Hep bir şeyleri yanlış yapıyoruz;
ya da yanlış şeyler üzerinde yoğunlaşıyoruz.
Aslında üzerimize düşeni bi hakkın
yerine getirmek için uğraşsak yeterli olacağını bilmiyoruz.
Birkaç genç, bir öğretmen
arkadaşımın odasında toplanmışlar, hayattan ve başarmaktan bahsediyorlar.
Uzun uzun konuşuyorlar.
“İnanırsanız yapabilirsiniz!”
“İsterseniz yapamayacağınız bir şey
yok!”
“Yeter ki, siz isteyin!”
Gibi, birbirinden güzel ve motive
edici cümleler…
Bu çocuklar istiyor. İnanıyorlar
da!
Ama hemen hemen hepimizin düştüğü
bir yanlışın içindeler.
Ve işin garip tarafı bu yanlışın
farkında değiller.
…
Her birinin maddi durumu çok iyi.
Evlerinde özel odaları, bilgisayarları ve yaşamak için onca nedenleri var.
Şimdilik tek eksikleri ise
üniversite kazanmak. Onu da can-ı gönülden arzu ediyorlar; ama eyleme
geçmiyorlar.
Sadece istiyorlar…
Hani bilirsiniz! Acemi şoförler
vardır. Direksiyonu dümdüz ve sımsıkı tutarlar. Sonra da gazı kökleyip
debriyajdan ayaklarını çekerler.
Veeee!
Beklenen hüsran!
Araba stop etmiştir. Motor çalışmıyor…
Neden mi?
Çünkü bu arkadaşlar bir yandan gaza
basarken, diğer yandan el frenini indirmeyi unutmuşlar.
Motor önce bir zorladı…
Araba yerinden kalkacak gibi oldu;
ama şartlar tam olarak yerine gelmediği için araba hareket etmedi, edemedi.
…
Yine acemi şoförlerin sık sık
başına gelen bir hadise vardır.
Heyecanla ileriye bakarlar;
direksiyon yine sımsıkı tutulmuştur.
Debriyajdan ayak, büyük bir
itinayla kaldırılır, gaza olabildiğince absürt bir şekilde basılır.
Veeee!
Yine beklenen hüsran!
Araba hareket etmemiştir.
Neden mi? Çünkü vites boştadır.
Ne kadar gaza basarsanız basın
araba hareket etmez, edemez.
Ne kadar isterseniz isteyin arabayı
yürütemezsiniz.
Arabanın yürümesi için şartları
tamı tamına yerine getirmeniz gerekir.
El freni çekikse, ya da vites takılı
değilse, sizin istemeniz bir şey ifade etmeeezz.
…
Sevgili gençler!
Üniversiteye girmeyi çok
istiyorsunuz. Bunu anlıyorum!
Aileniz her türlü ortamı
hazırlamış; iyi bir okul ve çalışmanız için gerekli tüm ortam hazırlanmış.
Hatta garip ama sizde istek de var;
ama şartları yerine getirmiyorsunuz.
Hayatınızdan el frenlerini
indirmemişsiniz.
Ya da ne bileyim! Vitese
takmamışsınız.
O zaman kazanamazsınız.
Sadece istemek yetmez; eyleme
geçin!
Sizi engelleyen el frenlerinizi
tespit edin ve tek tek çıkarın hayatınızdan.
Ya da geçici bir müddet bir kenara
koyun.
Bakın o zaman nasıl da güzel
süreceksiniz arabayı.
Hani kaba olacak biraz ama; yağ gibi kayacak asfaltta.
(Asfalt ağladı beee!)
Dahi Beyin Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder