Bir insanın mesleğinde başarılı olup
olmadığını ne ile ölçersiniz?
Çoğunuzun vereceği cevabı şimdiden
kulaklarım çınlarcasına duyuyor gibiyim! Hep bir ağızdan bağırıyorsunuz:
Paaaraaaaaa!
“Kişinin kazandığı para, mesleğinde
ne kadar başarılı olduğunu gösterir?” dedi, bu yazıyı yazmadan önce
yukarıdaki soruyu sorduğum kişi!
Kazandığı para = Mesleğindeki
başarı
Oysaki ben geçenlerde farklı bir
başarıya şahit oldum.
Paranın her şey olmadığını, asıl
başarının bambaşka bir şey olduğunu gösteren bir olay…
Hemen hepimiz, hayatta bir şekilde
dişçi koltuğuna oturmuşuzdur değil mi?
Acı ya da tatlı henüz hiç bir
tecrübe yaşamamış olsak bile, o koltuğa ilk oturduğumuzda, tüm kaslarımız
gerilir. Hatta kimimizin midesi bile bulanır. Başı döner, rengi solar. Oysaki
henüz hiçbir tecrübe yaşanmamıştır.
Ama o koltuğa oturmadan önce, dişçi
ve kerpetenleriyle ilgili oldukça önemli kişilerden oldukça abartılı hikâyeler
dinlenilmiştir.
İşte bunlardan biri de Maksut
Eren’di.
Aslında o hikâyeler dinlemekten
ziyade, gerçekte dişçi mi, yoksa yanlışlıkla dünyaya diş doktoru kılığında
gönderilmiş olan bir zebani mi, ne olduğu tam bilinemeyen birisiyle bundan bir
sene önce güzel ülkemin başkenti olan Ankara’da bir vesileyle karşılaşmıştı.
Karşılaşmıştı karşılaşmasına ama
uzun mücadeleler sonucu hem dişlerini kaybetmişti, hem parasını (benim paramı)
hem de tüm doktorlara olan güvenini…
Neyse, gelelim günümüze…
Gel zaman git zaman Maksut Eren’in
bu sene yaşadığı şehir olan Adana’da doktora gitmesi gerekti.
Ne doktoruna mı?
Elbette diş doktoruna!
Tabi ki, evvelki tecrübelerini göz
önüne alırsanız işimiz bayağı zordu…
Uzun uğraşlar, nasihatler ve
çaktırmadan (kimi zaman alenen ) yapılan tehditler işe yaradı.
Arabaya bindirmeyi ve diş
doktorunun çalıştığı yerin kapısının önüne kadar gelmeyi başardık.
Maksut Eren’in rengi solmuştu,
gözleri ise bir başka bakıyordu etrafa.
Anlaşılan içeri girdiğinde
yaşayacağı şeyleri, daha önceleri Ankara’da karşılaştığı doktorla
özdeşleştirmişti.
Bir şekilde doktorun muayene ettiği
yere girdiğimizde, farklı bir atmosferle karşılaştık.
Gülen bir yüz vardı.
Ve gülen gözler…
Anlaşılan farklı bir yere geldik
diye düşünüyordu Maksut Eren.
Şaşırmıştı…
Bir an ne diyeceğini bilemedi ve
kendisine sorulan soruya “Eren!” diye cevap verdi…(Doktor adını sormuştu)
Doktorun kullandığı cümleler, yüz
ifadeleriyle doğru orantılı olarak sevgi doluydu.
Hemen her cümlenin bitiminde “Eren
Abi!” sözcüğünü kullanıyordu. Eren ise henüz on bir yaşındaydı.
Doktorun ses tonu, güler yüzü ve
iletişim kurmadaki başarısı Eren’i o koltuğa ( dişi ağrıyanların korkulu rüyası
olan koltuğa) oturtmayı başarmıştı.
Bu gün yaklaşık üç aydır Maksut
Eren diş doktoruna düzenli aralıklarla gidiyor.
Giderken, üzerindeki ti-şortun
temiz olmasına, dişlerinin fırçalanmış olmasına kendiliğinden dikkat ediyor.
Ve en son iki gün önce
gittiğimizde, doktor hanım Eren’in diş muayenesinden sonra, yaz döneminde
dikkat etmemiz gerekenleri anlatırken, “Hocam!” dedi, “Sizin bu yakışıklı
Eren süper bir hasta!”
Gayri ihtiyari Eren’e doğru baktım.
O, hala çoğu kişinin korkulu rüyası
olan o malum koltukta oturuyordu.
“Eren süper bir hasta!” cümlesini
duyunca imkanı olsaydı o küçücük dudaklarını taa kulaklarına kadar götürecekti.
İçten içe gülümserken otuz iki dişi
( henüz küçük olduğu için çoğu yok, bir kaçını da Ankara’daki o malum doktor
çekti-pardon kopardı, düşürdü-) birden görünüyordu.
İşte böyle…!
İşte böyle…!
Meslekteki başarı deyince benim
aklıma başka şeyler geliyor:
Mesela sevgi geliyor,
İletişim geliyor,
İnsanlık geliyor,
Güler yüz geliyor…
…
…
Merak edenler için söyleyeyim…
Ankara’daki çok para kazanan
doktorun ismi: ( İnanın o işinize yaramaz, onun için söylemeyeceğim!)
Buradaki mesleğinde başarılı
doktorun ismi ise Nalan…
Dahi Beyin Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder