Duygularınızı Kontrol Altında Tutun

“Heyecan ve duygularınızı kontrol altında tutmalısınız. Örneğin, kızdığınız zaman tansiyonunuz altı derece artar. Bunun kalbiniz üzerindeki zararlı baskısını bir düşünün. Bir kimseyi hatasından dolayı suçladığınız zaman da o insanın kalbi üzerinde büyük bir baskı yapmış olursunuz. Bir problem yüzünden sinirlenir veya kızmaya başlarsanız hemen bu problemi kafanızdan atıp gevşemeye bakın. Bu sayede iç huzursuzluğunuzu ortadan kaldırırsınız. Kalbimiz, duygularını kontrol edebilen, neşeli ve huzurlu insanlardan hoşlanır.”

Dr. Charles Miner Cooper

Ben genelde beni gerginleştiren biri hakkında şu yola başvururum sağ beynimi, hayal gücümü kullanarak o kişiyi nötr halde hayal ederim. O kişiyi gördüğümde ona kızacağıma, onu bir bebek olarak ağzında emzik varmış gibi görürüm. Bir anda o duygusal yoğunluğum geçer ve o kişinin beni gerginleştirmesini engellerim.

Olumsuz bir durum olduğunda ise onunla ilgili görüntüyü meditasyon (derin düşünme) yoluyla küçültürüm, silikleştiririm. Böylece kendimi daha rahat hissederim. Dünyada hiçbir şey benden değerli değildir. Ben daha değerliyim. Kendimi seviyorum ve kendime değer veriyorum, deyip hayatıma devam ederim. Çünkü kimse beni benim kadar sevemez, bana benim kadar değer veremez. Bunu yaparken dengeyi kaybetmemek gerek. Kendine değer vermek başkalarına değer vermemek anlamına gelmemeli. Her insan değerlidir. Kendine değer vermek ayrı, kendini beğenmek ayrıdır. Benim önceliğim kendimim.  

Bir başka yol da sadece olmasını istediğim şeyleri düşünürüm. Bir arkadaşım vardı. Bir üst katta oturan komşuları moralini bozuyormuş. Halden anlamayan, çocukları sevmeyen bir aileymiş. Zihnimde uzun süre onlarla uğraştım. O kadar ki günlük işlerimi bile etkiler olmuştu. Onları değiştiremeyeceğimi anlamam biraz uzun sürmüştü. Sonunda çareyi buldum, dedi. Çare de onları yok saymak, onları hiç düşünmemek. Apartman sekiz kattı. Ben yedi kat olarak düşündüm ve rahatladım. Bir süre sonra onları gördüğümde beni eskisi kadar germediğini, sinirlendirmediğini gördüm ve rahatladım, dedi.

         Artık iş yaşamında zihinsel zekadan (IQ) çok duygusal zeka (EQ) geçerli. Özellikle insan ilişkileri, iş yaşamı ve şirket yönetiminde duygusal zeka daha çok kullanılmaktadır. Duygularını kontrollü kullanan kişi istediği şeyi kendine çeker. Gelecek IQ’ dan çok EQ’ yu kullananların olacak. Bir işyerine örneğin mühendis olarak girersin bu IQ boyutudur. Ancak orada kalmak ve yükselmek istiyorsan EQ’nu yani duygusal zekanı kullanman gerekir. İnsanlarla iletişime giremiyorsan, insanlarla geçinemiyorsan, emrindekileri motive edemiyorsan, onların duygusal ihtiyaçlarını göz önüne alıp gideremiyorsan o işyerinde fazla kalamazsın. Bunu unutmamak gerek. Yaşam yolunda donanımsız değiliz, yeter ki bunların farkına varalım ve bunları kullanabilelim.

         İstediğin ile ilgili düşünce ve duygularını kontrol edip olumluya çevirdiğinde onu kendine çekersin. Çalışmaya olumlu duygularla yaklaşıp onu yaşamının bir parçası olarak görüyorsan kendini iyi hissedersin. Bu his de seni çalışmaya sevk eder ve istediğini kendine çekersin.


Kaynak: Çekim Gücü İle Başarı / Akis Kitap

Dahi Beyin Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder