve anlaşılma çok önemli. İletişimimiz tek taraflı kalmamalı, ‘hep ben anlaşılmalıyım, hep ben dinlenmeliyim, benim dediğim olmalı’ gibi düşüncelere dikkat edilmesi gerekiyor. İletişimde en önemli şey dinlemektir. İletişimi iyi bilen insanlar önce dinler, dinledikten sonra analiz eder. Neyi, nasıl ifade edeceği konusunda bir beyin programı oluşturur, daha sonra da konuşmaya başlarlar. Bu konuşma kısa, öz ve kalitelidir. Yani geçmişte olanları ısıtıp tekrar ortaya koymanın hiçbir anlamı yoktur.
Diyaloglar kısa, öz ve kaliteli olmalı. Ancak, tartışma anında kendimizi tam olarak ifade edemiyorsak, devreye aileleri dahil ediyoruz. Aileler hakkında yorumlar yapılıyor ve incitmeler daha da büyüyor. Burada neyi, nasıl konuştuğumuzu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Dengeyi koruyabildiğimizde otokontrol bizde olacaktır.
İletişimin en önemli özelliklerinden bir tanesi anlaşılmak ve karşı tarafı anlama programı içine girmek. Sık sık “Seni anlıyorum.” cümlesini kullanmamız gerekiyor. Bu, karşı tarafa anlaşılmaya çalışıldığını hissettirir ve karşımızdakini de iletişime devam ettirir. İletişimin sağlıklı devam etmesi için ise; “Seni dinlemek istiyorum, şu anda beynimi boşalttım, her şeyimle seni dinliyorum.” demek iletişime tamamen kanalize olmaktır ve sorunlara çözüm üretmektir.
İfadelerin güçlü olması için en önemli nokta dinlemek ve yerinde konuşmaktır. Çok karıştırmadan, dallandırıp budaklandırmadan az ve öz konuşup iletişimin devamını sağlamak gerekir. Böyle yaptığımız zaman, “Sen benim için önemlisin, değerlisin, seni anlamaya çalışıyorum, çünkü seni dinliyorum.” demiş oluyoruz.
Bu soruya eşim şöyle cevap vermişti: “İletişim zaten anlama ve anlaşılmadır. Belki ben bana göre doğru olan bir yanlışı savunuyor olabilirim veya sizin algılamanız farklı olabilir. Bu durumda, çaba sarf edip birbirimizi anlamaya çalışmalıyız. Bu anlamda karşılıklı konuşarak düzeltmeler yapacağız.” 17 yıldır birbirimizi anlayabiliyoruz. Yani, eğer bir yanlış anlaşılma varsa, tekrarladığımız takdirde, ne denilmek isteniyorsa bu da öğrenilmiş oluyor. Bu çok önemli. Birbirini dinlemeyen, anlamayan veya anlamak istemeyen, dinlemek istemeyen o kadar çok çift var ki…
Bir danışanım; “15 yıllık evliyim, eşimle bir saatlik bile sohbetimiz olmadı. Gün içinde kullandığımız cümlelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.” demişti. “Peki, siz iletişim kurmak için neler yapıyorsunuz?” dediğimde hanım; “Eşim beni hiç dinlemiyor ki, ne konuşayım?” demişti. İşte iletişim burada kopuyor. Evlilikte eşler birbirlerini dinlemiyorlarsa ciddi anlamda sorun var demektir. Şimdi hanım danışmanlık hizmeti alıyor ve eğitim aldığı için de her akşam eşine “Beni dinlemeni istiyorum, sana ihtiyacım var, beni dinlediğini bilmeye ihtiyacım var.” demeye başladı. Beyefendi de hanımını karşısında sürekli konuşur bulunca ister istemez dinliyor ve o da konuşmaya başlıyor. Artık her gün, en az on dakika konuşuyorlar.
Bu çifte; “Konuşma sürenizi uzatın, geçen yılların acısını çıkarın, el ele tutuşun, birbirinize güzel sözler söyleyin.” demiştim. Çünkü biz kendi ellerimizle bu hayatı çekilmez hale getiriyoruz. Kendi kendimize yaptığımız kötülüğü bir başkası bize yapamaz. Bilmemekten çok şey geliyor insanın başına. Fakat bilmememiz için hiçbir neden yok. Etrafımızda güzel iletişim kuran birileri mutlaka vardır. Onları kolayca modelleyebiliriz. Yani, mutluluk yeni keşfedilecek bir şey değil. Keşfedilmiş olanı alıp uygulayabilirsiniz. Anlamak ve anlaşılmak dünyadaki en büyük keyiftir. Bunun için, öncelikle dinlemek lazım ve özellikle nasıl hitap ettiğimizi iyi bilmek gerekiyor.

150 Soruda Evlilik/Akis Kitap

Dahi Beyin Blog  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder